Hatırlar mısınız bilmem...

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.04.2021 - 11:37, Güncelleme: 14.04.2021 - 11:37
 

Hatırlar mısınız bilmem...

HAKKI BALCI KÖŞE YAZIISI

YOKSA UNUTTUNUZ MU? Unutmayanlar, unutkanlara hatırlatsın, Bilenler, bilmek istemeyenlere anlatsınlar. Ya çörçil ya naylondu ayakkabılarımız Ayak bileğimize kadar gömülen tozlu yollardan geçti çocukluğumuz.  Suyun menbaını Mağmanda’da,  Musluğu altı ülüklü çeşmede,  Gofreti  Ruslarda,  Foteri inkılap kalıntılarında Tüyünü Almancı da, Gazeteyi piknik artıklarında gördü çoğumuz.  Elektriğin şavkını ilkokul dörtte, Ucundan kopardığımız Pazar ekmeğini, Hafta da bir yediğimiz şamardan biliriz. Sakızı çerçici de, Kumaşı bohçacıda, Parayı sümüklü böcüde, Şekeri bayramda,  Sütünü davar ağılında, Tozunu Marshall yardımlarında tanımış nesiliz. 50’li yılların başlarında portakalda vitamin, Sonlarında cenin, 60 ihtilalinde sabi, 70’li yıllarda yıllarda Siyah önlüklü, beyaz yakalı  İlk mektepli, Başı şapkalı, orta mektepli Talebeleriydik... Muhtırayı babamdan, 74 Kıbrıs Barış Harekatını Transistörlü radyodan Köy odasının altında dinlerdik biz. Büyüdük liseli olduk.  Demirel gidiyor, Ecevit geliyor, Ecevit geliyor, Demirel gidiyor, Gün tüpgaz, benzin, mazot kuyruklarında bitiyordu.  Sigara karaborsada, ihracat kitaplardaydı, 73’cente muhtaç hallerdeydi ülkemiz. Sayısız sol franksiyon, kurtarılmış bölgeler,  Gün Sazak’lar, Uğur mumcular,  solun kan haberinden sağ,  sağın akan kanından sol keyif alıyor, Bölündükçe, büyüyordu cehaletimiz, Vesayetçi kurumlarımız,  Yanar döner adaletimiz,  Polder’li, Polbir’li polislerimiz, Dağlara taşlara adı yazılı Karaoğlanımız,   Sekiz kere gidip Dokuz kere gelen Demirel’imiz Güneş motel,  11’lik alavere, dalavere, Al takkeyi ver külahı, Curcunaya bak hele, MC hükümetleri, koalisyonlar, Seçilemeyen Cumhurbaşkanı, Yüzlerce çatışma binlerce ölü Binaenaleyh 12 Eylül darbesi, Kaşla göz arasında 18 solcu 8 sağcı asılıverdi Aylar önce mektupla darbe tehdidi alan Hödük siyasetçilerin şakşakçılarıyken, Birden dönüverdik, meydanları doldurduk Çılgınca darbeciyi alkışlar olduk binaenaleyh hepimiz.  Gözümüz kör, aklımız firardaydı, Gördüğü işkenceden ölen ülkücü, sürünen solcu Seydişehirli Yiğitleri bile görmedi gözlerimiz, Halimiz ne ise layığımız oydu bizim, “Bir sağdan bir soldan astık” diyen celladımızı  Yüzde 91 nokta 37 ile getirdik başa, Çok şükür 8 nokta 63’le ‘hayır’ dedi elimiz.  Laikliğin ve demokrasinin yılmaz savunucusu Günaydın Gazetesi: ilk idam edilen; solcu Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu için “İki Terörist Darağacına Titreyerek Çıktılar.” Başlığını keyif alarak atarken, saklambaç ilavesi için para verip alıyorduk Günaydın’ı biz. ANAP hükümetleri, MC hükümetleri ve Türkiye, Neler çekti bu zihniyet yüzünden,  Hatırlayın kumpası, yıl 1998  Vural savaş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Necdet sezer Anayasa mahkemesi Başkanı, Ve kapatılan Refah Partisi... Ya sonrası;  Vural savaş, DSP ‘ye katıldı,  Olmadı CHP’den milletvekili adayı. Necdet Sezer hoop cumburlop Cumhurbaşkanı Ya Bugünlerde HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Milli Nizam, Milli Selamet Partisi, Refah partisi, Fazilet Partisi kapatılırken rolü neydi.  12 Eylülcüler yargılanamaz derken, Hangi demokratik unsurları yargıladı? Unutkanız biz unutkan... 28 Şubat sürecini,  Batı Çalışma Gurubu’nun fişlemelerini, İkna odalarını, Nur Serter’leri Başörtülü kızlarımızın okullarından atılışını, Kışlaya annelerin sokulmayışını, Amerika’dan “Balans ayarı yaptık” diyen zoptiriği, iktidar partisinin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek için düzenlenen suni ‘Cumhuriyet Mitinglerini’ 27 nisan Bildirisini  Unuttuk biz unuttuk daha bir çok şeyi, Az kaldı,  Yakında 15 Temmuz 251 vatandaşın şehit edildiği ihanetini de unuturuz biz... Ne güzel günlerdi demi o günler,  Adalet mülkün temeliydi, Demokrasimiz harikulade, Üniversitelerimiz ilim yuvasıydı. Yağ, çay, mazot, pirinç kuyrukları vardı ama Refah içindeydik hepimiz... Hastaneler tam teşekküllü,  Eczanelerde hiç kuyruk yoktu demi, Devalüasyon ne ki!  Gecede yüzde 8 bin Liraydı faizimiz, Gece limon satardı öğretmenimiz... Geldik 2002’ye Çok teşekkür ederiz. Ekonomimiz İlk dört yılda 7,2 oranında büyüdü Kalan kısmını yüzde 3,5’la devam ettirdik. IMF’e borcumuzu bitirip esaretten kurtulduk. Ne yağ kuyruğu, Ne çay ne de benzin kuyruğu gördük, Denizin altından Marmaray,  Üstünden köprüler, yollar, tüneller  Hızlı trenler, havaalanları  Hastaneler, çöpsüz istanbul,  Üniversiteler, Bedava ders kitapları,  Bitmeye yüz tutan terörizm, Nükleer hamleler, doğalgaz anlaşmaları,  Engellilere yapılan hizmetler, Hizmet odaklı belediyeler, Dünya 5’ten büyük restini çektik,  Davos’u terkettik,  Ezilmişlikten kurtulup dik durur hale geldik, Savunmamız millileşti,  İrtica haberleri bitti. Ve daha bir çok başarıya imza atıldı. Bunları asla unutmayız, unutturmayız... Yok sayan nankör, reddedene hain deriz biz, Lakin, Gittikçe azalıyor güvenimiz, Liyakatte sınıfta kaldınız. İstikrarda tökezlediniz. Mental yorgunluğu başladı dediniz, Yorgunları, pişkinleri, kaşarları, Faydacıları baş tacı ettiniz. Adalet çizginizden kayıp,  Feraseti unuttunuz. Merkeziyetçi anlayışta çakılı kaldınız, Halka kulak vermiyor  ‘Biz yaptık oldu’ diyorsunuz. 28 Şubatın hödüklerine can verip, Eziyetini çekenleri görmezden geliyorsunuz. İster kızın ister dost sözü görün yazdıklarımı. Varsın kızsınlar,  Bak “Hakkı Balcı ne yazmış desinler, İsim isim bilirim pragmatik bu tipleri,  Zaten ne zaman doğruyu yazsam, Ne zaman gerçekleri yazsam… Beni karalamaya, değersizleştirmeye çalışan nemacılarla karşılaştım. Yılmadım, yılmayacağım...  Israrla yazıyorum. Ak Parti özüne dönmediği müddetçe, Bir değil on Ayasofya açsa, asla ve eskisi gibi olmayacak. Kişilik ve şahsiyetinden şüphe duymadığımız  Recep Tayyip Erdoğan var,  Süleyman Soylu’lar var, Nice güzel insan var ama Tam tersi olanlar da var. Nemalananlar,  idare-i maslahatçılar uzaklaşmadığı, Uzaklaştırılmadığı müddetçe… AK Parti geçmişteki gibi asla güçlü olmayacak. Bu görüşler sadece benim görüşlerimse namerdim. Şu küçücük ilçede bile binlerce kırgın var. Hülasa; Bugünlerde GEÇMİŞİ ve GEÇMİŞİNİ sanırım en çok siz unuttunuz...
HAKKI BALCI KÖŞE YAZIISI


YOKSA UNUTTUNUZ MU?

Unutmayanlar, unutkanlara hatırlatsın,
Bilenler, bilmek istemeyenlere anlatsınlar.
Ya çörçil ya naylondu ayakkabılarımız
Ayak bileğimize kadar gömülen tozlu yollardan geçti çocukluğumuz. 

Suyun menbaını Mağmanda’da, 
Musluğu altı ülüklü çeşmede, 
Gofreti  Ruslarda, 
Foteri inkılap kalıntılarında
Tüyünü Almancı da,
Gazeteyi piknik artıklarında gördü çoğumuz. 
Elektriğin şavkını ilkokul dörtte,
Ucundan kopardığımız Pazar ekmeğini,
Hafta da bir yediğimiz şamardan biliriz.

Sakızı çerçici de,
Kumaşı bohçacıda,
Parayı sümüklü böcüde,
Şekeri bayramda, 
Sütünü davar ağılında,
Tozunu Marshall yardımlarında tanımış nesiliz.

50’li yılların başlarında portakalda vitamin,
Sonlarında cenin,
60 ihtilalinde sabi,
70’li yıllarda yıllarda
Siyah önlüklü, beyaz yakalı 
İlk mektepli,
Başı şapkalı, orta mektepli
Talebeleriydik...
Muhtırayı babamdan,
74 Kıbrıs Barış Harekatını
Transistörlü radyodan
Köy odasının altında dinlerdik biz.

Büyüdük liseli olduk. 
Demirel gidiyor, Ecevit geliyor,
Ecevit geliyor, Demirel gidiyor,
Gün tüpgaz, benzin, mazot kuyruklarında bitiyordu. 
Sigara karaborsada, ihracat kitaplardaydı,
73’cente muhtaç hallerdeydi ülkemiz.

Sayısız sol franksiyon, kurtarılmış bölgeler, 
Gün Sazak’lar, Uğur mumcular, 
solun kan haberinden sağ, 
sağın akan kanından sol keyif alıyor,
Bölündükçe, büyüyordu cehaletimiz,
Vesayetçi kurumlarımız, 
Yanar döner adaletimiz, 
Polder’li, Polbir’li polislerimiz,
Dağlara taşlara adı yazılı Karaoğlanımız,  
Sekiz kere gidip Dokuz kere gelen Demirel’imiz
Güneş motel, 
11’lik alavere, dalavere,
Al takkeyi ver külahı,
Curcunaya bak hele,

MC hükümetleri, koalisyonlar,
Seçilemeyen Cumhurbaşkanı,
Yüzlerce çatışma binlerce ölü
Binaenaleyh 12 Eylül darbesi,
Kaşla göz arasında 18 solcu 8 sağcı asılıverdi
Aylar önce mektupla darbe tehdidi alan
Hödük siyasetçilerin şakşakçılarıyken,
Birden dönüverdik, meydanları doldurduk
Çılgınca darbeciyi alkışlar olduk binaenaleyh hepimiz. 

Gözümüz kör, aklımız firardaydı,
Gördüğü işkenceden ölen ülkücü, sürünen solcu Seydişehirli Yiğitleri bile görmedi gözlerimiz,
Halimiz ne ise layığımız oydu bizim,
“Bir sağdan bir soldan astık” diyen celladımızı 
Yüzde 91 nokta 37 ile getirdik başa,
Çok şükür 8 nokta 63’le ‘hayır’ dedi elimiz. 

Laikliğin ve demokrasinin yılmaz savunucusu
Günaydın Gazetesi: ilk idam edilen; solcu Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu için “İki Terörist Darağacına Titreyerek Çıktılar.” Başlığını keyif alarak atarken, saklambaç ilavesi için para verip alıyorduk Günaydın’ı biz.

ANAP hükümetleri, MC hükümetleri ve Türkiye,
Neler çekti bu zihniyet yüzünden, 
Hatırlayın kumpası, yıl 1998 
Vural savaş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı,
Necdet sezer Anayasa mahkemesi Başkanı,
Ve kapatılan Refah Partisi...
Ya sonrası; 
Vural savaş, DSP ‘ye katıldı, 
Olmadı CHP’den milletvekili adayı.
Necdet Sezer hoop cumburlop Cumhurbaşkanı
Ya Bugünlerde HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
Milli Nizam, Milli Selamet Partisi, Refah partisi, Fazilet Partisi kapatılırken rolü neydi. 
12 Eylülcüler yargılanamaz derken,
Hangi demokratik unsurları yargıladı?
Unutkanız biz unutkan...

28 Şubat sürecini, 
Batı Çalışma Gurubu’nun fişlemelerini,
İkna odalarını, Nur Serter’leri
Başörtülü kızlarımızın okullarından atılışını,
Kışlaya annelerin sokulmayışını,
Amerika’dan “Balans ayarı yaptık” diyen zoptiriği,
iktidar partisinin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek için düzenlenen suni ‘Cumhuriyet Mitinglerini’
27 nisan Bildirisini 
Unuttuk biz unuttuk daha bir çok şeyi,
Az kaldı, 
Yakında 15 Temmuz 251 vatandaşın şehit edildiği ihanetini de unuturuz biz...

Ne güzel günlerdi demi o günler, 
Adalet mülkün temeliydi,
Demokrasimiz harikulade,
Üniversitelerimiz ilim yuvasıydı.
Yağ, çay, mazot, pirinç kuyrukları vardı ama
Refah içindeydik hepimiz...

Hastaneler tam teşekküllü, 
Eczanelerde hiç kuyruk yoktu demi,
Devalüasyon ne ki! 
Gecede yüzde 8 bin Liraydı faizimiz,
Gece limon satardı öğretmenimiz...

Geldik 2002’ye
Çok teşekkür ederiz.
Ekonomimiz İlk dört yılda 7,2 oranında büyüdü
Kalan kısmını yüzde 3,5’la devam ettirdik.
IMF’e borcumuzu bitirip esaretten kurtulduk.
Ne yağ kuyruğu, Ne çay ne de benzin kuyruğu gördük,

Denizin altından Marmaray, 
Üstünden köprüler, yollar, tüneller 
Hızlı trenler, havaalanları 
Hastaneler, çöpsüz istanbul, 
Üniversiteler,
Bedava ders kitapları, 
Bitmeye yüz tutan terörizm,
Nükleer hamleler, doğalgaz anlaşmaları, 
Engellilere yapılan hizmetler,
Hizmet odaklı belediyeler,
Dünya 5’ten büyük restini çektik, 
Davos’u terkettik, 
Ezilmişlikten kurtulup dik durur hale geldik,
Savunmamız millileşti, 
İrtica haberleri bitti.
Ve daha bir çok başarıya imza atıldı.
Bunları asla unutmayız, unutturmayız...
Yok sayan nankör, reddedene hain deriz biz,

Lakin,
Gittikçe azalıyor güvenimiz,
Liyakatte sınıfta kaldınız.
İstikrarda tökezlediniz.
Mental yorgunluğu başladı dediniz,
Yorgunları, pişkinleri, kaşarları,
Faydacıları baş tacı ettiniz.
Adalet çizginizden kayıp, 
Feraseti unuttunuz.
Merkeziyetçi anlayışta çakılı kaldınız,
Halka kulak vermiyor 
‘Biz yaptık oldu’ diyorsunuz.
28 Şubatın hödüklerine can verip,
Eziyetini çekenleri görmezden geliyorsunuz.

İster kızın ister dost sözü görün yazdıklarımı.
Varsın kızsınlar, 
Bak “Hakkı Balcı ne yazmış desinler,
İsim isim bilirim pragmatik bu tipleri, 
Zaten ne zaman doğruyu yazsam,
Ne zaman gerçekleri yazsam…
Beni karalamaya, değersizleştirmeye çalışan
nemacılarla karşılaştım.
Yılmadım, yılmayacağım... 

Israrla yazıyorum.
Ak Parti özüne dönmediği müddetçe,
Bir değil on Ayasofya açsa, asla ve eskisi gibi olmayacak.
Kişilik ve şahsiyetinden şüphe duymadığımız 
Recep Tayyip Erdoğan var, 
Süleyman Soylu’lar var,
Nice güzel insan var ama
Tam tersi olanlar da var.
Nemalananlar, 
idare-i maslahatçılar uzaklaşmadığı,
Uzaklaştırılmadığı müddetçe…
AK Parti geçmişteki gibi asla güçlü olmayacak.

Bu görüşler sadece benim görüşlerimse namerdim.
Şu küçücük ilçede bile binlerce kırgın var.

Hülasa;
Bugünlerde GEÇMİŞİ ve GEÇMİŞİNİ sanırım en çok siz unuttunuz...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.