LOKOMOTİF SEKTÖR

“Seydişehir bambaşka bir şehir oluyor” başlıklı yazımızda ilçemizin artık termal şehri olduğunu Seyid Harun Meydanı projesi, çevre yoluna temeli atılan yöresel ürünler dükkanları, geçtiğimiz yıllarda açılan Selçuklu Park ve Millet Parkı, bisiklet festivalleri ve doğa yürüyüşleri ile Seydişehir’in çehresinin değiştiğini güzelleştiğini dile getirmiştik. Tam istediğimiz gibi olmasa da bu gelişmeler Seydişehir’in büyümesine ve istihdamına büyük ölçüde katkısı olacak. Kalkınmamızın yegane lokomotifi olan ETİ A.Ş. Yerini yerini tarıma bırakıyor diyebiliriz. Peki nasıl? Birincisi; 2000 li yılların başında başlatılan Yaylacık ve Dikilitaş yörelerinde başlatılan çilek projesi sayesinde yörenin ekonomisin kalkındığını o yıllarda en fazla yeşil kart kullanan bu bölgelerin artık en az sosyal yardım alan bir duruma geldiğini görüyoruz. İkinci tespitimiz ise; yapılan sıfır evlerin en fazla alıcısı Eti A.Ş. çalışanları iken şimdiki alıcıların tarım ile uğraşanlar olduğunu mütahitlerden öğrendik.  Artık ilçemizdeki arazilerin büyük bir bölümünde sulu tarım yapılıyor. Eskiden sadece buğday ve arpa yetiştirilen tarlalarımızda ürün çeşitliliği de gitgide artıyor. Tarımda pazar ve işlenmiş ürün eksikliğimizi giderecek ; -Seydişehir Belediye’sinin projeleri arasında bulunan soğuk hava deposu ve kurutma tesislerinin biran önce faaliyete geçmesini sabırsızlıkla bekliyoruz. -Karaviran’da 1’i süt ile ilgili olmak üzere kurulan3 tarım kooperatiflerinin daha da artmasını arzu ediyoruz. -Yunus Karpuz Limited Şirketi’nin yakında temelini atacağı Saray Bakliyat Paketleme Tesislerinin kurulmasından da büyük sevinç duyuyoruz. Sanayi memleketi olarak bilinen Seydişehir’in tarımımızın lokomotif haline gelmesi de önümüze başka önemli bir fırsatı da çıkarmış oluyor. Var olan sanayimizi geliştirirken alt yapısı hazır hale gelen termal turizm, inanç turizm ve doğa turizmimizde canlanır. Seydişehir’in bir numaralı lokomotifi haline gelen tarımımızı da geç kalmadan en güzel şekilde değerlendirsek bu fakirliğimizin önüne geçebiliriz. Başka bir çaremiz de yok. Eğer tarım alanında ortaya çıkan bu imkânları değerlendiremezsek bize yazık olur.