CAMİ

Kimimiz; mıh kesilmiş gönüllerimizle kömürlü ve doğalgazlı kalorifer sistemlerinin kalori oranlarını, hangisinin daha verimli ya da daha ucuz olduğunu hesaplarken,

Kimimiz sayaç kancalarını düşürüp elektriği bedavaya getirmenin hesaplarını yaparken Sokakta ayaz var, buz kesiyor.

Donarak ölenler, ölümü gözleyenler var...

Hiç ezir üzür nane yemeyelim. İşi kutsala bağlayıp camiler insandan daha kutsal demeyelim.

Dramı sakın politik hezeyanlara çatışma zemini olarak kullanmayalım...

‘Sosyal belediyecilik, sosyal devletçilik var, bu devletin görevidir.’ deyip sorumluluktan sıyrılmanın yollarını aramayalım.

Sokak da ayaz var...

Eğri oturan doğru konuşamaz, doğru oturup doğru konuşalım.

Camiler istisnalar hariç vakitten vakide açılıyor mu?

Bazı camilerde imam hatibin ardında 1,2 ya da 3 kişi, bilemedin 5 kişi

Bazı camilerde 1,2 ya da 3 saf bilemedin, 5 saf olmuyor mu?

Camilerin kaloriferleri harıl harıl yanmıyor mu?

Öyleyse; İyi düşünmeliyiz, iyiyi düşünmeliyiz.

Camiler asrın iyilik hareketinin merkezi haline getirilebilir.

Birhan önce; eski camilerde gerekli alt yapı çalışmaları yapılarak barınma, yunma ve aşevi gibi temel ihtiyaçların giderilebileceği alanlar tesis edilmeli...

Bağlayıcı hükümlerin ardından, projesinde bu müştemilat  ve taahhüdü olmayan hiç bir yeni cami inşaasına müsaade edilmemeli,

Bütün hizmetler imam, cemaat ve millet iş birliğiyle yapılmalı, devlette denetlemesini yapmalı..

İslamofobiyi islamla cebelleşmek için kullanan ‘batının’,

İslam coğrafyasın da ki ‘bedevi beyinli’

ülkelerinin?

Ve içimizdeki ‘imanı gırıkların’ düşmanlıklarına da bir cevap olmaz mı bu iyilik hareketi?

Kaynaşmanın da ‘alâ’sı olmaz mı?