ELİNİ YÜZÜNÜ YIKA Bİ BACIM...
Aslen bu ilkel tartışmanın içerisinde yer almak istemem bacı lakin...
Esası itibari ile yeni kuşak türbanlılara benimde söyleyecek sözlerim var ama meseleye senin gibi fütursuzca yaklaşan birisini görünce ani bir tepki refleksi ve koruma iç güdüsü doğuyor insanda...
Be müfteri, be saygısız, küstah kadın...
Yahudilerin ve rahibelerin başörtüsü takmalarının aynı dini gerekçelerle veya senin din anlayışına göre etkileşim yolu ile bağdaştırmış olmana bir nebze sabredilebilir ancak;
Nasıl da bağladın Sümerlere, zengin aile kızlarının fahişe oluşuna başörtüsünü, tesettürü... sonra Yahudilere sonra rahibelere?
Oryantal kokulu cümlelerinin arasında içinde yaşattığın politik kini, nefreti nasıl da kusmuşsun?
Çokbilmiş Cumhuriyet gazetesi yazarı Işıl Özgentürk'ün 13 Ocak tarihli 'Yeni kuşak türbanlılar' başlıklı yazısındaki hadsizliğine, beyninin bütün köşelerine sirayet etmiş oryantalist tespite bakın...
"Türbanın nereden geldiğini bilmiyorlar. Kur'an'da yazıp yazmadığını bilmiyorlar. Onlara türbanın Sümerlere dayandığını, bu uygarlıkta zengin ailelerin ilk kızlarını fahişelik görevi yapmaları için belli bir süre tapınaklara yollamak zorunda olduğunu anlatıyor, halk karıştırmasın diye de bu kızların başını örtmesinin zorunlu kılındığını söylüyorum. İlk baş örtünme onlarda, ardından Yahudiler de bu geleneği değiştirerek almışlar ve kiliselerde yaşayan rahibelerin bu biçimde örtünmeleri herkes tarafından kabul edilmiş."
Sen ve senin gibi farklı inanan, farklı giyinen, farklı düşünen, insanlara Goyyim mantığı ile değer biçen ve yaşama şansı vermeyen halktan bihaber oryantalist cümlelerin anneannesi kadın...
Soyunu bir yokla bakalım ne çıkacak? Arada başörtülü varsa senin soyunda da Sümerli fahişelerden kalma kırıntılar var demektir...
İyi oku doğru anla...
Zil zurna sarhoş bir halde oturduğu kafede yan masada bulunan 6 başörtülü kadına, "Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!" diyerek sözlü tacizde bulunan, çirkefliği zapt edilemeyen ve başörtülü bayanların izinsiz bir şekilde fotoğraflarını çeken Deniz Çakır'ı melek gibi göstereceksin...
Kahve içmekten başka amacı olmayan hemcinslerine "haa bakın bu başınızdakilerin ilk takan fahişelerdi" deyip örtünmenin temelini Sümerlere kadar taşıyıp o masum kızlara köklerinin fahişelere dayandığını beyan edeceksin....
Sonrada bu toplumda huzur bekleyeceksin... Sonra da demokratım diyeceksin...
Eşim türbanlı kızım ise tercih etmedi...
Bulunduğum ortamda hele gelsin de o sanatçı kisveli kadın kelam etsin Arabistan'da yaşayın desin bana Işıl hanımefendi...
Bayan naifliği, zarafeti firar etmiş birisine erkek nezaketi gösteremem üstelik o rezil olmuş ahvalini bende rüsva ederdim...
İyi oku ve doğru anla metropol yazarı...
Bir fahişeye vicdanım sızlayarak bakarım ama sen gibi densizlere hiç saygı duyasım yok...
Taşranın ahır kokan, nasırlı ellerine kurban olduğum annelerinden sana çok selam var... Kocalarının da...
Emin olun bu toplumun feodalleri okumamış, taşrada yaşayanlar değil okumuş cahil kalmış sizlersiniz...
Sabahın köründe insanlara 'günaydın' deyip mutlu etme ve mutlu olmak derdinde iken toplumu kin ve nefrete gark edecek güya tespitinizi, teşbihinizi ve sizi bu toplumun vicdanına havale ediyorum...
Büyük yazar, çağdaş kadın Işıl hanım saat 07:03 ezan sesleri odama kadar yankılanırken bana neyi hatırlattınız biliyor musunuz?
Yaklaşık 32 yıl önce yaşadığım ilçenin ekonomisinin konuşulduğu bir panelde "Ezan sesleri yatak odalarımıza kadar girdi, bu insan haklarına aykırı" diyen panelisti ve gazeteci dostlarımla o salonu terk edişimi...
HÜLASASI;
Tenzih ile söylüyorum;
"Siz büyümeyeceksiniz vesselam..."
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
Elini yüzünü yıka bi bacım...