Türkiye’nin Birinci Gündemi: Kumar ve Uyuşturucu

Ankara’nın elbette yapacakları var. Yasalar, denetimler, operasyonlar önemli. Ancak mesele sadece güvenlik boyutuyla çözülecek kadar basit değil. Bu bir toplumsal alarmdır ve çözüm de topyekûn olmak zorundadır.

Daha önce de bu konularla ilgili köşe yazıları kaleme aldım. Maalesef idarecilerimizden güçlü bir ses, somut bir adım göremedik. Oysa bir mahalle muhtarımızın feryadı hâlâ kulaklarımızda: Uyuşturucu kullanımı 12 yaşına kadar düşmüş durumda. Gençlerimiz, çocuklarımız bu bataklığa sürüklenirken, bu çığlığa kulak tıkamak kabul edilemez.

Bir şeyler yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Öncelikle gençlerimizin boş zamanlarını geçirebileceği alanlara ve faaliyetlere ağırlık verilmelidir. Spor, özellikle futbol ve takım sporları bu noktada çok önemli bir araçtır. Gençleri sahaya, salona, kültür merkezlerine çekemiyorsak; sokak, kumar ve uyuşturucu onları kendine çekiyor.

Farkındalık programları mutlaka artırılmalıdır. Okullarda, mahallelerde, gençlik merkezlerinde bu konular açık açık konuşulmalı; korkutmadan ama gerçeği gizlemeden anlatılmalıdır. Veliler bu sürecin dışında bırakılmamalı, bilinçlendirme çalışmaları aileleri de kapsamalıdır.

Mahallenin eli, ayağı, kulağı olan muhtarlarımıza da büyük sorumluluk düşüyor. Mahallesini en iyi tanıyan kişiler olarak bu konuda daha duyarlı, daha ısrarcı olmaları gerekiyor. “Ben söyledim, görevimi yaptım” demek artık yeterli değil.

Şunu açıkça söylemek gerekiyor: Kumar, uyuşturucu ve fuhuş meselesi vahim bir noktaya gelmiştir. Bu sadece bireysel bir ahlak sorunu değil, toplumsal bir beka meselesidir. Bir kez daha başta yetkililerimiz olmak üzere, tüm kamuoyunu uyarıyorum. Eğitimi, okulları, gençlerimizi gözümüzden ayırmayalım. Elimiz, gözümüz, kulağımız onların üzerinde olsun.

Bugün susarsak, yarın çok daha ağır bedeller öderiz.