“Senin dürüstlüğüne samimiyetine sonsuz inanıyorum. Kesinlikle iyi bir insansın ama sana olan yakınlığımdan dolayı beni eleştiren partili arkadaşlarım var” diyen siyasetçi kardeşim...
Evet, bende senin samimiyetine inanıyorum... Seni anlıyorum... Öncelikle Seninde ‘O’ arkadaşlarının da bayramınız kutlu olsun...
Bu vesile ile hangi cenahtan olursa olsun; ilişkilerini saklambaç oynayarak belirleyen bütün körebelere ve onların etrafına kocaman duvarlar ören; haset, fitne, fesat ve müzevir karakterlilerin umumuna bir çift sözüm var...
Bilenler bilir... sende iyi bilirsin arkadaşım... Benim dostluklarım vefa üzerinedir... hak-hukuk üzerinedir... parti-purti, para-mara, imtiyaz-mimtiyaz vız gelir tırıs gider...
Hepimiz biliriz; Şehrin sokakları miyadı dolmuş, erk sahibi yalnızlarla dolu...
Tahtından hiç inmeyecek gücün tek sahibi Allah’tır... Hangi cenahın gücü, hangi tahtın sahibi olursan ol; gün gelir başkaca sahipleri olur...
Değişmeyecek tek şey ise; dalkavuklar, müzevirler, kişilik müflisi karakterlerdir... sadece isimleri değişir... her dönemde her cenaha sarmallar ama onların da nihayeti var... Çünkü sadece insan değil dünya bile fanidir...
Dalkavuklara göre şekil belirlemek acziyettir... Her zaman söyleyene bakarım... söylenene değil... Acaba niçin dedi?
Bir başka şahsı bir başka şahsa müzevirlemenin sebebi fikir farklılıklarıysa bu tipler olmamış hamlardır.
Şayet bir kötülükse; bunu açıkça kişinin yüzüne söyleyemeyen hödüklerdir... Bu tipler toplumun sosyal ilişkiler düzeyini sinsice bozan tiplerdir...
Her yerde İtibar görürler... İtibar edenler de bir üst mercilere aynı davranışı sergilerler...
Ayrıca; amip soyludurlar... Hiç bitmezler...
Hülasası;
Saklambaç oynama çağını çoktan geçtik dostum...
O tefrikacılara son sözüm; sevgili peygamberimizin müslüman, inanan, inanmayan ayırt etmeden söylediği şu sözü olsun;
"İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır."
Geride ne varsa teferruat...