Seydişehir için gerçekten de tarihi bir dönüm noktası,

Seydişehir Belediyesi tarafından termal turizm alanı olarak ayrılan 315 bin metrekarelik alanın tamamen şartlı satışı yapıldı.

Şehir dışından da ciddi firmaların alıcı bulduğu termal bölgesini alan firmalar Mayıs’a kadar projelerini hazırlayıp, Belediye’ye sunmaları 3 yıl içerisinde ise taahhüt ettikleri inşaatlarını bitirmeleri gerekiyor.

Şuanda bile Belediye Sosyal Termal Tesisleri ve özel Küpe Dağı Termalde toplam 75 kişi çalışıyor.

Satılan arsalar kaza bela olmazsa faaliyete geçtiği zaman gerçekten de leblebi ve alüminyumdan sonra Seydişehir için üçüncü geçim kaynağı olacak.

Bana göre nüfus bakımından küçülen ve yoksullaşan Seydişehir’in bu termal bölgesindeki parsellerin satışları bir kırılma noktası.

Termal Turizmin gelişmesinin diğer bir önemi ise var olan tarım ve sanayi potansiyelinin yanı sıra turizmin bir ayağının hayata geçirilmiş olması.

Artık bu noktadan sonra doğa ve inanç turizmi içinde kolları sıvamamamız gerekiyor.

Tamamlanmasa da Kuğulu Park ve Seyid Harun Meydanına yapılanlar bu iki turizmin harekete geçmesi için bizleri kamçılıyor.

Hükümetten de üretimi birinci öncülüğüne alması, var olan turizm teşviklerinin daha da genişleyeceği fazlalaşacağı haberlerinin gelmesi ilerisi için bir ışık doğuruyor.

Öyle umuyorum ki bir aksilik olmazsa baharla birlikte üretimde de bahar başlayacak.

Seydişehir bu konuda baharı bekleyen kumrular gibi…

İnşallah ümitlerimiz başka bahara kalmaz.

***SUĞLANIN SU MESELESİ

Bir musibet bin nasihattan iyiymiş derler.

Bu yıl kuraklık nedeniyle kısmen su sıkıntısı çeken Suğla Havzasında arazileri olan çiftçiler ister istemez ilerisi için tedirgin oldular.

Beyşehir Gölünde gitgide suların azalması, Çumra’nın ise aç gözlülüğü bu tedirginliklerini daha da artırdı.

Hareketten bereket doğarmış.

Bizlerin bu konuyu gündemde tutması, çiftçilerin de bu konuyu her fırsatta dillendirmesiyle yetkililerimiz de harekete geçti.

Geçtiğimiz gün DSİ yetkililerinde katıldığı Seydişehir Belediye Meclis Salonunda önemli bir toplantı yapıldı.

Toplantının içeriğinde bu seneki yağışların sevindirici olduğu ve başka su kaynakları için alternatif çözümler masaya yatırılmış.

Bize yansıyan yönüyle toplantıdan önemli bir karar çıkmamış.

Benim sık sık gündeme getirdiğim Göksu, Gembos projesi gibi Ankara Üniversite’nin bilimsel çalışması ile DSİ tarafından projesi hazırlanabilir bir noktaya gelen Akdeniz’e akan suyun bir bölümünün Suğla’ya aktarılması düşüncesi herhalde hiç gündeme gelmemiş.

Toplantıyı olumlu bulmakla beraber masaya yatırılan çözümlerin köklü çözüm olmadığını, su meselesini kökünden çözmek için Akdeniz’e akan suyun Suğla’ya akıtılması gereğine dikkat çekmek istiyorum.

Bence bu proje tarımımıza ikinci bir bahar yaşatacak.