YÜZLEŞME

                          

    Telefonda ki ses korku, hüzün ve acı ile karışık bir tonda  “ Hocam gençlerimiz hızla ateizm ve deizme kayıyor. Birşeyler yapmamız gerekiyor. ” diyordu. Son zamanlarda bu konu üzerine yapılan söylemler de beni en çok şaşırtan “ Toplumlar deist olmalı  ilkesi baştacı iken, bireylerin deist olması ” neden sorun olarak görülüyor?  Bireyler  toplumu  oluşturur , toplumda  bireyi yetiştirir. Bu döngü  de, elimizden geldiğince birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Gelecek nesiller dinimizi  öğrenip, yaşayabilsin diye. Niyetimiz  güzel olsa da, uygulamada hatalar yaptığımızı kabul etmeliyiz.

   0-7 yaş dönemi en çok duygulara  kalbe hitap edilmesi gereken dönemdir. Çocuklarımızın Allah’ın isimlerini ezberlemelerine verdiğimiz önemi, Allah sevgisini kalplerine yerleştirmeye  veremedik malesef.  “Ayn” harfinin çıkış noktasına takılıp kaldığımız  kadar, Alemlerin  Rabbi olan Allah’ın lütufları hakkında  sohbetler  dualar  yapamadık sanırım. Oğlum yıllar önce  Kur’an-ı Kerim okurken bu ayette “Ancak müminler kardeştir” diyor biliyor musun? dediğimde o kadar şaşırmıştı ki

 “ Ben okuduğumun bir anlamı olduğunu bilmiyordum… Karışık harfleri okuyoruz melekler de bize sevap yazacak, puan biriktirip  cennete girebileceğiz diye düşünmüştüm.”demişti.  4 yaşında  bir  çocuk ticari bir bağ kurmuştu bu büyük Rahmet dini  ile

      Çocuklarımıza şah damarlarından daha yakın, merhametlilerin en merhametlisi, Ekber olan Kerem olan Rabbi anlatmadan önce başını örtmezse!!! Cehennemde nasıl  cayır cayır yanacaklarını tasvir ettik. Krediyle alınan evler de, faizi haram kılan Rabbin! ayetlerinin bulunduğu Kitabı okutup, şükür davetleri verdik… Tefsir derslerimizden sonra iki lafın belini kırmak için sohbet ederken , filanca hocanın kızının, oğlunun durumuna pek bir üzülerek  ‘ sözde masum sohbetler ’ yapıp Hucurat suresi 12 yi hasır altı ettik. Pür tesettürle  çıktığımız sokaklara elimizde ki çöpleri atarken teharet emirlerini sadece idrar damlasına indirgedik. Kitap’a uymaktansa, kitabı kendimize uydurmak daha kolayımıza geldi.  Hey hat bu ne yaman çelişki! Nedir bu üstümüze doğru gelen, hangi mazlumun çığlığından düşüyor bu çığlar üzerimize ?

 “O namazı kılacaksın dedim mi kılınacak !” emirleri verilmiş gençler kulağıma fısıldadı; “Bazen abdest bile almıyorum. İçimden şarkı mırıldanıyorum. Peki Allah için değil, ailem ve hocam için kıldığım namaz  şirk olmuyor mu?”

   Yazıyı sabırla buraya kadar okumuş kıymetli kardeşim içinde bulunduğumuz durumu ben “Gençler atalarının dinini kusuyor” olarak tanımlıyorum.  Niyetlerimiz  güzel ve samimiydi. Amacımız yavrularımızı, nesilleri korumaktı. Ama metodta eksik kaldık.  Evlerimiz de yangın varken, elimize birer bardak su alıp seminerlere koştuk ateşler söndürmeye.

        Suçlu aramıyorum. Ortalık yangın yeri ve biz oturup  bu yangın izmaritten mi çıktı , elektrik prizinden mi  çıktı? diye konuşarak zaman kaybedemeyiz.