Seydişehir'e Yakışmıyor

Öngörü için insanlar "Bir öleceğim günü bilmem derler ya" ilçemizde futbolda öyle oldu.

Yıllardır deyip durdum, birlik beraberlik içinde bir futbol takımı olsun, herkes aynı yere taş atsın değilse amatör kümelerde sürünür dururuz diye…

Senelerdir anlı şanlı bir tarihe sahip Seydişehir futbolu amatör kümede sürünürken bu sene de iyice dibe vurdu.

İlçemizi temsil eden üç futbol takımlarından Seydişehir Belediye Spor süper amatör lige düştüğünü, Seydişehirgücü ise birinci amatör kümeden ikinci amatör kümeye düştüğünü öğrenince üzüldüm. Diğer temsilcimiz Seydişehir Belediyesi Teknik Spor ise sporcu yetiştirmek amaçlı kurulmuş bir takım olduğu için temsille fazla alakası yok..

Nasıl üzülmem…

Şimdiki gençler gibi yetmişli yıllarda futbolla yatar futbolla kalkardım.

Tepe sporlar, Yıldız sporlar, Gençlerbirliği daha sonra başarıdan başarıya koşan SS'li Sarı Siyah Seydişehir Spor ve genç takımı, Beykozlu Ahmet, Mehmet Akçokrak, Mersinden gelme Seçim ve Eşman, Tatava Ali, Ankaralı Nedim, Kılıçaslan, beraber futbol oynadığımız mücahitler ve daha nice unutamayacağım ünlü futbolcular…

Hafız Ali, Ekrem Selek, İsmet Karababa, Ömer Hoca, Nuri Mutlu, bu ünlü antrenörlerin talebesi Seydişehir'in çocukları Cevdet Göç ve Hasan Leventoğlu gibi ülkede ün yapmış teknik adamlar…

Amatör ruhla göğüslerimizi kabartan profesyonel başarılar…

Daha sonraki yıllarda Etisas, önce üçüncü lig sonra ikinci lig maç öncesi uykularımızı kaçıran heyecan ve deplasmanların hiçbirini kaçırmayan bir Ali Saylam…

Gençliğimde futbol oynamış çocukluğumdan beri futbol anılarıyla dolu Mehmet Ulaşan'ın kulüp başkanlığında başlayan bir futbol aşkı…

Böyle bir adama son on- on beş yıldır o futbol heyecanını yaşatmayan sıkıntı ise eski başarıları yakalayamamamız…

Oysa şahsımı kahreden "Abi maçlara gelip haber yapmıyorsun" diyen yöneticilere "Arkadaş, Allah aşkına futbolda bir tek kulüp olun. Bu işte Kaymakam, Belediye Başkanı ve Etibank muhakkak olsun. Çünkü futbol çok para isteyen bir spor. Hedef önce üçüncü lig, sonra ikinci lig olsun. Bizim şanlı futbol tarihimize de bu yakışır" dememize rağmen bir türlü bu birliktelik sağlanmaması ve içten içe kulüplerdeki kavga.

Sonunda olan oldu, cılız bir şekilde temsil edilen futbolda iki takımımızda küme düştü.

Bizim yarımız olan Sarayönü, baş başa gittiğimiz Akşehir Spor üçüncü lige çıkma mücadelesi verirken bizim amatör ligde küme düşmemiz yakıştı mı bu şanlı futbol tarihimize?

Bu konuda idarecilerimize ve Etibank'a da bir sözüm var.

Gerçekten son zamanlarda bireysel sporlarda büyük başarılar elde etmemize ve 3000 e yakın lisanslı futbolcu olmasına rağmen geçmişte olduğu gibi günümüzde de en büyük kitlelere hitap eden ve tanıtım açısından da en önemlisi olan futbol, neden ikinci plana atılıyor?

Aslında devlette olduğu gibi başta Etibank bu işe neden bakmıyor?

Seydişehir'le özdeşleşen Eti A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Cengiz, 10 yıl Rizespor'un başkanlığını yaptı. Futbol sevgisini biliyoruz.

Kurum olarakta, ilçe adına da olabilir. Niçin futbola el atmıyor?

Şuanda şöyle veya böyle futbola para ayıran Belediye, kaynak ayırabilecek durumda olan Kaymakam ve Etibank birlikte bu işe baksalar çok değil iki üç sonra futbolda üçüncü ligde bir temsilcimiz olur. İkinciliği bile kaldırabiliriz.

Futbolda; un var, şeker var, tava var, helva yapmak için ne duruyorsunuz o zaman…