YIKIN ANASINI SATAYIM…

Yapılma, yıkılmadadır; topluluk, dağınıklıkta; düzeltme, kırılmada; murat, muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey buna benzer.. öbür zıtlar ve eşler de hep bunlar gibidir.” Der Mevlana…

Der ama neyi kasteder?

Her şeyi yıkın yeniden yapın demediği aşikar.

Yıkmayın dedik, merkez ilkokulu yıkıldı,

Yapmayın dedik, toplum sağlığı merkezi yapıldı,

Etmeyin dedik Hüdaverdi camii muhtemelen yıkılacak,

Şimdi de Ziraat Bankası yıkılıp yerine çok katlı bine inşaa edilecekmiş…

Öncelikle belirteyim bu saydığım yıkılmalar daha iyisini daha faydalısını yapmak maksatlı ise eyvallah. Modern dünyanın zorlama yeniliği ise elbette hayır.

Evet edindiğim bilgiye göre ziraat bankasının tarihi binası yıkılıp yerine yenisi yapılacakmış.

Nicelik bakımından tamam da ya niteliği,

Atatürk caddesinin tarihi dokusunun yegane temsilcisi bu binanın yıkılması akla uygun mu? Şayet ihtiyaç varsa yer mi kalmadı.

Yazım esnasında edindiğim bilgi tam bu satırlarda içimi ferah tutan bir bilgiydi.

Tam depar atmış yüksek vitese atarken kaymakamlık onayı ile bu yıkımın durdurulduğunu öğrendim.

Yazımı bu sebeple kısa kesiyorum.

İnşallah tekerrürü olmaz yoksa; bu yıkılmaya engel olabilmek için var gücümle kaşı çıkacağım.

Başlığımı da bu sebeple değiştirme ihtiyacı hissetmedim…

Yıkın anasını satayım…