Hudut namustur.

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.08.2021 - 02:30, Güncelleme: 10.08.2021 - 02:30
 

Hudut namustur.

Büşra Aksakbağı Ay Köşe Yazısı

Ülkemiz felaketlerle mücadele ederken bir yandan da sınırlarımızdan akın akın mülteciler geliyor.  Görüntüler inanılmaz.  18-40 yaş arası sadece erkeklerden oluşan oluk oluk insan akımı başladı sınırlarımıza.  Bu nasıl iş? Bu ülke yol geçen hanı mı? Bu sınırlar nasıl korunuyor? Neden sadece genç erkekler giriyor? Bu girenler kimler? Hırsız mı, tecavüzcü mü? Katil mi? Ben ülkenin bu akınları ekonomik olarak kaldırıp kaldırmamasını bile geçtim. Güvenliğimizin garantisini bize kim verecek? Bu insanların herhangi bir kaydı yok. Suç işlese ve ortadan kaybolsa yapabileceğin bir şey yok. Korkunç.  Halk buna tepki gösterirken yetkililerden çıkıp adam akıllı açıklama yapan dahi yok. Gerçekten biz ne yaşıyoruz?  Bugüne kadar mülteciler konusunda en pozitif düşünenlerden birisiydim belkide. Ancak bu böyle olmaz. Düzensiz göç göç değil, istiladır, işgaldir. Tek kurşun atmadan ülkemiz işgal ediliyor.  Ana akım medyaya baktığımızda mülteci sorunu arttıkça bir taraf mültecilerle ilgili pozitif haberlerle algı yapmaya çalışırken diğer taraf mültecilere karşı aşırı nefret pompalıyor. İkisi de yanlıştır.  Evet mazluma yardım etmeliyiz ancak eli silah tutup vatanını koruyabilecek durumda olan ne idüğü belirsiz kişileri ülkeye koşulsuz şartsız almakla olmaz o işler. Nerede bu mazlumların karıları, çocukları? Üstelik bayram ziyaretine gidilecek kadar güvenli ise vatanları neden hala buradalar? Gideni geri alana da yazıklar olsun.  Öte yandan mülteci politikasına olan tepkimizi dile getirirken kontrolü kaybediyoruz. Irkçılık boyutuna geçmememiz için tepkilerimizi mültecilere değil bu işin müsebbiplerine vermeliyiz. Birincisi gerçek bir mazlumun dahi kalbini kırmanın vebalini almak istemeyiz. İkincisi Allahtan korkarak konuşmalı, büyük sözlerden kaçınmalıyız ki bu imtihana tutulmayalım.  Her ne kadar Müslümanlık ortak noktamız olsa da ülkemize gelen mülteciler ile kültürel farklılığımız üst seviyede. Ve bu farklılık özellikle uzun vadede ülkenin içten içe bitirilmesi için tek başına yeter de artar bile… Örneğin geçen gün 10 yaşında çocuğu taciz eden Afgan yakalandı. Bu her ülkede her ırktan her topluluktan insanın yapabileceği bir suç olarak düşünebilirsiniz. Ancak durum o kadar basit değil. Her toplumda suçlular vardır ancak bunu kültür haline getirmek başka bir şey. Bizim toplumumuz 10 yaşında bir çocuğa buna yeltenmeyi sapıklık olarak görürken, o eylemi yerine getiren Afgan büyük ihtimal öyle düşünmüyor. Çünkü o topraklarda 10 yaşında bir kız çocuğu evlenilecek yaşta demek. Afganistan’da özellikle kırsal kesimlerinde yaygın olan 9 yaşındaki erkek çocuklarının yaşlı erkekler önünde kadın kıyafetleri giydirilerek dans ettirildiği akabinde seçilerek istismar edildiği çok köklü Bacha Bazi adlı geleneği var. Şimdi bu kültür ile bizim kültürümüz nasıl bir arada yaşayacak? Bu birlikteliğin sonuçları neler olacak?  Velhasıl…  Hudut namustur. Namusumuza sahip çıkmalıyız. 
Büşra Aksakbağı Ay Köşe Yazısı

Ülkemiz felaketlerle mücadele ederken bir yandan da sınırlarımızdan akın akın mülteciler geliyor. 

Görüntüler inanılmaz. 

18-40 yaş arası sadece erkeklerden oluşan oluk oluk insan akımı başladı sınırlarımıza. 

Bu nasıl iş? Bu ülke yol geçen hanı mı? Bu sınırlar nasıl korunuyor? Neden sadece genç erkekler giriyor? Bu girenler kimler? Hırsız mı, tecavüzcü mü? Katil mi? Ben ülkenin bu akınları ekonomik olarak kaldırıp kaldırmamasını bile geçtim. Güvenliğimizin garantisini bize kim verecek? Bu insanların herhangi bir kaydı yok. Suç işlese ve ortadan kaybolsa yapabileceğin bir şey yok. Korkunç. 

Halk buna tepki gösterirken yetkililerden çıkıp adam akıllı açıklama yapan dahi yok. Gerçekten biz ne yaşıyoruz? 

Bugüne kadar mülteciler konusunda en pozitif düşünenlerden birisiydim belkide. Ancak bu böyle olmaz. Düzensiz göç göç değil, istiladır, işgaldir. Tek kurşun atmadan ülkemiz işgal ediliyor. 

Ana akım medyaya baktığımızda mülteci sorunu arttıkça bir taraf mültecilerle ilgili pozitif haberlerle algı yapmaya çalışırken diğer taraf mültecilere karşı aşırı nefret pompalıyor. İkisi de yanlıştır. 

Evet mazluma yardım etmeliyiz ancak eli silah tutup vatanını koruyabilecek durumda olan ne idüğü belirsiz kişileri ülkeye koşulsuz şartsız almakla olmaz o işler. Nerede bu mazlumların karıları, çocukları? Üstelik bayram ziyaretine gidilecek kadar güvenli ise vatanları neden hala buradalar? Gideni geri alana da yazıklar olsun. 

Öte yandan mülteci politikasına olan tepkimizi dile getirirken kontrolü kaybediyoruz. Irkçılık boyutuna geçmememiz için tepkilerimizi mültecilere değil bu işin müsebbiplerine vermeliyiz. Birincisi gerçek bir mazlumun dahi kalbini kırmanın vebalini almak istemeyiz. İkincisi Allahtan korkarak konuşmalı, büyük sözlerden kaçınmalıyız ki bu imtihana tutulmayalım. 

Her ne kadar Müslümanlık ortak noktamız olsa da ülkemize gelen mülteciler ile kültürel farklılığımız üst seviyede. Ve bu farklılık özellikle uzun vadede ülkenin içten içe bitirilmesi için tek başına yeter de artar bile…

Örneğin geçen gün 10 yaşında çocuğu taciz eden Afgan yakalandı. Bu her ülkede her ırktan her topluluktan insanın yapabileceği bir suç olarak düşünebilirsiniz. Ancak durum o kadar basit değil. Her toplumda suçlular vardır ancak bunu kültür haline getirmek başka bir şey. Bizim toplumumuz 10 yaşında bir çocuğa buna yeltenmeyi sapıklık olarak görürken, o eylemi yerine getiren Afgan büyük ihtimal öyle düşünmüyor. Çünkü o topraklarda 10 yaşında bir kız çocuğu evlenilecek yaşta demek. Afganistan’da özellikle kırsal kesimlerinde yaygın olan 9 yaşındaki erkek çocuklarının yaşlı erkekler önünde kadın kıyafetleri giydirilerek dans ettirildiği akabinde seçilerek istismar edildiği çok köklü Bacha Bazi adlı geleneği var. Şimdi bu kültür ile bizim kültürümüz nasıl bir arada yaşayacak? Bu birlikteliğin sonuçları neler olacak? 

Velhasıl… 

Hudut namustur. Namusumuza sahip çıkmalıyız. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.