ak

EŞREF BİTLİS VE BİR ANI

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.02.2021 - 02:46, Güncelleme: 20.02.2021 - 02:46
 

EŞREF BİTLİS VE BİR ANI

ALİ SAYLAM KÖŞE YAZISI

Gabar’da 13 sivil ve 3 askerimizin şehit edildiği şu günlerde doksanlı yıllar ile  bu günün bir bağlantısına dikkat çekmek istedim. Bir uçak kazasında kaybettiğimiz o zamanın Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in ölüm yıl dönümü münasebetiyle,bu efsane komutan ile ilgili  önemli bir anımı siz değerli okuyucularımla  paylaşmak  istiyorum. Başta  şunu ifade etmek isterim ki Komutan Bitlis’in ölümüne sebep olan uçak düşmesi, kesinlikle kaza değil, o da maalesef devlet, millet uğrunda hayatını vermiş bir aziz şehidimiz. Şehit Bitlis ile ilgili anım ise;  Kazanın olduğu 1993 yılında Büyük Birlik Partisinin İlçe Başkanı olarak siyasette aktif olarak uğraşıyordum. O yıllarda  şuanda olduğu gibi PKK’nın azdığı ve devletinde terör örgütü ile yoğun bir şekilde mücadele ettiği hassas zamanlardı. Eşref Bitlis Paşanın yanı sıra istihbarat Binbaşı Cem Ersever de Çıbık yolunda öldürülmüş olarak bulunmuştu. O zaman Kanal2000 televizyonu aktif olarak hizmette bulunan İlçe Başkanlarını bu konuyu konuşmak için davet etti. Ben de dersime iyi çalışayım diyerek Şht. Binbaşı Ersever’in “Şeytan Üçgeni” adlı PKK’nın perde arkası ve bunların bitirilmesi için çözüm yollarını anlatan akıcı kitabı bir çırpıda okudum. O günkü TV konuşmam da kayıtlarda vardır. O konuşmamda da ifade ettiğim gibi Cem Ersever, PKK’nın bitirilmesi için kandırılarak dağlara çıkarılmış sivrisineklerle uğraşıp zaman kaybetmek yerine bataklığı baştan kurutmak için ülke sınırlarını sıkı tutup ve lider kadrosunu bulundukları yerde bertaraf etmenin en önemli adımı olduğunu belirtiyordu. Başka önerilerde vardı ama bu iki öneri benim için çok dikkat çekiciydi. Kitabın en önemli altını çizdiğim konu ise bütün PKK ile ilgili bilgilere sahip Ersever, kitabında PKK’nın bitirilmesinin zor olmadığını ama bu niçin bitirilmedi diye sorarsanız bundan öteye bir şey söyleyemem diyerek akıllarda soru işareti bırakan bu cümleyi kullandı. Bitlis Paşa da PKK ile mücadelesinde kendilerinin bazı istediklerini yapamadıklarını belirterek (o yıllarda PKK’ya lojistik destek veriliyor) ısrarla çekiş gücün bölgede çekilmesini gerekirse İncirliğin kapatılmasını yüksek sesle dile getiriyordu. İşte bu iki değerli komutan bu vatanperverliklerinin bedelini şehit olarak ödediler. Şimdi ise 28 yıl sonra devlet sınırlarımız dışında operasyon yaparak  PKK ile mücadelede sınır ötesi operasyonlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşayarak görüyoruz. PKK ile mücadelede devletimiz kısa sürede hakkından gelebilecek o günde bugünde o güce sahip.  İç İşleri Bakanı Sayın. Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde  “Murat Karayılan'ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün" sözü ile bir kez daha PKK ‘nın nerde olurlarsa olsunlar inlerine girerek dünyayı başlarına yıkacak bir orduya ve güce sahip olduğumuzu tüm Dünyaya duyurmuş oldu. Yeter ki onlara açık bir şekilde yardım eden emperyalist güçlerin ve onun yerli iş birlikçilerinin ilişkilerinden sıyrılıp devlet olarak kendi kararımızı kendimiz verelim. Bu nedenle devletimizin PKK ile mücadelesini yerinde buluyor ve takdir ediyorum.    
ALİ SAYLAM KÖŞE YAZISI

Gabar’da 13 sivil ve 3 askerimizin şehit edildiği şu günlerde doksanlı yıllar ile  bu günün bir bağlantısına dikkat çekmek istedim.

Bir uçak kazasında kaybettiğimiz o zamanın Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in ölüm yıl dönümü münasebetiyle,bu efsane komutan ile ilgili  önemli bir anımı siz değerli okuyucularımla  paylaşmak  istiyorum.

Başta  şunu ifade etmek isterim ki Komutan Bitlis’in ölümüne sebep olan uçak düşmesi, kesinlikle kaza değil, o da maalesef devlet, millet uğrunda hayatını vermiş bir aziz şehidimiz.

Şehit Bitlis ile ilgili anım ise;  Kazanın olduğu 1993 yılında Büyük Birlik Partisinin İlçe Başkanı olarak siyasette aktif olarak uğraşıyordum.

O yıllarda  şuanda olduğu gibi PKK’nın azdığı ve devletinde terör örgütü ile yoğun bir şekilde mücadele ettiği hassas zamanlardı.

Eşref Bitlis Paşanın yanı sıra istihbarat Binbaşı Cem Ersever de Çıbık yolunda öldürülmüş olarak bulunmuştu.

O zaman Kanal2000 televizyonu aktif olarak hizmette bulunan İlçe Başkanlarını bu konuyu konuşmak için davet etti.

Ben de dersime iyi çalışayım diyerek Şht. Binbaşı Ersever’in “Şeytan Üçgeni” adlı PKK’nın perde arkası ve bunların bitirilmesi için çözüm yollarını anlatan akıcı kitabı bir çırpıda okudum.

O günkü TV konuşmam da kayıtlarda vardır.

O konuşmamda da ifade ettiğim gibi Cem Ersever, PKK’nın bitirilmesi için kandırılarak dağlara çıkarılmış sivrisineklerle uğraşıp zaman kaybetmek yerine bataklığı baştan kurutmak için ülke sınırlarını sıkı tutup ve lider kadrosunu bulundukları yerde bertaraf etmenin en önemli adımı olduğunu belirtiyordu.

Başka önerilerde vardı ama bu iki öneri benim için çok dikkat çekiciydi.

Kitabın en önemli altını çizdiğim konu ise bütün PKK ile ilgili bilgilere sahip Ersever, kitabında PKK’nın bitirilmesinin zor olmadığını ama bu niçin bitirilmedi diye sorarsanız bundan öteye bir şey söyleyemem diyerek akıllarda soru işareti bırakan bu cümleyi kullandı.

Bitlis Paşa da PKK ile mücadelesinde kendilerinin bazı istediklerini yapamadıklarını belirterek (o yıllarda PKK’ya lojistik destek veriliyor) ısrarla çekiş gücün bölgede çekilmesini gerekirse İncirliğin kapatılmasını yüksek sesle dile getiriyordu.

İşte bu iki değerli komutan bu vatanperverliklerinin bedelini şehit olarak ödediler.

Şimdi ise 28 yıl sonra devlet sınırlarımız dışında operasyon yaparak  PKK ile mücadelede sınır ötesi operasyonlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşayarak görüyoruz.

PKK ile mücadelede devletimiz kısa sürede hakkından gelebilecek o günde bugünde o güce sahip.

 İç İşleri Bakanı Sayın. Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde  “Murat Karayılan'ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün" sözü ile bir kez daha PKK ‘nın nerde olurlarsa olsunlar inlerine girerek dünyayı başlarına yıkacak bir orduya ve güce sahip olduğumuzu tüm Dünyaya duyurmuş oldu.

Yeter ki onlara açık bir şekilde yardım eden emperyalist güçlerin ve onun yerli iş birlikçilerinin ilişkilerinden sıyrılıp devlet olarak kendi kararımızı kendimiz verelim.

Bu nedenle devletimizin PKK ile mücadelesini yerinde buluyor ve takdir ediyorum.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.