Otizm nedir ?

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 02.04.2021 - 03:46, Güncelleme: 02.04.2021 - 03:46
 

Otizm nedir ?

Kübra Mernekli Çınaroğlu Köşe Yazısı

Otizm Spektrum Bozukluğu, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bir sürecin sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Çocuğun çevresi ile yeterli sosyal ilişkiler kuramaması, dil-iletişim alanında belirgin gelişimsel sorunlar göstermesi ve kalıplaşmış (takıntılı) davranış biçimlerine sahip olması ile betimlenir. Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. 1985 yılında her 2500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2001 yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelirken günümüzde doğan her 68 çocuktan biri otizmli olarak dünyaya gelmektedir. Otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır. Otizmin temel belirtileri;  başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar gözlenmektedir. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi ise, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Erken tanı ve ardından gelecek haftada en az 20 saat özel eğitimle otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmak, sağlıklı gelişim gösteren akranları ile birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmek mümkün olabilmektedir. Her insan dünyaya farklı özelliklerle gelmektedir. Herkesin kendine has fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı vardır. Herkes için gerekli olan eğitim, otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi yöntemi olduğundan, büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan erken teşhisle birlikte verilecek özel eğitim onları toplumsal hayata kazandıracaktır. Öğretmenlerimizin ebeveynleriyle iletişim halinde olup bilinçli bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Bizlerin de temel çabası bu tür durumda olan kardeşlerimizi toplumsal hayata kazandırmak olmalıdır.  Bu  vesileyle 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’ nü en içten dileklerimle kutlarım.  
Kübra Mernekli Çınaroğlu Köşe Yazısı

Otizm Spektrum Bozukluğu, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bir sürecin sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Çocuğun çevresi ile yeterli sosyal ilişkiler kuramaması, dil-iletişim alanında belirgin gelişimsel sorunlar göstermesi ve kalıplaşmış (takıntılı) davranış biçimlerine sahip olması ile betimlenir.

Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. 1985 yılında her 2500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2001 yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelirken günümüzde doğan her 68 çocuktan biri otizmli olarak dünyaya gelmektedir. Otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır.

Otizmin temel belirtileri;  başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar gözlenmektedir.

Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi ise, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Erken tanı ve ardından gelecek haftada en az 20 saat özel eğitimle otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmak, sağlıklı gelişim gösteren akranları ile birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmek mümkün olabilmektedir.

Her insan dünyaya farklı özelliklerle gelmektedir. Herkesin kendine has fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı vardır. Herkes için gerekli olan eğitim, otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi yöntemi olduğundan, büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan erken teşhisle birlikte verilecek özel eğitim onları toplumsal hayata kazandıracaktır. Öğretmenlerimizin ebeveynleriyle iletişim halinde olup bilinçli bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Bizlerin de temel çabası bu tür durumda olan kardeşlerimizi toplumsal hayata kazandırmak olmalıdır. 

Bu  vesileyle 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’ nü en içten dileklerimle kutlarım.
 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.