sçim

SEÇİM SONU TELMİH…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.04.2019 - 11:18, Güncelleme: 11.04.2019 - 11:18
 

SEÇİM SONU TELMİH…

Hakkı Balcı Köşe Yazısı

31 Mart sonu, 1 Nisan başı itibari ile bin bir zahmetle hazırlanan vaatler, projeler, eleştiri argümanları, hepsi rafa kaldırıldı… Artık bir sonra ki seçimlere kadar beklenir… 5 yıl sonra yıllanmış vaatler tekrar indirilir, raf ömrü geçenler elenir ve yeni vaatlerle yeni seçim çalışmalarına başlanır… Bu durum tekerrür eder gider… Peki böyle mi olmalı? Toplumun bütün bireylerinin canhıraş görev aldığı, aday isimlerin memleketine hizmet etme yarışları, samimi tavırları, yalvarışları, vatan-millet-memleket sevdaları, vaatleri, projeleri hakikaten rafa mı kalkmalı? Elbette kalkmamalı… Rafa kalkması gerekenler sadece seçim sathı malinde vukuu bulan sataşmaların meydana getirdiği kırgınlıklardır…Hatta yarışın insani halleri dışında cereyan eden bütün bedbin parçaları rafa değil çöpe atılmalı… Preslenmeli… Gönüller, kalpler, diller en manidar hedeflerle temizlenmeli… Beş yılını teslim ettiğimiz şehrimizin şehrül emini, şehrül emiri, kitabı olmayan, olsa ciltlere sığmayacak bu ulvi görevin, emanet bir makamın bütün girizgahlarına hâkimi olmalı… Belediye başkanı; ilçe, kasaba, belde, mahalle, köy gibi yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt tanımının dışına çıkıp herkesin şehrül emini herkesin şehrül emiri olmalı ve mutat görevlerinin dışında toplumsal projelere yönelmeli… Evet, gelmiş geçmiş bütün belediye başkanları ilçemize farklı projelerle hizmet etmiş, geride mutlaka bir eser bırakmıştır… sonraki başkanlarda çağdaş şehircilik anlayışı ile yükselen standartları daha da yükseltme gayreti göstermişlerdir… Fakat; Bu onların asli görevleridir… Övünmeleri sistem gereği bir yere kadar kabul edilir ancak yeterlilik anlamı taşımaz… başkan ve belediyelerin tanımında belirtilen görevlerin yanı sıra sosyal belediyecilik anlayışı ile bütünleşmiş bir tevazu adresi olmalılar… Hiç mübalağa etmiyorum ve özellikle Seydişehir belediyesi için söylüyorum… Belediyemiz; teknik donanım ve insan kaynakları açısından kurumun asli görevlerini yerine getirecek ekipman ve kadrolara sahiptir… Maharet bu kadrolara güvenin artırılması ve süregelen yarım kalmış ya da vaat edilen, popülist olmayan projelerin gerçekleşmesini sağlayacak bir yönetim anlayışını sergilemektir aslında… Belediye başkanı ve kadrosu kendilerine tevdi edilen bu görevleri ifa ederken yazımın giriş bölümlerinde değindiğim seçim atmosferinde gösterdikleri kazanma azim ve şevkini en üst seviyede tutan diğer adaylar ve örgütleri bütün hizmetleri mercekleri altına alıp takipçisi olmalılar… Bütün eleştirilerini beş yıl sonuna bırakmamalılar… Hülasası;  “İnsanız, en şerefli mahlûkuz!” Deyip de pek fazla Övünmemiz haksız Atamız elma çaldı cennetten Biz o hırsızların çocuklarıyız!” Dizesi ile Adem ve Havva’nın cennetten kovulmasına sebep olan olayı hatırlatan şair Orhan Seyfi Orhon’nun başvurduğu telmih sanatını beş yıl sonra kullanmak üzere saklamayalım… Herkes ama herkes; seçim sonuçlarını millet iradesinin tezahürüdür şeklinde yorumlayarak, kendisini aşmış bütün siyasi kurumlar ve diğer dinamikler uygun zaman ve zeminlerde telmih sanatını sık sık kullanarak verilen vaatlerin gerçekleşmesine katkı sağlamalıdırlar…. GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Mevzu VATAN ise, hepimiz ölelim… mevzu makam ise; hepiniz ölün…” Alparslan Türkeş
Hakkı Balcı Köşe Yazısı

31 Mart sonu, 1 Nisan başı itibari ile bin bir zahmetle hazırlanan vaatler, projeler, eleştiri argümanları, hepsi rafa kaldırıldı…

Artık bir sonra ki seçimlere kadar beklenir…

5 yıl sonra yıllanmış vaatler tekrar indirilir, raf ömrü geçenler elenir ve yeni vaatlerle yeni seçim çalışmalarına başlanır… Bu durum tekerrür eder gider…

Peki böyle mi olmalı?

Toplumun bütün bireylerinin canhıraş görev aldığı, aday isimlerin memleketine hizmet etme yarışları, samimi tavırları, yalvarışları, vatan-millet-memleket sevdaları, vaatleri, projeleri hakikaten rafa mı kalkmalı?

Elbette kalkmamalı…

Rafa kalkması gerekenler sadece seçim sathı malinde vukuu bulan sataşmaların meydana getirdiği kırgınlıklardır…Hatta yarışın insani halleri dışında cereyan eden bütün bedbin parçaları rafa değil çöpe atılmalı… Preslenmeli…

Gönüller, kalpler, diller en manidar hedeflerle temizlenmeli…

Beş yılını teslim ettiğimiz şehrimizin şehrül emini, şehrül emiri, kitabı olmayan, olsa ciltlere sığmayacak bu ulvi görevin, emanet bir makamın bütün girizgahlarına hâkimi olmalı…

Belediye başkanı; ilçe, kasaba, belde, mahalle, köy gibi yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt tanımının dışına çıkıp herkesin şehrül emini herkesin şehrül emiri olmalı ve mutat görevlerinin dışında toplumsal projelere yönelmeli…

Evet, gelmiş geçmiş bütün belediye başkanları ilçemize farklı projelerle hizmet etmiş, geride mutlaka bir eser bırakmıştır… sonraki başkanlarda çağdaş şehircilik anlayışı ile yükselen standartları daha da yükseltme gayreti göstermişlerdir…

Fakat;

Bu onların asli görevleridir…

Övünmeleri sistem gereği bir yere kadar kabul edilir ancak yeterlilik anlamı taşımaz… başkan ve belediyelerin tanımında belirtilen görevlerin yanı sıra sosyal belediyecilik anlayışı ile bütünleşmiş bir tevazu adresi olmalılar…

Hiç mübalağa etmiyorum ve özellikle Seydişehir belediyesi için söylüyorum… Belediyemiz; teknik donanım ve insan kaynakları açısından kurumun asli görevlerini yerine getirecek ekipman ve kadrolara sahiptir…

Maharet bu kadrolara güvenin artırılması ve süregelen yarım kalmış ya da vaat edilen, popülist olmayan projelerin gerçekleşmesini sağlayacak bir yönetim anlayışını sergilemektir aslında…

Belediye başkanı ve kadrosu kendilerine tevdi edilen bu görevleri ifa ederken yazımın giriş bölümlerinde değindiğim seçim atmosferinde gösterdikleri kazanma azim ve şevkini en üst seviyede tutan diğer adaylar ve örgütleri bütün hizmetleri mercekleri altına alıp takipçisi olmalılar… Bütün eleştirilerini beş yıl sonuna bırakmamalılar…

Hülasası;

 “İnsanız, en şerefli mahlûkuz!”
Deyip de pek fazla
Övünmemiz haksız
Atamız elma çaldı cennetten
Biz o hırsızların çocuklarıyız!”

Dizesi ile Adem ve Havva’nın cennetten kovulmasına sebep olan olayı hatırlatan şair Orhan Seyfi Orhon’nun başvurduğu telmih sanatını beş yıl sonra kullanmak üzere saklamayalım…

Herkes ama herkes; seçim sonuçlarını millet iradesinin tezahürüdür şeklinde yorumlayarak, kendisini aşmış bütün siyasi kurumlar ve diğer dinamikler uygun zaman ve zeminlerde telmih sanatını sık sık kullanarak verilen vaatlerin gerçekleşmesine katkı sağlamalıdırlar….

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Mevzu VATAN ise, hepimiz ölelim… mevzu makam ise; hepiniz ölün…” Alparslan Türkeş

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.