Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun Bozkır yolu açılışına katılıp, Alacabel Tüneli’ne yalnızca “mazeret” bildirerek uğramamış olması açıkçası benim de kafamı karıştırdı. Üstelik bu durum yalnızca beni değil, tünelin bitmesini sabırsızlıkla bekleyen vatandaşları da üzdü.
Bir önceki köşe yazımda bu konuya değinmiş, Alacabel Tüneli için “Sabır Tüneli” benzetmesini yapmıştım. Yazı yayımlandıktan sonra Kayseri’den tanıdıklar arayıp, “Bizim Develi’deki sulama tüneli de benzer halde, o da yıllardır bitmiyor. Biz artık ona ‘Gıcık Tüneli’ diyoruz” dediler. Gülsek mi, üzülsek mi bilemedim.
Kayserililer işin esprisini bulmuş, biz ise terbiyemiz el verdiğince “sabır” diyoruz hâlâ. Ama sabrın da bir sınırı var, değil mi? 2015 yılında ihalesi yapılmış, inşaatına başlanmış bir proje… Hedeflenen bitiş tarihi 2019’muş. Bugün 2025 yılındayız. Aradan geçen 10 yıl içinde hâlâ tünelin tamamlanmamış olması; vatandaşın aklına ister istemez başka sorular getiriyor.
Devlet isterse bu tüneli bir yılda bitirir, buna yürekten inanıyorum. O yüzden mesele istek midir, yoksa başka bir şey mi; onu yetkililerin açıklaması gerek. Ama ne zaman tünelle ilgili bir açıklama yapılsa, içi boş, geçiştiren cümlelerle karşılaşıyoruz. Vatandaş bu tavrı artık hazmedemiyor.
Evet, Kayseri’nin bir “Gıcık Tüneli” varsa, bizim de artık bir “Sabır Tüneli”miz var. Ama unutmamak gerek: Sabır, erdemdir; fakat bekletilerek sınanan sabrın da bir ömrü vardır.