Seydişehir’in Trafik Sorunları…

Uzun zamandır Seydişehir’de ki trafik akışı ile ilgili vatandaşlardan şu konuya da değinir misiniz tarzında geri dönüşler alıyordum. Bende hepsini not edip tek bir yazıda toplamaya karar verdim. Bu yazıda bahsettiğim sorunlar şahsi yaşadıklarımdan ziyade vatandaşların talepleri olacak… * Seydişehirlilerin trafik ve yol konusu ile ilgili genel olarak şikâyet ettiği konulardan birisi yolların durumu diyebilirim. Yiğidi öldür hakkını teslim et. Çoğu bizim ölçeğimizde ki ilçelere göre yollarımız iyi durumda diyebiliriz. Fakat tabi ki bu her şey mükemmel demek değil. Yolların genel olarak durumu iyi olsa da özellikle ara sokaklarda bulunan bazı yollar da çok fazla çukur mevcut. Bata çıka, takur tukur gidiyoruz ve bu araçlara da oldukça zarar veriyor. * Bunun yanında Seydişehir’de oldukça kasis mevcut. Bu şehir içi güvenliği için güzel bir önlem.. Biz Seydişehir’de yaşayanlar hemen hemen bütün kasislerin yerlerine aşina olduğumuz için çok fazla sorun yaşamıyoruz. Ancak özellikle ara sokaklarda bulunan kasislerin çoğunun boyası gitmiş durumda. Dışarıdan gelen insanlar kasislerin yerlerini bilmiyorlar, boyası olup görünür kılınmayınca tabiri caizse havaya uçuyorlar… * Kavşaklarda ki görüşü engelleyen uzun otları daha evvelki yazılarımda dile getirmiştim. Bu konuda özellikle dikkat ediyorum Belediye otları belirli aralıklarla kısaltarak görüşü açmaya çalışıyor. Fakat yine de bu aralıkları sıklaştırırlarsa daha iyi olacak çünkü bu konuda da hala oldukça fazla geri dönüş alıyorum. * Okulların olduğu bölgelerde okul giriş ve çıkış saatlerinde inanılmaz bir sıkışıklık yaşanıyor. Vatandaşlar en azından alanı müsait olan okulların olduğu yerlere küçükte olsa otopark yapılmasını talep ediyor. * Özellikle cadde kenarlarına araçlar birbirine paralel dikey şekilde park ediyorlar. Park ettikleri yerden geri manevra ile çıkarken hayli zorluk çekiyorlar. Caddeden giden araçlar çıkan araca durup yol vermek yerine kornaya basıp yollarına devam ediyorlar bu da kazaya davetiye demek. Kornaya basmak yerine frene basıp yol verildiği takdirde hiçbirşey kaybedilmeyeceği gibi hem gürültü kirliliğini önlemiş hem kaza riskini ortadan kaldırmış olacaksınız. Bu konuda geri dönüş bildiren okuyucumun dediği gibi; “kornaya basma, frene bas” diyerek bu konuyu da işlemiş olalım. * En çok şikâyet aldığım iki konuyu yazının sonuna bıraktım. Vatandaşların büyük bir çoğunluğu Seydişehir’e ışıklandırma talep ediyor. Trafik akışının rahatlamasının yanında bazı uymamakta ısrar edilen trafik kurallarına da böylece uyulmuş olunacağını düşünüyorum. * Diğer bir can alıcı konu ise; geçiş üstünlüğü.. Son zamanlarda ülke çapında yayalara öncelik konusunda farkındalık oluşturulacak uygulamalar artırıldı. Yayalara kesinlikle geçiş önceliği verilmeli, bende elimden geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum. Ancak şunu da gözlemliyorum ki yayalar çok fazla araç önüne atlamaya başladı. Yaya yolu olmayan yerlerde bile sanırım son zamanlarda yapılan farkındalık çalışmalarının neticesinde yayalar araçların hızına, geçiş hakkına aldırmadan aracın önüne atlayıveriyor. Özellikle kış aylarında araç şoförleri frene dahi bassa ezilmekten kurtulamayabilirsiniz bu nedenle yayalara yaya yolu üzerinde bile olsalar tedbirsiz şekilde yola atlamamalarını özellikle öneriyorum. * Fiziki koşullar, kurallar bir yana yaya ya da şoför olarak tüm hemşerilerimize trafikte sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Bizler duyarlı olmadıktan sonra bütün altyapı uygun olsa da malımız da canımız da her zaman tehlikede olacak. Hem canımız hem malımız için lütfen sabırlı olalım…