HASTANE (1)

Seydişehir Devlet Hastanesine dair defalarca yazdım. Geçtiğimiz günlerde ise; seri yazılarla malayanileşmiş yönetim anlayışını kamuoyu ile paylaştım.  Ömrünün büyük kısmı hasta ve hastalıklarla geçmiş bir insan olarak kimse bana ‘şimdi zamanı değil, pandemi sürecinde zarar verir, Hastanede zaten doktor durmuyor .’demesin.  Kimden gelirse gelsin gelebilecek bütün tepkilere meydan okuyorum.  Çünkü rezillik paçadan akıyor.  Çünkü sağlıktaki iyileşmeyi provake edecek boyutlarda yönetim zafiyeti var.  Çünkü uzun süredir herkes seyirci. Kim kime tumtuma… Hastane; toplum nezdinde sağlık kurumu değil, azınlıktaki kutsanmış personel gurubunu korumak için her türlü manipülasyonun, ben yaptım oldunun, gevşekliğin su götürmez hataların harman yeri gibi… Kifayetsiz bir başhekim, onu istediği şekilde yönlendiren tali yöneticileri kasteden Seydişehirliler il sağlık müdürlüğünün haberi yok mu?  Bu la kayıt durumdan herkesin haberi varda şehrin yöneticilerinin, siyasi iradenin, sivil toplum kuruluşların haberi yok mu? Şeklinde tepkiler verirken şu sorulara cevap arıyorlar. Baş hekimin hastane idaresinde iradesi var mı? Konya’da ikamet eden başhekim hastanede kaç gün kalıyor. Kalmadığı günlerde hastaneye saat kaçta geliyor, kaçta gidiyor? Perşembe günü gidip hangi gün dönüyor?  Seydişehir’de ikamet etmeyen bir baş hekim ne kadar yararlı olabilir? Cerrahlığı yarım, yöneticiliği yarım olmaz mı? Başhekim yardımcısı ramazan ayı boyunca hastaneye saat kaçta geldi, kaçta gitti?  Hastane baş hemşiresi pozitif temaslı olduğu gerekçesi ile pandemi sürecinde kaç ay evinde kaldı? İdareciler pozitif temaslı kapsamında olmadığı halde başhemşire böyle bir hakkı kendinde görürken, aylardır pozitif teması bir fiili yaşayan çalışanlara bu hak doğmaz mı? Siyasal ya da başkaca kurumlardan aldığı Gücü kullanarak sanki hastane başhekimi, hastane mesul müdürüymüş gibi tavırlar sergileyenlerin etkisinde kalmayı, yönetim kademesi mesleki kariyerleri ile bunu nasıl bağdaştırdılar? Eski yöneticinin sık sık hastaneye neden geldiğini hiç düşünmüyorlar mı? Personelin bundan rahatsız olduğunu bilmiyorlar mı? Pandemi süresi boyunca yöneticiler kaç kez pandemi bölgelerine gelip kolay gelsin dediler? Beyşehir devlet hastanesi yeterli sayıdaki personelle guruplar oluşturup personel arasında dönüşümlü ve adaletli çalışmayı tesis ederken izolasyonda uzun süre çalışanlara yer değişikliği taleplerinde aba altından sopa gösterdiği yalandan mı ibaret...  Yükü çeken, elini taşın altına sokan kaç kişi, kaç gönüllü, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan gün boyu kapısını açmayan imtiyazlı kaç kişi? Covid19 öncesi ve sonrası dış görevlere hangi aralıklarla, hangi gerekçelerle hangi personelleri gönderdiniz? Bu kararlarda imtiyaz ya da moobing var mı? Müşaahade salonlarında ve acilde havalandırma yeterli mi? Penceresiz acil servis olur mu? Sağlık Bakanı Fahrettin koca covid19 temaslı personel ve pozitif ve karantina altındaki personel sayısını açıklarken yerelde bizim bu bilgilere sahip olma hakkımız yok mu? Bu bilgilerin paylaşılması vahametin ciddiyetini kamuoyuna bildirmek açısından önemli değil mi? Seydişehir Devlet hastanesini yazmaya kalkarsan sayfalar yetmez inanın.  Dolayısı ile yazımımın kalan kısmına bir sonraki makalemde devam ettireceğim. DEVAM EDECEK Hakkı Balcı UYARI: yazılarımda her hangi bir kişinin, siyasilerin, her hangi bir kurumun etkisini, gizli hesap, kişisel garez olduğunu düşünen varsa peşinen belirteyim müfteridir . Namussuzdur. Bu memleketin çocuğ olarak hizmetten ve Allah’ın rızasını kazanmaktan öte değildir.