MUCİT FAİK AMCADAN DİNLEDİKLERİMİZ...

Konya'da sanat okulunu bitirdikten sonra sanatkâr babasının izinden giden Faik Öz, Seydişehir’in ilk motor ustası olup kendi imkanlarıyla  otomobil üretti. İlerleyen yaşına rağmen dinç kalmış ve bu dinç kalmasını da çok çalışmaya ve az yemeye bağlıyor. Bobinajcılık ve saatçilik gibi mesleklerin ustalığını da yapan Faik Öz, 86 yaşında olmasına rağmen dinç ve şuuru yerinde bir şekilde bizleri evinde ağırlayarak bize kendinden, ustalığından, o yıldaki imkânsızlıklara rağmen kendi becerisiyle ortaya koyduğu başarılarından bahsetti. Konya’da sanat okulu motor bölümünü bitirdikten sonra o yıllarda sadece İstanbul’da bulunan bu bölümün yüksek kesimini okuyan Öz, “Ben Seydişehir’in ilk motor ustasıydım. Rahmetli babam Ramazan Öz de iyi sanatkârdı. Allah’ın izniyle motor konusunda içinden çıkamayacağımız bir iş yoktu. Ama şimdi benim gibi ustalarında sayısı azaldı, çünkü çırak yok. Bizim zamanımızda motorlar arıza yaptığı zaman parçasını biz yeniden yapardık. Onun için bizler tam usta olarak yetiştik, oysa şimdi her şeyi hazır istiyorlar. Bu işlerden bizim gibi anlayanların sayısı azdı şimdi ise yok oluyor.” şeklinde konuştu. 1959 yılında tamamen kendi çabalarıyla yaptığı arabayla o dönemlerde Konya’da dillere destan olan, bir süre Konya Askeri Ağır Bakımda çalıştığı sırada oradaki arkadaşlarından “Mucit Faik” ünvanıda alan Faik Öz, “Kendi imkânlarımla imalat ettiğim arabamla Konya’ya gittim. Konya’da herkes arabanın başına toplandı. Daha önce böyle bir araba görmeyen insanlar çok şaşırmıştı.  O yıllarda elimizden tutan olsa belki Türkiye ilk arabasını üretmiş olacaktı. Tahtadan bir uçak maketi yaptım, altına koyduğum havai fişek ile  uçak dakikalarca havada uçtu. Görenler şaşırdı. Bu icatlarımdan dolayı bir süre çalıştığım Konya Askeri Ağır Bakım atölyesinde herkes beni Mucit Faik bilirdi.” Dedi. Şimdi gençler çalışmadan kazanmayı benimsedikleri için kendileri kadar başarılı olamadıklarını da belirten Öz, “Şimdikiler her şeyi hazır istiyorlar. Çalışmadan kazanayım düşüncesindeler. Onun içinde muvaffak olamıyorlar. Bizim zamanımızda sanata sanatçıya çok önem verilirdi. Şimdi çırak bile yetiştirilmiyor.  Herkes çocuğuna masa başında bir yer arıyor. Oysa Türkiye’nin kalkınmasında, Seydişehir ekonomisinin canlanmasında sanatkâr yani ara elaman çok önemli. Bu durum maalesef hep göz ardı ediliyor” şeklinde konuştu. Röportajımızın sonunda ayrılırken ‘ Maşallah, çok dinçsiniz 86 yaşındasınız ama hiç göstermiyorsunuz’ dediğimizde dinç kalmanın püf noktalarını bize söyleyen Faik Öz ”Ben her şeyi yerdim fakat az yerdim. Çokta çalışırdım.” Diyerek bizlere de mesaj gönderdi.