Bedeli ödenen şeylerin hesabı sorulamaz

Güncel (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 11.07.2023 - 10:10, Güncelleme: 11.07.2023 - 18:10
 

Bedeli ödenen şeylerin hesabı sorulamaz

Konumuza tarihimizden beni çok etkileyen bir olayı anlatarak girmek istiyorum...

Çanakkale savaşı yılları. Çanakkale'ye mühimmat ve gıda Almanya'nın Osmanlıya gönderdiği kamyonlarla yapılmaktadır. Kamyonun lastikleri eskimiş artık iş göremiyor. Mustafa Kemal Atatürk Yüzbaşı Mehmet Muzaffer'i lastikleri tedarik etmesi için İstanbul'a gönderir. Yüzbaşı Muzaffer Erkanı Harbiye'ye gelir ama lastikleri alacak ödenek verilmez. Hariciye, Dahilie nazırlarına gider çare bulamaz. Çaresiz bir şekilde sahilde oturmuş düşünürken aklında şimşekler çakar. Hemen Kapalı Çarşıya gider o zamanlar Piyasada kullanılan KAİME kâğıdından alır. Gece Otelde sabaha kadar uyumaz 100'lül Kaime (Şimdiki Bankonot Para) yapar. Kamyon lastiği satan Yahudi Tüccara gider Lastikleri alır. Yahudi paranın karşılığı olan altını almak için Maliye Nazırlığına gider. Memurlar bakarlar bu Kaime sahte derler. Kaimenin üzerinde ''BEDELİ DEVLET_İ ALİ TARAFINDAN ÖDENİR'' ibaresi yerine 'BEDELİ ÇANAKKALE'DE ŞEHİT KANI İLE ÖDENMİŞTİR'' yazılı. Bu belge halen Ankara'da güvenlikli bir şekilde saklanıp sergilenmektedir. Bu günlerde Halkın gündemini Emekli Maaşları meşgul etmektedir. Her kafadan bir ses çıkıyor. İktidara yakın medya ve yandaş kalemşörler emekli maaşı ulufeymiş gibi bir tavır ile sanki devlet karşılıksız para ödüyormuş ve sadaka ödül gibi değerlendirerek Emeklilerimiz küçük görüp haksızlık ediyorlar. Halbuki bir kişi emekli olabilmek için tüm gençliğini, enerjisini vererek işçi ise tezgahının, Memur ise Masasının esnaf ise iş yerinin başında çalışarak, hatta cebinden nakdi para ödeyerek hem de bunu benim gibi tam 30 yıl ödeyerek Emekli olabilmek hakkını kazanmıştır... Yani Emekli maaşı bedeli  gençlik yıllarıyla ödenmiş bir haktır... Ulufe veya sadaka değildir.... Emeklinin bu gün karşı karşıya kaldığı haksızlığa karşı çıkmak ve isyan etmek sadece emeklinin değil, Emeklinin Evladı ve Torunlarına da düşen bir görevdir... Devleti yönetenlerin bu Devlete ve Millete yıllarca hizmet edenle kimseye muhtaç olmada huzurlu yaşayacak imkanı sağlamaları bir görevdir.... Devletin Büyüklüğü Emeklinin rahat yaşaması ile doğru orantılıdır.... BÜYÜK DEVLET EMEKLİSİNİN MUHTAÇ OLMADAN HUZURLU YAŞAMASINI SAĞLAYAN DEVLETTİR....  
Konumuza tarihimizden beni çok etkileyen bir olayı anlatarak girmek istiyorum...

Çanakkale savaşı yılları. Çanakkale'ye mühimmat ve gıda Almanya'nın Osmanlıya gönderdiği kamyonlarla yapılmaktadır. Kamyonun lastikleri eskimiş artık iş göremiyor. Mustafa Kemal Atatürk Yüzbaşı Mehmet Muzaffer'i lastikleri tedarik etmesi için İstanbul'a gönderir. Yüzbaşı Muzaffer Erkanı Harbiye'ye gelir ama lastikleri alacak ödenek verilmez. Hariciye, Dahilie nazırlarına gider çare bulamaz. Çaresiz bir şekilde sahilde oturmuş düşünürken aklında şimşekler çakar. Hemen Kapalı Çarşıya gider o zamanlar Piyasada kullanılan KAİME kâğıdından alır. Gece Otelde sabaha kadar uyumaz 100'lül Kaime (Şimdiki Bankonot Para) yapar. Kamyon lastiği satan Yahudi Tüccara gider Lastikleri alır. Yahudi paranın karşılığı olan altını almak için Maliye Nazırlığına gider. Memurlar bakarlar bu Kaime sahte derler. Kaimenin üzerinde ''BEDELİ DEVLET_İ ALİ TARAFINDAN ÖDENİR'' ibaresi yerine 'BEDELİ ÇANAKKALE'DE ŞEHİT KANI İLE ÖDENMİŞTİR'' yazılı.

Bu belge halen Ankara'da güvenlikli bir şekilde saklanıp sergilenmektedir.

Bu günlerde Halkın gündemini Emekli Maaşları meşgul etmektedir. Her kafadan bir ses çıkıyor. İktidara yakın medya ve yandaş kalemşörler emekli maaşı ulufeymiş gibi bir tavır ile sanki devlet karşılıksız para ödüyormuş ve sadaka ödül gibi değerlendirerek Emeklilerimiz küçük görüp haksızlık ediyorlar.

Halbuki bir kişi emekli olabilmek için tüm gençliğini, enerjisini vererek işçi ise tezgahının, Memur ise Masasının esnaf ise iş yerinin başında çalışarak, hatta cebinden nakdi para ödeyerek hem de bunu benim gibi tam 30 yıl ödeyerek Emekli olabilmek hakkını kazanmıştır...

Yani Emekli maaşı bedeli  gençlik yıllarıyla ödenmiş bir haktır...

Ulufe veya sadaka değildir....

Emeklinin bu gün karşı karşıya kaldığı haksızlığa karşı çıkmak ve isyan etmek sadece emeklinin değil, Emeklinin Evladı ve Torunlarına da düşen bir görevdir...

Devleti yönetenlerin bu Devlete ve Millete yıllarca hizmet edenle kimseye muhtaç olmada huzurlu yaşayacak imkanı sağlamaları bir görevdir....

Devletin Büyüklüğü Emeklinin rahat yaşaması ile doğru orantılıdır....

BÜYÜK DEVLET EMEKLİSİNİN MUHTAÇ OLMADAN HUZURLU YAŞAMASINI SAĞLAYAN DEVLETTİR....

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.