Masal Masal İçinde

Türkiye 19.10.2024 - 12:39, Güncelleme: 19.10.2024 - 12:39
 

Masal Masal İçinde

Nilüfer Kaya Özpolat Köşe Yazısı

   Masal Masal İçinde     İnsanlar pazaryerinde,   karanlık çöksün  diye bekliyor.   Pazarcılar telaşla, kasaları topluyor. Kalabalık sebze meyve artıklarını  toplama telaşında, kimse kimsenin yüzüne bakmıyor.    Ezik domatesler, parçalanmış  salatalık,  çürümüş biber , hepsinden az çok var da  itibar kayıp bulamıyorlar.    Beş uçak birden havalanıyor.  Uçuyor, uçuyor , uçuyor…    Çocuklar aç, anne süt diyor. Anne çöplerden karton, kağıt toplayıp, satıyor. Eve ekmek alıyor.   Rolex saatli amca  fetva veriyor;  “ Peygamber hep açtı, karnına taş bağladı.” Sahte gözyaşlarıyla  süslediği konuşması bitince Mercedesine binip köşküne gidiyor.  Birazdan ızgara sucuk partisi var. Hazırlanması  gerekiyor   Anneler  salavat  getirip, çocuklarına şekerli su içiriyor. Çocuklar aç. Çocuklar çaresiz. Çocuklar kimsesiz.  Çocuklar ağlıyor, ağlıyor, ağlıyorlar …   Pamuk prenses ve  yedi cüceler  ormanda çete kurmuş, gelenden geçenden haraç kesiyor.  Aslan payının derdinde olup bitenleri;  görmüyor, duymuyor , bilmiyor…   Kırmızı başlıklı kız  “ Adınız yasa dışı bir örgüt ile anılıyor.” diyerek  Kurdu dolandırmış.  Kurt Pamuk Prenses ten yardım istiyor. Pamuk prenses kırmızı  bültenle  aranıyor.   Yeni doğan bebekler yoğun bakımda  öldürülüyor. Katiller  528 yıl hapis cezası ile yargılanıyor.  Zilan Bolat  “Bebek Boğanlar” a mesaj atıyor, “Korkmayın la  korkmayın, bize de öyle demişlerdi. Bak eşim Zengin Bolat gümüş  kaplama havuzumuzda  yüzerken, size  selam yolluyor. ”  Bebek katilleri “bu da geçer yahu!”  ile teselli  buluyor.   Kralın çevresin de dalkavuk  terziler , “Bu kumaş size özel, sadece zekiler görebilir ” diyerek cirit atıyor.    Kimse kıyafet görmüyor, ama zeka seviyeleri ortaya çıkar korkusuyla;  “ Aaaa bu ne şık bir takım, güle güle giyinin kralım” diyorlar.     Masal böyle bitmiyor. Bir yürekli çocuk bekleniyor. Bu çocuğun “Krak çıplak “ diye bağırması gerekiyor.   Kimseden çıt çıkmıyor.   Çocuk kayıp, insanımsılar  sus pus. Gece gündüz durmadan  arıyor , arıyor, arıyorlar….   Çocuk derede yatan bir melek, kefenini çuvaldan biçiyorlar. Yanında  Elif Ba’sı sulara atıyorlar. Bence  şeytanlar bile tedirgin, bu çağdan korkuyorlar.   Vicdanları  sağır eden ağır bir sessizlik. Insan görünümlü yüz binlerce et yığını  kalabalık ; “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” putuna tapıyorlar.   Tüm hoparlörlerden ; “ Batsın bu dünya, bitsin bu rüya ” şarkısı yankılanıyor.  Gökteki kuşlar, dağdaki taşlar, okyanusta damlalar “amin, amin, amin ” diyorlar.     Tek tesellimiz,  tüm bu anlatılanlar  Merkür Gezegenin de bir kasaba da olup bitiyorlar. Nilüfer Kaya Özpolat            
Nilüfer Kaya Özpolat Köşe Yazısı

   Masal Masal İçinde

    İnsanlar pazaryerinde,   karanlık çöksün  diye bekliyor.

  Pazarcılar telaşla, kasaları topluyor. Kalabalık sebze meyve artıklarını  toplama telaşında, kimse kimsenin yüzüne bakmıyor.

   Ezik domatesler, parçalanmış  salatalık,  çürümüş biber , hepsinden az çok var da  itibar kayıp bulamıyorlar.

   Beş uçak birden havalanıyor.  Uçuyor, uçuyor , uçuyor…

   Çocuklar aç, anne süt diyor. Anne çöplerden karton, kağıt toplayıp, satıyor. Eve ekmek alıyor.

  Rolex saatli amca  fetva veriyor;

 “ Peygamber hep açtı, karnına taş bağladı.” Sahte gözyaşlarıyla  süslediği konuşması bitince Mercedesine binip köşküne gidiyor.  Birazdan ızgara sucuk partisi var. Hazırlanması  gerekiyor

  Anneler  salavat  getirip, çocuklarına şekerli su içiriyor.

Çocuklar aç. Çocuklar çaresiz. Çocuklar kimsesiz.

 Çocuklar ağlıyor, ağlıyor, ağlıyorlar …

  Pamuk prenses ve  yedi cüceler  ormanda çete kurmuş, gelenden geçenden haraç kesiyor.  Aslan payının derdinde olup bitenleri;  görmüyor, duymuyor , bilmiyor…

  Kırmızı başlıklı kız  “ Adınız yasa dışı bir örgüt ile anılıyor.” diyerek  Kurdu dolandırmış.  Kurt Pamuk Prenses ten yardım istiyor. Pamuk prenses kırmızı  bültenle  aranıyor.

  Yeni doğan bebekler yoğun bakımda  öldürülüyor. Katiller  528 yıl hapis cezası ile yargılanıyor.

 Zilan Bolat  “Bebek Boğanlar” a mesaj atıyor, “Korkmayın la  korkmayın, bize de öyle demişlerdi. Bak eşim Zengin Bolat gümüş  kaplama havuzumuzda  yüzerken, size  selam yolluyor. ”

 Bebek katilleri “bu da geçer yahu!”  ile teselli  buluyor.

  Kralın çevresin de dalkavuk  terziler , “Bu kumaş size özel, sadece zekiler görebilir ” diyerek cirit atıyor.

   Kimse kıyafet görmüyor, ama zeka seviyeleri ortaya çıkar korkusuyla;

 “ Aaaa bu ne şık bir takım, güle güle giyinin kralım” diyorlar.

    Masal böyle bitmiyor. Bir yürekli çocuk bekleniyor. Bu çocuğun “Krak çıplak “ diye bağırması gerekiyor.

  Kimseden çıt çıkmıyor.

  Çocuk kayıp, insanımsılar  sus pus. Gece gündüz durmadan  arıyor , arıyor, arıyorlar….

  Çocuk derede yatan bir melek, kefenini çuvaldan biçiyorlar. Yanında  Elif Ba’sı sulara atıyorlar. Bence  şeytanlar bile tedirgin, bu çağdan korkuyorlar.

  Vicdanları  sağır eden ağır bir sessizlik. Insan görünümlü yüz binlerce et yığını  kalabalık ; “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.” putuna tapıyorlar.

  Tüm hoparlörlerden ; “ Batsın bu dünya, bitsin bu rüya ” şarkısı yankılanıyor.

 Gökteki kuşlar, dağdaki taşlar, okyanusta damlalar “amin, amin, amin ” diyorlar.

    Tek tesellimiz,  tüm bu anlatılanlar  Merkür Gezegenin de bir kasaba da olup bitiyorlar.

Nilüfer Kaya Özpolat

 

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.