HASTANE BU ŞEHRİN KANAYAN YARASI

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.12.2018 - 11:41, Güncelleme: 07.12.2018 - 11:41
 

HASTANE BU ŞEHRİN KANAYAN YARASI

Ali Saylam Köşe Yazısı

Telefonumdan arayan Mustafa Atalay. Öfkeli bir şekilde;  “Gazeteciler gelinde Beyşehir Hastahanesine bir bakın. Araştırma hastahanesi gibi.” diyerek nedense şahsımda tüm gazetecilere sitem etti.  Yeni hastahane plansız. Beyşehir Hastahanesine göre küçük. Yeterince sağlamda değil. Ama yapacakta bir şey yok. Faaliyete geçmiş binanın akarına kokarına bakıp eski bina ile beraber bir düzene sokup bu şekilde kullanılacak.  Yıkıp ta yenisi yapılacak değil.  Devlet bunca para harcamış.  Yeni faaliyete geçmiş bir hastahane binasının her tarafından dökülmesi başka bir sorun.  İhaleye girenlerden en ucuz teklif verene veriyorlar.  Müteahhit işin içinden çıkabilirse çıkıyor. Eğer çıkamazsa orasından burasından çalıyor. Oda olmazsa bırakıp kaçıyor.  Maalesef Arıtma Tesisi, Mamut Esat Ortaokulu ek binası daha geriye gidersek hala mahkemesi devam eden TOKİ aklıma gelenler…  Yeni hastanemizin de nasibini aldığı müteahhitzedelik genel bir durum. Yıllardır bu duruma da devletimiz bir çare bulamadı.  Seydişehir’e uzun yıllar cevap verebilecek her yönüyle kapsamlı hizmet sunacak bir hastahane yapılsa tabi ki iyi olurdu. Hastahane yapılma safhasında kaç sefer yetkililerle birebir görüşüp burası bölge hastahanesi olması gerekir, sadece Seydişehir’den değil Bozkır ve Akseki yöresinden de bu hastahaneye çok sayıda hasta geliyor dedik. Ayrıca istatistikleri de hatırlatarak Seydişehir Devlet Hastahanesinin yıllık hasta sayısının nüfus kapasitesinin çok üstünde olduğunu ortaya koyduk.  Ama dinlemediler. Mustafacığım …!  Hastahane için esas bizlerin yapabileceği konuya gelelim.  Sevgili arkadaşımınbu sitemli telefonundan sonra, hastahaneye gittim.  Bazı doktorlarla, hastalarla, personelle birebir görüştüm.  Hastahanenin durumu nedir?  Bizden bir isteğiniz var mı? diye sordum.  Çoğunun söyledikleri kaçan trenle ilgili idi.  Yukarıda ana başlıklarda belirttiğimiz gibi; plansızlık, yeni bina olmasına rağmen eksiklikler ve diğer hastahanelerle karşılaştırılıp daha iyi olabilirdi cevabını aldık.  Esas manidar olan doktorların verdiği cevap oldu.  “Çalışıyoruz, bir sıkıntı yok ama branş doktorlarda açık devam ediyor. Bu olumsuzluk bizlere de bir şekilde yansıyor.” diyerek branş doktoru yetersizliğine doktorların da parmak basması dikkatimi çekti.  Geçtiğimiz günler de yapılan atamalarda 3 branştaki uzman doktor (Beyin Cerrahi Uzmanı, Nöroloji Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı) hastahanemiz de göreve başlarken, Psikiyatri ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı kadrosu hala boş. Göz de tek doktor yetmediği ve bu nedenle büyük bir yoğunluk yaşandığını öğrendim.  Yani hastahanenin iyi olması da yetmiyor. Her branştan yeteri kadar doktorun olması da çok önemli.  Belki de işin püf noktası bu.  Her yıl 2 sefer açılan atamalarda boş olan yerleri isteyen doktor, birde bakıyorsunuz tayin istemiş gidiyor.  Uygulama bu…  Doktor gitmek isterse durduramıyoruz.  Doktorun gitmemesi için Seydişehir’i sevmesi gerekir.  Bu durumda başta yetkililerin onları dinleyip anlamaları gerekiyor.  Bu şehri yönetenler, sivil toplum örgütleri ve halk; eleştiri yapsınlar ama çözümü de ortaya koyarlar ve sorunu çözmek için çaba harcarlarsa o zaman hastahanemize en güzel iyiliği yapmış olmazlar mı?
Ali Saylam Köşe Yazısı

Telefonumdan arayan Mustafa Atalay. Öfkeli bir şekilde; 

“Gazeteciler gelinde Beyşehir Hastahanesine bir bakın. Araştırma hastahanesi gibi.” diyerek nedense şahsımda tüm gazetecilere sitem etti. 

Yeni hastahane plansız. Beyşehir Hastahanesine göre küçük. Yeterince sağlamda değil. Ama yapacakta bir şey yok. Faaliyete geçmiş binanın akarına kokarına bakıp eski bina ile beraber bir düzene sokup bu şekilde kullanılacak. 

Yıkıp ta yenisi yapılacak değil. 

Devlet bunca para harcamış. 

Yeni faaliyete geçmiş bir hastahane binasının her tarafından dökülmesi başka bir sorun. 

İhaleye girenlerden en ucuz teklif verene veriyorlar. 

Müteahhit işin içinden çıkabilirse çıkıyor. Eğer çıkamazsa orasından burasından çalıyor. Oda olmazsa bırakıp kaçıyor. 

Maalesef Arıtma Tesisi, Mamut Esat Ortaokulu ek binası daha geriye gidersek hala mahkemesi devam eden TOKİ aklıma gelenler… 

Yeni hastanemizin de nasibini aldığı müteahhitzedelik genel bir durum. Yıllardır bu duruma da devletimiz bir çare bulamadı. 

Seydişehir’e uzun yıllar cevap verebilecek her yönüyle kapsamlı hizmet sunacak bir hastahane yapılsa tabi ki iyi olurdu. Hastahane yapılma safhasında kaç sefer yetkililerle birebir görüşüp burası bölge hastahanesi olması gerekir, sadece Seydişehir’den değil Bozkır ve Akseki yöresinden de bu hastahaneye çok sayıda hasta geliyor dedik. Ayrıca istatistikleri de hatırlatarak Seydişehir Devlet Hastahanesinin yıllık hasta sayısının nüfus kapasitesinin çok üstünde olduğunu ortaya koyduk. 

Ama dinlemediler. Mustafacığım …! 

Hastahane için esas bizlerin yapabileceği konuya gelelim. 

Sevgili arkadaşımınbu sitemli telefonundan sonra, hastahaneye gittim. 

Bazı doktorlarla, hastalarla, personelle birebir görüştüm. 

Hastahanenin durumu nedir? 

Bizden bir isteğiniz var mı? diye sordum. 

Çoğunun söyledikleri kaçan trenle ilgili idi. 

Yukarıda ana başlıklarda belirttiğimiz gibi; plansızlık, yeni bina olmasına rağmen eksiklikler ve diğer hastahanelerle karşılaştırılıp daha iyi olabilirdi cevabını aldık. 

Esas manidar olan doktorların verdiği cevap oldu. 

“Çalışıyoruz, bir sıkıntı yok ama branş doktorlarda açık devam ediyor. Bu olumsuzluk bizlere de bir şekilde yansıyor.” diyerek branş doktoru yetersizliğine doktorların da parmak basması dikkatimi çekti. 

Geçtiğimiz günler de yapılan atamalarda 3 branştaki uzman doktor (Beyin Cerrahi Uzmanı, Nöroloji Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı) hastahanemiz de göreve başlarken, Psikiyatri ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı kadrosu hala boş. Göz de tek doktor yetmediği ve bu nedenle büyük bir yoğunluk yaşandığını öğrendim. 

Yani hastahanenin iyi olması da yetmiyor. Her branştan yeteri kadar doktorun olması da çok önemli. 

Belki de işin püf noktası bu. 

Her yıl 2 sefer açılan atamalarda boş olan yerleri isteyen doktor, birde bakıyorsunuz tayin istemiş gidiyor. 

Uygulama bu… 

Doktor gitmek isterse durduramıyoruz. 

Doktorun gitmemesi için Seydişehir’i sevmesi gerekir. 

Bu durumda başta yetkililerin onları dinleyip anlamaları gerekiyor. 

Bu şehri yönetenler, sivil toplum örgütleri ve halk; eleştiri yapsınlar ama çözümü de ortaya koyarlar ve sorunu çözmek için çaba harcarlarsa o zaman hastahanemize en güzel iyiliği yapmış olmazlar mı?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.