KORONA’NIN TEK SORUMLUSU KÜÇÜK ESNAF VE SANATKAR DEĞİLDİR..

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.09.2020 - 11:37, Güncelleme: 10.09.2020 - 11:37
 

KORONA’NIN TEK SORUMLUSU KÜÇÜK ESNAF VE SANATKAR DEĞİLDİR..

Aslına bakıldığında, Covid–19, 2019’un Ekim Kasım aylarında dünyaya merhaba dedi. Kimi duyarlı uluslar olayı ciddi düşünerek SOSYAL VE EKONOMİK gardını aldı. Kimi bizim gibi uluslar ekonomilerinin güçlü, teknolojilerinin ileri ve sağlık alanında çağ atladıkları bahanesiyle küçümseyip umursamadılar. İnsanoğlu var oldukça, dünya yaşamı sonlanmadığı müddetçe bu ve buna benzer hastalık ve felaketler yaşanacaktır. Bu, bilinmesi gereken bir gerçektir.

        Geçen yaklaşık,10-11 aylık süreçte birçok dünya ülkesi, geçte olsa hazırlıklarını ortaya koyarak, vatandaşlarını covid–19 illetinden korumaya çalıştı veya gayret etti. Bir kısmı da bunda başarılı olup halen can ve mal kaybını az rakamlarla atlatmaya çalışıyor. Ülkemizde duruma bakıldığında, salgının tanıtılmasından tutun, insana bulaşması, hastalık süreci, tedavi şekli, tedavi için gerekli hastane, makine teçhizat ve ilaç konularında zaman zaman bilgi kirliliği olayın başından beri devam etmektedir.       Öz eleştirisel düşününce vatandaşlarımız dan bir çoğunun Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız ve diğer ilgili kurumlarımızın sosyal mesafe ve temizlik kuralları konusunda aylardır yapılan uyarı ve dikkatlere tam anlamıyla uymadıkları, açıkça ölümle alay etmeleri sonucu salgının uzaması ve zararın artmasına yol açmış ve Bu durumun yükü sanki, sadece Sağlık çalışanları ve Esnaf ve Sanatkârın üzerine, ihale edilmiş gibi görünüyor.Özellikle Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca ve ekibinin olağanüstü gayretlerinin hakkını teslim etmekte yarar vardır. Allah onlardan razı olsun.        Bir başka anlatımla, salgının ülke ve kişisel manada ekonomik hasarını incelemek gerekiyor. Ülke olarak salgına veya buna benzer başa gelebilecek afet ve olaylarda hem eğitimin hem ekonomik, hemde hazırlığımızın olmadığını bir kez daha görüp yaşıyoruz. Özellikle küçük Esnaf ve Sanatkâraçısından salgın, camiaya tam bir yıkım etkisi yaptı. İşyerleri kapatılan veya açık olduğu halde kısıtlamalardan dolayı müşteri bulamayan siftah edemeden işyerini kapatan, işyeri kirasını, SSK, BAĞ-KUR primini, elektrik su doğalgaz faturalarını, çek ve senedini bankalara olan kredi taksitlerini, vergisini, faizle ertelenmiş olan kredi taksitlerini bile ödeyemeyen Esnaf ve Sanatkârımız, salgının en büyük mağdurları olmuş durumda.        Yaklaşık 2 milyon Esnaf ve Sanatkârın bütün sıkıntıları için çözüm öneri taleplerimiz cevapsız kalmıştır.         Salgın başladığı aylarda sadece ticari kredilerde faizle ertelemeler, SSK, BAĞKUR Primleri 6 ay iptal etmek yerine 6 ay sonra çift ödenmesi istenmiştir. Hâlbuki çalışan memur ya da işçiler için prim ve maaşları aylık düzenli olarak yatırılmaya devam edilmektedir. Devlet bankalarına verilen talimatla, hibe yerine, faizli kredi açılmış o krediden de, Esnaf ve Sanatkârın birçoğu yararlanamamıştır. Sosyal Yardımlaşma marifetiyle, yardım alan kişilere ilaveten 1000 er lira dağıtıldığı halde, Esnaf ve Sanatkâra bu kapı da kapatılmıştır.       Bütün bu ilgisizliğin yanında, salgın ile mücadelede Esnaf ve Sanatkârın iş yerlerine yapılan denetimlerde, liyakatsiz ve herhangi bir eğitimden geçmemiş, yönetmeliklerden bi haber bazı denetmenlerin Esnafımıza yaptığı keyfi uygulamalar, işini aşını mesleğini kaybetmemek için dişini tırnağına takan Esnafımızda, güvensizlik duygusuna ve hırçınlaşmalara sebep olmaktadır.        Esnaf ve Sanatkâr camiası olarak; ülkemizi, insanımızı, ailemizi, işimizi ve yurdumuzu karşılıksız, olağanüstü seviyoruz. Lakin‘’CORONA VİRÜSÜ, ÜLKEYE BİZLER GETİRMEDİK. BU SALGININ ZARARINI SADECE BİZLERİN ÇEKMEK ZORUNDA OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ.’’ Allah böylesi felaketleri ülkemize bir daha yaşatmaması en büyük arzumuzdur. Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
Aslına bakıldığında, Covid–19, 2019’un Ekim Kasım aylarında dünyaya merhaba dedi. Kimi duyarlı uluslar olayı ciddi düşünerek SOSYAL VE EKONOMİK gardını aldı. Kimi bizim gibi uluslar ekonomilerinin güçlü, teknolojilerinin ileri ve sağlık alanında çağ atladıkları bahanesiyle küçümseyip umursamadılar. İnsanoğlu var oldukça, dünya yaşamı sonlanmadığı müddetçe bu ve buna benzer hastalık ve felaketler yaşanacaktır. Bu, bilinmesi gereken bir gerçektir.

        Geçen yaklaşık,10-11 aylık süreçte birçok dünya ülkesi, geçte olsa hazırlıklarını ortaya koyarak, vatandaşlarını covid–19 illetinden korumaya çalıştı veya gayret etti. Bir kısmı da bunda başarılı olup halen can ve mal kaybını az rakamlarla atlatmaya çalışıyor.

Ülkemizde duruma bakıldığında, salgının tanıtılmasından tutun, insana bulaşması, hastalık süreci, tedavi şekli, tedavi için gerekli hastane, makine teçhizat ve ilaç konularında zaman zaman bilgi kirliliği olayın başından beri devam etmektedir.

      Öz eleştirisel düşününce vatandaşlarımız dan bir çoğunun Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız ve diğer ilgili kurumlarımızın sosyal mesafe ve temizlik kuralları konusunda aylardır yapılan uyarı ve dikkatlere tam anlamıyla uymadıkları, açıkça ölümle alay etmeleri sonucu salgının uzaması ve zararın artmasına yol açmış ve Bu durumun yükü sanki, sadece Sağlık çalışanları ve Esnaf ve Sanatkârın üzerine, ihale edilmiş gibi görünüyor.Özellikle Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca ve ekibinin olağanüstü gayretlerinin hakkını teslim etmekte yarar vardır. Allah onlardan razı olsun.

       Bir başka anlatımla, salgının ülke ve kişisel manada ekonomik hasarını incelemek gerekiyor. Ülke olarak salgına veya buna benzer başa gelebilecek afet ve olaylarda hem eğitimin hem ekonomik, hemde hazırlığımızın olmadığını bir kez daha görüp yaşıyoruz. Özellikle küçük Esnaf ve Sanatkâraçısından salgın, camiaya tam bir yıkım etkisi yaptı. İşyerleri kapatılan veya açık olduğu halde kısıtlamalardan dolayı müşteri bulamayan siftah edemeden işyerini kapatan, işyeri kirasını, SSK, BAĞ-KUR primini, elektrik su doğalgaz faturalarını, çek ve senedini bankalara olan kredi taksitlerini, vergisini, faizle ertelenmiş olan kredi taksitlerini bile ödeyemeyen Esnaf ve Sanatkârımız, salgının en büyük mağdurları olmuş durumda.

       Yaklaşık 2 milyon Esnaf ve Sanatkârın bütün sıkıntıları için çözüm öneri taleplerimiz cevapsız kalmıştır.

        Salgın başladığı aylarda sadece ticari kredilerde faizle ertelemeler, SSK, BAĞKUR Primleri 6 ay iptal etmek yerine 6 ay sonra çift ödenmesi istenmiştir. Hâlbuki çalışan memur ya da işçiler için prim ve maaşları aylık düzenli olarak yatırılmaya devam edilmektedir.

Devlet bankalarına verilen talimatla, hibe yerine, faizli kredi açılmış o krediden de, Esnaf ve Sanatkârın birçoğu yararlanamamıştır. Sosyal Yardımlaşma marifetiyle, yardım alan kişilere ilaveten 1000 er lira dağıtıldığı halde, Esnaf ve Sanatkâra bu kapı da kapatılmıştır.

      Bütün bu ilgisizliğin yanında, salgın ile mücadelede Esnaf ve Sanatkârın iş yerlerine yapılan denetimlerde, liyakatsiz ve herhangi bir eğitimden geçmemiş, yönetmeliklerden bi haber bazı denetmenlerin Esnafımıza yaptığı keyfi uygulamalar, işini aşını mesleğini kaybetmemek için dişini tırnağına takan Esnafımızda, güvensizlik duygusuna ve hırçınlaşmalara sebep olmaktadır.

       Esnaf ve Sanatkâr camiası olarak; ülkemizi, insanımızı, ailemizi, işimizi ve yurdumuzu karşılıksız, olağanüstü seviyoruz. Lakin‘’CORONA VİRÜSÜ, ÜLKEYE BİZLER GETİRMEDİK. BU SALGININ ZARARINI SADECE BİZLERİN ÇEKMEK ZORUNDA OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ.’’

Allah böylesi felaketleri ülkemize bir daha yaşatmaması en büyük arzumuzdur.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.