Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

7 HAZİRAN 2015’İN AYAK SESLERİ...

Son aylarda, hatta yıllarda bir sürü manipülasyona sahne olan yerel siyaseti yazmak gibi bir gayem vardı ancak neresinden tutsan sadece iki tarafı değil her tarafı ahbeseyn bir durum… Ayrıntılar o kadar çirkin ki, ağzımdan çıkacak her cümleyi, kelimeyi hatta harfleri bile eğip büküp, bilinçli olarak farklı mecralara götürecek, mal bulmuş Mağribîlerin müfteriliklerine fırsat vermek istemiyorum ama pekte “susasım” yok…  Madem böyle; üstü kapalı bir üslupla kısaca arz edeyim… Analizimden payını alan herkes istediği ağabeyine istediği yalanı söyleyip “aaa bak Hakkı Balcı neler yazmış fitnesini sergilemekte serbesttirler… Yaklaşık 30 yıldır yazma gayretinde olan birisi olarak bu şehir de bir partiye olan sevginin korkuya dönüştürüldüğünü asla görmedim… Siyaset adam kazanma sanatı iken aleni adam harcama, kovma, yok etme, siyasi gelecek uğruna ilkesiz, toplumsal hedeflerden uzak, bireysel hesaplara endeksli tasarruflara sahne olduğuna hiç şahit olmadım… Şehrimizin havârık-ı iktidarları yani güç harikası zat-ı muhteremleri hırslarının mahkûmu olduklarının farkında değiller…  Siyasi ikbal uğruna insanlara reva görülen mobingler ve ekmek tehditlerine varan tasarruflarının öteki dünya da bir karşılığı olduğunu ise hiç akıl etmiyorlar…  “Gamına gamlanıp olma mahzun, / Demine demlenip olma mağrur, / Ne dem baki ne gam baki, ya hû! / diyerek bu dünyanın faniliğine dem vuran Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim’in ölümünün ardından 498 yıl geçtiğinin hiç farkında değiller… Dünya Allah’tan başka hiç kimseye baki değilken, hiçbir makamın kimseye baki kalamayacağının idrakinde değiller… Yavuz Sultan Selim’e ulaşamayan, onun bu sözünü hiç duymamış ama an itibari ile okuyan siyasi ikbal sarhoşu havârık-ı iktidar tazelerine anlayacakları dilden soralım bu dünyaya kazık kakan oldu mu hiç? 07 Haziran 2015 seçim sonuçlarının tekrarının mimarları olacağınızın farkında değilsiniz galiba… Sadece siz mi? Kurumlara atanmış liyakat yoksunu bir sürü havârık-ı iktidar var… Günümüz darülfünuna imtiyazla çörekleşmiş, oturduğu yerden sağa sola embel dürten ve dünyevi bütün kazanımlarının kerametini kendinden menkul sayan, beş vakit namazlı ama kibirli, ama müzevir, ama münafık,  kâtib-i umumiyelerden tutun… Özgüveni kibre, sevinci şımarıklığa, gücü zulme dönüştüren ve bütün bunlara seyirci kalan, yüz kilometre mesafeli üst iradenin iradesizliğine… Def ettiği Ahbeseyni henüz birinci kata ulaşmamış taze ama tehditkâr havârık-ılara kadar… Seydişehir’de edindiğim intibalar ne ise; ülkemizin her bölgesinden ve her katmanından edindiğim intibalarda tabiri caizse; Tıpkısının aynısı… Her yerde ahzap… Her yerde havârık-ı iktidar yani güç harikası sonradan görmeler var… Hetorejen karakterleri, sosyal, ekonomik farklılıkları birem birem içinde barındıran yurdum insanının bütününde benzeri söylemler, tıpkısının aynısı sitemler var… Aynı insan katmanları AK Parti'nin teşkilatlar bazında 2002 ruhundan kopuk olduğunu beyan ediyorlar ama nefret söylemlerinden beslenenlerin dışında hiç kimse Recep Tayyip Erdoğan’ın gayrı samimi olduğunu söylemiyorlar… Hiç tanımadığım ve görüştüğüm ekseri çoğunluk olarak ifade edebileceğim yüzlerce AK Partili seçmenden bizzat dinledim bu sesleri… Bu sesler bir operasyonun parçası olup bu algı yönetimine maruz kalmış olsa bile Ak Partili seçmenin hiç birinin Recep Tayyip Erdoğan’ı düne kadar AK Parti’den asla ayrıştırmaması ama bugün başkanı olduğu halde ayrıştırıcı bir tavır sergilemesi hiçte küçümsenecek bir gösterge değil… AK Parti kurmayları bu gerçeği görüp çözüm bulması gerekirken böyle düşünenleri münafık olarak değerlendirmeye devam ederse meclis çoğunluğunun muhalefete geçmesi ihtimal dairesindedir… Öte yandan; belirtmek isterim ki, siyasi analizlerimden dolayı küçük beyinli tarafgirlerin bendenizi politik bir kefeye hapsetmeleri ise umurumda değildir… Öküzün altında buzağı aramaktan vazgeçip bu pürmelâl hale çare bulun… Hülasası; 24 Haziran seçimleri yaklaşırken AK Parti’yi, muhtemel 07 Haziran 2015 seçim sonuçlarına götürebilecek temel sebeplerden bir tanesi; kesinlikle niteliksiz ama cüretkâr feodaller ve bu ahvale seyirci kalan üst yerel iradeler olacak… Rabbim emperyalistlerin asla uyumadığı ve bizzat dahlettiklerine inandığım bu süreci seçmen ve millet bazında hayırlı kılar inşallah… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ  Kâinatta ilk işlenen günah kibirdir... Hepimiz eşitiz kimse kimseden üstün değildir...
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

7 HAZİRAN 2015’İN AYAK SESLERİ...

Son aylarda, hatta yıllarda bir sürü manipülasyona sahne olan yerel siyaseti yazmak gibi bir gayem vardı ancak neresinden tutsan sadece iki tarafı değil her tarafı ahbeseyn bir durum…

Ayrıntılar o kadar çirkin ki, ağzımdan çıkacak her cümleyi, kelimeyi hatta harfleri bile eğip büküp, bilinçli olarak farklı mecralara götürecek, mal bulmuş Mağribîlerin müfteriliklerine fırsat vermek istemiyorum ama pekte “susasım” yok… 

Madem böyle; üstü kapalı bir üslupla kısaca arz edeyim…

Analizimden payını alan herkes istediği ağabeyine istediği yalanı söyleyip “aaa bak Hakkı Balcı neler yazmış fitnesini sergilemekte serbesttirler…

Yaklaşık 30 yıldır yazma gayretinde olan birisi olarak bu şehir de bir partiye olan sevginin korkuya dönüştürüldüğünü asla görmedim…

Siyaset adam kazanma sanatı iken aleni adam harcama, kovma, yok etme, siyasi gelecek uğruna ilkesiz, toplumsal hedeflerden uzak, bireysel hesaplara endeksli tasarruflara sahne olduğuna hiç şahit olmadım…

Şehrimizin havârık-ı iktidarları yani güç harikası zat-ı muhteremleri hırslarının mahkûmu olduklarının farkında değiller… 

Siyasi ikbal uğruna insanlara reva görülen mobingler ve ekmek tehditlerine varan tasarruflarının öteki dünya da bir karşılığı olduğunu ise hiç akıl etmiyorlar…

 “Gamına gamlanıp olma mahzun, / Demine demlenip olma mağrur, / Ne dem baki ne gam baki, ya hû! / diyerek bu dünyanın faniliğine dem vuran Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim’in ölümünün ardından 498 yıl geçtiğinin hiç farkında değiller…

Dünya Allah’tan başka hiç kimseye baki değilken, hiçbir makamın kimseye baki kalamayacağının idrakinde değiller…

Yavuz Sultan Selim’e ulaşamayan, onun bu sözünü hiç duymamış ama an itibari ile okuyan siyasi ikbal sarhoşu havârık-ı iktidar tazelerine anlayacakları dilden soralım bu dünyaya kazık kakan oldu mu hiç?

07 Haziran 2015 seçim sonuçlarının tekrarının mimarları olacağınızın farkında değilsiniz galiba…

Sadece siz mi?

Kurumlara atanmış liyakat yoksunu bir sürü havârık-ı iktidar var…

Günümüz darülfünuna imtiyazla çörekleşmiş, oturduğu yerden sağa sola embel dürten ve dünyevi bütün kazanımlarının kerametini kendinden menkul sayan, beş vakit namazlı ama kibirli, ama müzevir, ama münafık,  kâtib-i umumiyelerden tutun…

Özgüveni kibre, sevinci şımarıklığa, gücü zulme dönüştüren ve bütün bunlara seyirci kalan, yüz kilometre mesafeli üst iradenin iradesizliğine…

Def ettiği Ahbeseyni henüz birinci kata ulaşmamış taze ama tehditkâr havârık-ılara kadar…

Seydişehir’de edindiğim intibalar ne ise; ülkemizin her bölgesinden ve her katmanından edindiğim intibalarda tabiri caizse; Tıpkısının aynısı…

Her yerde ahzap… Her yerde havârık-ı iktidar yani güç harikası sonradan görmeler var…

Hetorejen karakterleri, sosyal, ekonomik farklılıkları birem birem içinde barındıran yurdum insanının bütününde benzeri söylemler, tıpkısının aynısı sitemler var…

Aynı insan katmanları AK Parti'nin teşkilatlar bazında 2002 ruhundan kopuk olduğunu beyan ediyorlar ama nefret söylemlerinden beslenenlerin dışında hiç kimse Recep Tayyip Erdoğan’ın gayrı samimi olduğunu söylemiyorlar… Hiç tanımadığım ve görüştüğüm ekseri çoğunluk olarak ifade edebileceğim yüzlerce AK Partili seçmenden bizzat dinledim bu sesleri…

Bu sesler bir operasyonun parçası olup bu algı yönetimine maruz kalmış olsa bile Ak Partili seçmenin hiç birinin Recep Tayyip Erdoğan’ı düne kadar AK Parti’den asla ayrıştırmaması ama bugün başkanı olduğu halde ayrıştırıcı bir tavır sergilemesi hiçte küçümsenecek bir gösterge değil…

AK Parti kurmayları bu gerçeği görüp çözüm bulması gerekirken böyle düşünenleri münafık olarak değerlendirmeye devam ederse meclis çoğunluğunun muhalefete geçmesi ihtimal dairesindedir…

Öte yandan; belirtmek isterim ki, siyasi analizlerimden dolayı küçük beyinli tarafgirlerin bendenizi politik bir kefeye hapsetmeleri ise umurumda değildir… Öküzün altında buzağı aramaktan vazgeçip bu pürmelâl hale çare bulun…

Hülasası;

24 Haziran seçimleri yaklaşırken AK Parti’yi, muhtemel 07 Haziran 2015 seçim sonuçlarına götürebilecek temel sebeplerden bir tanesi; kesinlikle niteliksiz ama cüretkâr feodaller ve bu ahvale seyirci kalan üst yerel iradeler olacak…

Rabbim emperyalistlerin asla uyumadığı ve bizzat dahlettiklerine inandığım bu süreci seçmen ve millet bazında hayırlı kılar inşallah…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

 Kâinatta ilk işlenen günah kibirdir... Hepimiz eşitiz kimse kimseden üstün değildir...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.