Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

ÇİFTÇİ CAN DERDİNDE, BAŞ OLUN EFENDİM?

         Kime sordumsa; ürettiği malın karşılığını alamadığından… Maliyete etki eden girdilerin en yüksek seviyelere ulaştığından bahisle artık para kazanmadığından dert yanıyor… Tamamına yakını banka ve diğer kredi kaynakları kanalı ile aldıkları tarım aletleri, düşük faizli krediler ve değişik desteklemelerle ayakta durabilme gayretleri içerisindedir… Borcu olmayan çiftçi yok gibi…  Zaten, borçların ertelenmesi de tıkanma sürecinin şiddetine işaret eden bir merkezi müdahaledir… Hoş gibi görünüyor ancak bu yöntem yani günübirlik tarım politikaları, suni iyileştirme atraksiyonları asla kurtarıcı olamamıştır…        Merkezden yönetim anlayışı, bölgesel farklılıkların getirdiği dengesizlikler ve lokomotif olamayan yerel kurumlar ne yaptığını bilmeyen, yılın sadece iki ayı çalışan, 10 ayı iki aylık çalışmasını harcayan çiftçileri doğurmuştur… Seydişehir toprak yapısı sulanabilirliği ve daha birçok tarımsal cazibesine rağmen alışılagelmiş hububat üretiminden öteye yol alamamıştır… Çiftçimizin çoğu hala üretimi kolay olan ürünlere para ve çaba sarf ediyor… Kazancıda bu ölçüde olmaktadır… Öyleyse; Merkezi yönetimin mecburi tarım politikalarına, yerel yönetimlerin bölgesel özellikleri dikkate alarak müdahale etmeleri mahallî çareler aramaları elzem haldedir… İlçemizin bölük pörçük yönetim anlayışı ve her alana yansıyan başıbozuk sonuçları ortadır… Bu sebeple ilçemizin yeni kaymakamı Sayın Tuncay Sonel’e tarım sektöründe de çok iş düşmektedir…       Maalesef ve acı gerçektir ki dış makyajı yapılan ilçe Tarım Müdürlüğü’nün içerisinde pırıl pırıl yetişmiş kalifiye elemanlar yönetim organizasyon eksikliğinden dolayı verimli olamamaktadırlar… İyi insan olmak, tevazu sahibi olmak derde çare değildir… Önümüzdeki hasat dönemlerinde de çare olamayacaktır…  Hatır gönül müdürlüklerinin zamanı değildir…       Maalesef ki! Yaklaşık verilere göre; Seydişehirli çiftçisinin ürettiği 35 bin ton meyve, 15 bin ton sebze ve 380 bin tona yakın hububat üretimi merkezi yönetimin emrettiği tarım ekonomisinin suni sübvansiyonları ve başıbozuk yerel yönetim anlayışların suni tezahürlerine gebedir… Seydişehir; başta kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün öngörü ve organizasyonları ile tarımda bölgemize özel politikalar üretmelidir…      Arazilerimizin haritası çıkartılarak toprak yapılarımıza göre; üretim çeşitliliğinde alışılmış belli başlı üretimlerin dışına çıkılabilirliği üniversiteler ve ilgili kurumların aydınlatıcı programları ile tartışılmalı, somut sonuçlara ulaşılmalıdır… Anam babam çiftçiliği yerini bilimselliğe terk etmelidir.      Orman Fidanlık şefliğimizin geçtiğimiz yıl üretilen 180 bin fidanı bu yıl içerisinde 3 milyona çıkartması dibimizde gerçekleşen yönetim anlayışının üretime yansıyan gerçeğidir… Örnektir, eşiğimizdeki başarıdır…       Bu sebepledir ki! Baş olma adına başta kaymakamlığımıza, Belediye Başkanlarımıza, Muhtarlarımıza, diğer yerel yöneticilerimize, tarımsal faaliyet sürdüren tüm STK, devlet kurumu, kredi kuruluşları, banka yöneticilerine destekleme fonlarının aydınlatıcılarına çok ihtiyaç vardır…Toplantı, konferans, eğitim, bilgilendirme, vesaire, vesaire, vesaire…        Gübre, mazot, tohum gibi maliyete etki eden girdilerin dünya standartlarının üzerinde seyretmesi,  önü kesilemeyen zamların sarhoş eden artışlarını da söylemeden geçemeyeceğim… Yazacak çok şey var elbette ancak takdir edersiniz ki yetmez bu sayfalar… Hâsılı; Organize sanayine devletin harcadığı para büyük, katma değeri güdüktür… Beyşehir ve Seydişehir’e ayrı ayrı yapılan, aralarında sadece 10 km mesafe olan Organize sanayi bölgelerinde açılan birkaç küçük ölçekli imalathane devlete atılan kazıktır… Milli servetin çöpe atılmasıdır… Dolayısı ile kalkınmada öncelik tarım ekonomimize verilmelidir… Seydişehir çiftçisinin, belirlenen ortak hedefler doğrultusunda tüm kesimlerin işbirliği ve dayanışmasına ihtiyacı vardır… Çiftçimize önce yerel sonra devlet dinamikleri en sonunda da Rabbim yardım etsin… İşleri zor… Pası attım top sizde sayın kaymakamım… Baş olun efendim…
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

ÇİFTÇİ CAN DERDİNDE, BAŞ OLUN EFENDİM?

 

       Kime sordumsa; ürettiği malın karşılığını alamadığından… Maliyete etki eden girdilerin en yüksek seviyelere ulaştığından bahisle artık para kazanmadığından dert yanıyor… Tamamına yakını banka ve diğer kredi kaynakları kanalı ile aldıkları tarım aletleri, düşük faizli krediler ve değişik desteklemelerle ayakta durabilme gayretleri içerisindedir… Borcu olmayan çiftçi yok gibi…  Zaten, borçların ertelenmesi de tıkanma sürecinin şiddetine işaret eden bir merkezi müdahaledir… Hoş gibi görünüyor ancak bu yöntem yani günübirlik tarım politikaları, suni iyileştirme atraksiyonları asla kurtarıcı olamamıştır…

       Merkezden yönetim anlayışı, bölgesel farklılıkların getirdiği dengesizlikler ve lokomotif olamayan yerel kurumlar ne yaptığını bilmeyen, yılın sadece iki ayı çalışan, 10 ayı iki aylık çalışmasını harcayan çiftçileri doğurmuştur… Seydişehir toprak yapısı sulanabilirliği ve daha birçok tarımsal cazibesine rağmen alışılagelmiş hububat üretiminden öteye yol alamamıştır… Çiftçimizin çoğu hala üretimi kolay olan ürünlere para ve çaba sarf ediyor… Kazancıda bu ölçüde olmaktadır…

Öyleyse;

Merkezi yönetimin mecburi tarım politikalarına, yerel yönetimlerin bölgesel özellikleri dikkate alarak müdahale etmeleri mahallî çareler aramaları elzem haldedir… İlçemizin bölük pörçük yönetim anlayışı ve her alana yansıyan başıbozuk sonuçları ortadır… Bu sebeple ilçemizin yeni kaymakamı Sayın Tuncay Sonel’e tarım sektöründe de çok iş düşmektedir…

      Maalesef ve acı gerçektir ki dış makyajı yapılan ilçe Tarım Müdürlüğü’nün içerisinde pırıl pırıl yetişmiş kalifiye elemanlar yönetim organizasyon eksikliğinden dolayı verimli olamamaktadırlar… İyi insan olmak, tevazu sahibi olmak derde çare değildir… Önümüzdeki hasat dönemlerinde de çare olamayacaktır…  Hatır gönül müdürlüklerinin zamanı değildir…

      Maalesef ki! Yaklaşık verilere göre; Seydişehirli çiftçisinin ürettiği 35 bin ton meyve, 15 bin ton sebze ve 380 bin tona yakın hububat üretimi merkezi yönetimin emrettiği tarım ekonomisinin suni sübvansiyonları ve başıbozuk yerel yönetim anlayışların suni tezahürlerine gebedir… Seydişehir; başta kaymakamlık, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün öngörü ve organizasyonları ile tarımda bölgemize özel politikalar üretmelidir…

     Arazilerimizin haritası çıkartılarak toprak yapılarımıza göre; üretim çeşitliliğinde alışılmış belli başlı üretimlerin dışına çıkılabilirliği üniversiteler ve ilgili kurumların aydınlatıcı programları ile tartışılmalı, somut sonuçlara ulaşılmalıdır… Anam babam çiftçiliği yerini bilimselliğe terk etmelidir.

     Orman Fidanlık şefliğimizin geçtiğimiz yıl üretilen 180 bin fidanı bu yıl içerisinde 3 milyona çıkartması dibimizde gerçekleşen yönetim anlayışının üretime yansıyan gerçeğidir… Örnektir, eşiğimizdeki başarıdır…

      Bu sebepledir ki! Baş olma adına başta kaymakamlığımıza, Belediye Başkanlarımıza, Muhtarlarımıza, diğer yerel yöneticilerimize, tarımsal faaliyet sürdüren tüm STK, devlet kurumu, kredi kuruluşları, banka yöneticilerine destekleme fonlarının aydınlatıcılarına çok ihtiyaç vardır…Toplantı, konferans, eğitim, bilgilendirme, vesaire, vesaire, vesaire…

       Gübre, mazot, tohum gibi maliyete etki eden girdilerin dünya standartlarının üzerinde seyretmesi,  önü kesilemeyen zamların sarhoş eden artışlarını da söylemeden geçemeyeceğim… Yazacak çok şey var elbette ancak takdir edersiniz ki yetmez bu sayfalar…

Hâsılı;

Organize sanayine devletin harcadığı para büyük, katma değeri güdüktür… Beyşehir ve Seydişehir’e ayrı ayrı yapılan, aralarında sadece 10 km mesafe olan Organize sanayi bölgelerinde açılan birkaç küçük ölçekli imalathane devlete atılan kazıktır… Milli servetin çöpe atılmasıdır…

Dolayısı ile kalkınmada öncelik tarım ekonomimize verilmelidir… Seydişehir çiftçisinin, belirlenen ortak hedefler doğrultusunda tüm kesimlerin işbirliği ve dayanışmasına ihtiyacı vardır… Çiftçimize önce yerel sonra devlet dinamikleri en sonunda da Rabbim yardım etsin… İşleri zor…

Pası attım top sizde sayın kaymakamım… Baş olun efendim…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.