Haftada bir gün Seydişehir’e hicret… Arada bir; birkaç saatlik ders... Talimatlar, stratejik yönetim toplantıları… Ayağa bacağa getirme amaçlı basın toplantısı… Kibir, öfke, basın mensuplarına haddini bildirme… Basına fırça çekme cüreti… Hakir görme, burnundan kıl aldırtmama, omuzdan konuşma… Koskoca bir ilçeyi yok sayma… Selman Türker hocam, sana derim sen dinle… Tevazudan uzak bütün davranışların asıl itibari ile seni ilgilendirir… İtibarında davranış biçimlerinle doğru orantılıdır ancak bende ve küçümsediğin Seydişehirlide bıraktığın intiba bunlar… Seydişehir’e dekan olduğunuzdan buyana küçüldükçe küçülen, cazibesi azalan Seydişehir Ahmet Cengiz Mühendislik fakültesi ve resmi anlamda bağınız olmasa bile Seydişehir Meslek Yüksek Okulunun ilçe dinamiklerinden kopuk pürmelal halinin müsebbibi iken; bizim bilmediğimiz öne çıkan hangi özelliğiniz sizi Selçuk Üniversitesine Rektör adayı yaptı vallahi anlayamadım…   Basın toplantısında Değirmencilik Bölümü açıyoruz diyerek ballandıra ballandıra anlattığınız ancak an itibari ile Seydişehir’de açacakmış gibi gösterip daha sonra basın mensuplarına gönderdiğiniz metinlerde Değirmencilik bölümünün Konya’da açılacağını beyan ettiğiniz kıvrak zekanızı; anladım ki bu yönde de kullanmışınız… Sahi siz Seydişehir’de sorumlusu bulunduğunuz Fakülteye akademik anlamda ve kampus alanı içerisinde bulunan taşından toprağına ne ilave ettiniz de Selçuk Üniversitesine Rektör adaylığından söz eder oldunuz? Rektör adaylığınızı açıkladığınız haberlerin altında bulunan ‘Prof. Dr. Selman TÜRKER kimdir?’ bölümünde Seydişehir A.Cengiz Mühendislik Fakültesi Dekanlığınızdan bahsetmemeniz taşra kompleksinizin bir diğer ifadesi mi? Seydişehir’in geçmiş ve mevcut sivil toplum kuruluşlarının, siyasi erklerinin, halkının destekleri ile kurulmuş okulun yegane sahibi gibi davranıp bana Belediye Başkanının ne faydası olacak ki? diyerek ilçe dinamiklerini yok saymanızın haklı bir yanı var mıdır?  Seydişehir’de hiçbir kurumla sağlıklı diyalog kuramayan siz; koskoca Selçuk Üniversitesinin Rektörlüğünün diyalog ağırlığını taşıyabilecek misiniz? Tek bölümlük Fakültede; kibir eksenli duruşunuzun meydana getirdiği negatif  yönetici imajınız, Rektör seçilmeniz halinde rektörü olacağınız kurumun, fakültelerin, Meslek yüksek okullarında nasıl bir evrime dönüşecek şimdiden görebiliyorum… Sahi Necmettin Erbakan Üniversitesinde neyi Başardınız da Selçuk Üniversitesinde Rektör adaylığınızı açıkladınız? Biz cahiliz siz bizden daha iyi bilirsiniz ama hatırlatmış olayım; Selçuk Üniversitesinden çağrışımla aklıma meşhur Dandanakan muharebesi geldi sevgili Selman Türker Hocam… Gazneli Mesut, büyüyen Selçuklu Devletini ortadan kaldırmak için savaş açmış ancak muharebeler sonucu ağır yenilgiye uğramakla kalmamış Asya’da hakim iki Türk devletinin birbiri ile savaşmasına da sebep olmuştu… Sahi Selman Hoca; Rektörlükse amacınız neden Necmettin Erbakan Üniversitesi değil de, Selçuk Üniversitesi? S.Üniversitesi bünyesinde bulunan onca akademisyen Selçuk Üniversitesine rektör  olabilme vasıflarına haiz değil de siz misiniz yakışan? Bir manipülasyon kokusu alıyorum doğrusu… Bakalım zaman neyi gösterir? Bu adaylığı akademik görgüsüzlük olarak yorumlayanlarda hiç azımsanacak gibi değil… Hülasası;  Seydişehir’de amatör ruhlu bir avuç güzel insanla diyalog kuramayan, Dekanı olduğu okula en kısa yoldan girip yine kısa yoldan vilayete dönen bir anlayışın Rektörlüğe aday olmasını anlamakta zorluk çekiyorum… Selçuk Üniversitesinde rektörlük vasıflarına haiz kimse kalmamış gibi Necmettin Erbakan Üniversitesinden koştur koştur aday olunmasını garip buluyorum… Hadsizlik olarak yorumluyorum… Yani “ayıp be kardeşim” diyorum… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “…Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez…” Nisa / 36