Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

GEL DEDİLER?

Hani herkesin bildiği bir söz varya; “ Gel dediğin an ‘nereye’ diye sormadan gelecek dostları olmalı insanın…” İşte öyle… Gel dediler ve gittim… Ne ayan, nede erkândan çağıranlar… Sebebi mucizesi asude birkaç zaman… Sen yeter ki dosta yan, dosta dayan birleştiriyor zaman… Kimi aşağı, kimi yukarı mahalleden, kimi okuldan, kimi çocukluktan kalan birkaç dost adam… Birkaç saatlik yolu birkaç kez tekrarlarız yıl içinde onlar gelir, biz gideriz… Dedim ya maksat birkaç günlük asude zaman… Dostlarla buluştum Antalya’da… İlk gün intikal önce Korkuteli sonra Elmalı’ya… Ketenci Ömer Paşa Camii Külliyesine karşıdan bakan dar sokağın eski kokan dükkânlarında; “Nesi meşhur buranın?” sorusuna “Leblebisi…” cevabını alınca burun kıvırasım geldi doğrusu… Leblebilerinin tümünü Denizli’den tedarik ederek haksız ün yapan Çorum leblebisi ve 350 leblebi üreticisinden bir-iki leblebiciye kalan Seydişehir leblebisi düştü aklıma… Vitrinleri süsleyen, bakır işlemeli hediyelikler, mutfak eşyaları, nazar boncukları, gaz lambaları dostlukları çağrıştıran eskiliklerdeydi… Ağzımızın tadı ise; Elmalı’ya özgü susamlı çörek helvası… Turunçova üzerinden Finike’ye doğru sürerken Teke köyünde erenlerin Piri Abdal Musa’nın türbesini ziyaret, Seyri sefanın çeşnisiydi… Yol boyu göze düşen her zerrede; bahşedilen topraklarımızın güzelliğine şahit olup, Rabb’imize hamd, şehitlerimize yüksek sesle dua ile dillendirdik hasletlerimizi… İlçemizde 3 yıl Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan Altuğ Kürşat Şahin Finike Cumhuriyet Başsavcısı olarak misafir ettiği makamında yudumladığımız kahveler; dile damağa, gönüle, düşen telve, tevazu, samimiyet ve tamda dostluk tadındaydı… Seydişehir’e olan sevgisine, evladının ilçemizde doğması da eklenince ayrı bir Seydişehir sevdalısı yapmış O’nu… Eski askerlik Şubemizin Komutanı Mustafa Teker kardeşimi kucaklarken kaburgalarıma dokunan samimiyeti 13-14 yıl öncesine götürdü bizi… Sen domuz avına git, vur ve yiyenlere şahitlik et ve benden bu kaçsın öyle mi güzel insan… Kaçmadı ve 14 yıl önce telefonla, zamanın Konya’daki kudretli komutanı Kenzi Paşa unvanıyla aramıştım kendisini… Kıvranışı, “Emret komutanım, Emredersiniz komutanım…” nidaları aklımda hala… Yâd ettik baki dostluğumuza sebep zamanları… İşte o güzel gel demeden gittiklerimdendi… Seni seviyorum komutanım… Başsavcım ve komutanım bir süre önce sosyal medyada paylaştığım tekerleme tadındaki bir sözümü doğruladınız, eksik olmayın inşallah… Demiştim ki; "Ebeveyni Seydişehirli olup Seydişehir'den ayrılmış çoğu Seydişehirli Seydişehir'e, Seydişehirli olmayıp Seydişehir'de bir süre yaşamış ayrılmış Seydişehirlilerden daha uzaklar... Daha çok özlüyor, daha çok seviyorlar..." Cemil Doğan… Finike Emniyet Müdürü… Seydişehir’den… Hem de nesepten… Öznesi dostluk olan bir günün finaline yakışan adam… Yeğenin kucaklayarak kollarından boynuma düşürdüğü hasreti… Makamda rahattık, Seydişehir’den bir mekânın içinde gibiydik… Herşey bizden herkes Medine-i Sani’den… Sokak başına kadar uğurlayan tevazuda sınırsız bir adam… Ne denir ki başka? Az kaldı bu dostluklardan… Hülasası; Antalya’da geçen birkaç günümde beni ziyadesi ile asude kılan dostlarım kardeşlerim Nuh Derya Kaplan, Muhsin Bükücü, Fikret Akbaş ve Ömer Çatar… Teşekkür ederim… Dostsunuz… Dost kalalım vesselam… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür…”R. W. Emerson
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

GEL DEDİLER?

Hani herkesin bildiği bir söz varya; “ Gel dediğin an ‘nereye’ diye sormadan gelecek dostları olmalı insanın…” İşte öyle…

Gel dediler ve gittim…

Ne ayan, nede erkândan çağıranlar…

Sebebi mucizesi asude birkaç zaman…

Sen yeter ki dosta yan, dosta dayan birleştiriyor zaman…

Kimi aşağı, kimi yukarı mahalleden, kimi okuldan, kimi çocukluktan kalan birkaç dost adam…

Birkaç saatlik yolu birkaç kez tekrarlarız yıl içinde onlar gelir, biz gideriz… Dedim ya maksat birkaç günlük asude zaman…

Dostlarla buluştum Antalya’da…

İlk gün intikal önce Korkuteli sonra Elmalı’ya

Ketenci Ömer Paşa Camii Külliyesine karşıdan bakan dar sokağın eski kokan dükkânlarında; “Nesi meşhur buranın?” sorusuna “Leblebisi…” cevabını alınca burun kıvırasım geldi doğrusu…

Leblebilerinin tümünü Denizli’den tedarik ederek haksız ün yapan Çorum leblebisi ve 350 leblebi üreticisinden bir-iki leblebiciye kalan Seydişehir leblebisi düştü aklıma…

Vitrinleri süsleyen, bakır işlemeli hediyelikler, mutfak eşyaları, nazar boncukları, gaz lambaları dostlukları çağrıştıran eskiliklerdeydi… Ağzımızın tadı ise; Elmalı’ya özgü susamlı çörek helvası

Turunçova üzerinden Finike’ye doğru sürerken Teke köyünde erenlerin Piri Abdal Musa’nın türbesini ziyaret, Seyri sefanın çeşnisiydi…

Yol boyu göze düşen her zerrede; bahşedilen topraklarımızın güzelliğine şahit olup, Rabb’imize hamd, şehitlerimize yüksek sesle dua ile dillendirdik hasletlerimizi…

İlçemizde 3 yıl Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan Altuğ Kürşat Şahin Finike Cumhuriyet Başsavcısı olarak misafir ettiği makamında yudumladığımız kahveler; dile damağa, gönüle, düşen telve, tevazu, samimiyet ve tamda dostluk tadındaydı…

Seydişehir’e olan sevgisine, evladının ilçemizde doğması da eklenince ayrı bir Seydişehir sevdalısı yapmış O’nu…

Eski askerlik Şubemizin Komutanı Mustafa Teker kardeşimi kucaklarken kaburgalarıma dokunan samimiyeti 13-14 yıl öncesine götürdü bizi…

Sen domuz avına git, vur ve yiyenlere şahitlik et ve benden bu kaçsın öyle mi güzel insan…

Kaçmadı ve 14 yıl önce telefonla, zamanın Konya’daki kudretli komutanı Kenzi Paşa unvanıyla aramıştım kendisini… Kıvranışı, “Emret komutanım, Emredersiniz komutanım…” nidaları aklımda hala… Yâd ettik baki dostluğumuza sebep zamanları…

İşte o güzel gel demeden gittiklerimdendi… Seni seviyorum komutanım…

Başsavcım ve komutanım bir süre önce sosyal medyada paylaştığım tekerleme tadındaki bir sözümü doğruladınız, eksik olmayın inşallah…

Demiştim ki;

"Ebeveyni Seydişehirli olup Seydişehir'den ayrılmış çoğu Seydişehirli Seydişehir'e, Seydişehirli olmayıp Seydişehir'de bir süre yaşamış ayrılmış Seydişehirlilerden daha uzaklar... Daha çok özlüyor, daha çok seviyorlar..."

Cemil Doğan… Finike Emniyet Müdürü… Seydişehir’den… Hem de nesepten… Öznesi dostluk olan bir günün finaline yakışan adam…

Yeğenin kucaklayarak kollarından boynuma düşürdüğü hasreti…

Makamda rahattık, Seydişehir’den bir mekânın içinde gibiydik… Herşey bizden herkes Medine-i Sani’den…

Sokak başına kadar uğurlayan tevazuda sınırsız bir adam…

Ne denir ki başka? Az kaldı bu dostluklardan…

Hülasası;

Antalya’da geçen birkaç günümde beni ziyadesi ile asude kılan dostlarım kardeşlerim Nuh Derya Kaplan, Muhsin Bükücü, Fikret Akbaş ve Ömer Çatar…

Teşekkür ederim…

Dostsunuz…

Dost kalalım vesselam…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Arkadaşınızın evinize sık sık gidin, çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür…”R. W. Emerson

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.