19.02.2013 Salı tarihli, derur-i dilden, can-ı gönülden yansıyan, anam babam usulü bir mektup aldım… Anam babam usulü diyorum zira artık mektupla iletişim tarih oldu… Telefon, mail, sosyal medya ve daha birçok yol ve yordam varken el yazılı bu mektup benim için manidar ve içtendi… Ve köşeme konu diğer yazıma el çektirip şehrimizin genç ve efendi esnaflarından Niyazi Üzümcü’nün sitem, tavsiye, feryat ve iyiliğe talep kelimelerinin cümleleştiği satırlara yer vermek istedim… Hem de kelimesi kelimesine… Demiş ki!   “Bu mektubu yazmamın nedeni! Önümüzdeki bir yıl içerisinde yapılacak olan Yerel seçimler ve Sivil Toplum Kuruluşları seçim sürecine üstü kapalı gibi görünse de girmiş olmamızdır. Öncelikle seçimlerde aday olmayı düşünen ve aktif görev almak isteyen herkese şimdiden başarılar dilerim. Benim dikkat çekmek istediğim konu siyaset ve Sivil Topluk Kuruluşlarının seçimlerinde takınılan çirkin tavır ve hallerdir. Birbirleri ile arkadaş, dost olan insanlar seçim dönemlerinde yada seçim sonrası birbirlerine küsüyor hatta düşman oluyorlar. İnsanlar elbette birbirlerine küsebilirler bu ancak kişilik ve karakter çatışmaları ile olabilir. Seçimlerin yarattığı küslükler ise bencillik ve ve menfaatçilikle tanımlanabilir. Dost meclislerinde, taziyelerde, düğünlerde ve diğer sosyal paylaşım anlarında en çok zorlananlar ise birbirlerine küs olanlar değil ortak dostların dargın olmasından dolayı iki arada bir derede kalan ve taraf olmak zorunda bırakılan insanlar olduğunu yaşıyor ve gözlemliyorum. Hepimiz bunun sıkıntısını çekiyor yada çektiriyoruz. Eski seçim kırgınlıklarını tamir edemez ve yerine yenilerini eklersek tabiri caizse okeye dördüncüyü bulamayacağız dostlar. Birilerinin adamı olmak yerine birliğimizin adamı olmaya çalışalım lütfen!” Böyle demiş güzel tasvir etmiş Niyazi Üzümcü kardeşim… Bunca küslük ve soğuk ilişkilerin müsebbibi; ilçemizin yönetiminde söz sahibi seçilmişlerden daha çok onların etrafını sarmalamış kraldan çok kralcılardır eklemesini yapmak istiyorum… Parti başkanının, oda başkanının, dernek başkanının, devlet temsilcisinin, milletvekilinin, belediye başkanlarının ve diğer yöneticilerin peşinden, yanından,  koyun cebinden, arka cebinden, ayrılmayan… İnsana yarar yeni şeyler üretip fayda sağlamaktan daha ziyade diğer tekil şahısların olumsuzluklarını anlatıp şirin görünme gayreti içerisinde ki zübüklerden bu çekilenler kardeşim… Yönetici, başkan, müdür, kaymakam, milletvekili yada kim neyin başında ise; Baş olduğu yeri iyi temsil etmelidirler… Onlarda; bir kuruşluk menfaat için, sahte gülümsemeler ve adam gammazlamayı hayat felsefesi haline getirmiş dalkavuklara prim vermekten imtina etmelidirler… İmzalarını ati korkusuyla değil Rab rızası için atmalıdırlar… Vesselam…