Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

HALAY ÇEKMEKTEN BAŞKA NE HALTA YARARSINIZ SİZ?

Vefat haberlerinizi parmak kalınlığında ki televizyonlarımız, süslü koltuklarımızda izledik dün… Maaşınızın iki katı kadar telefonlarla yapılan paylaşımlar aktı gitti sosyal paylaşım sitelerinde ağıtlarımız… Sabahlara kadar… Yaşadığım şehrin ışıkları seherle birlikte penceremden sızarken hamd ettim Rabbime… Dua ettim… Televizyon ekranın dışına taşan yürekleri dağlayıcı ağıtları dinlerken şükür ettim uykusuzluğuma… Meğer sen ne güzel nimetmişsin uykusuzluk… Alacağı ölüm haberine uykusuz kalan Soma’lılar affedin bizi... Sözü fazla uzatmak istemiyorum… Hemen alttaki paragraf kadar sitem ettikten sonra kısaca sendikalara değinerek yazımı sonlandırmak istiyorum zira içim yanıyor… Dilime vuruyor… Ve tırsıyorum keskinleşen dilimden…   "Ölümü siyasete alet edip sokağa inen vandalın da... Vatandaş tekmeleyen müşavirin de... Önlem almayıp bu ölümlere sebep olan yetkililerin de... Bila fasıla bütün sarı sendikaların da... Bu yaşananları kadere bağlayıp İslam’a hakaret edenlerin de...". Topunuza bu sözlerim... İster beddua kabul edin, isterseniz küfür... Tek güzel söz çıkarsa size dilimden namerdim namert...” Gelelim sarı sendikalara… Varlık sebebi işçilerin hak ve menfaatlerini korumak ve bunları geliştirmek olan sendikaları hiç konuşan yok… Hâlbuki işçinin gerçek sömürücülerü onlar… Suya sabuna dokunmadan astronomik maaşlar alıp;  çalışanın yevmiyesine yada değişik oranlarda ki aidatlara gözünü diken, sırça köşklerde emek edebiyatı yapan onlar… Sarı sendikalar… Bu ölümlerin gerçek sorumluları sizlersiniz… Emek emici kapitalistlerin sömürücülerin gerçek destekçileri sizlersiniz… Daha dün 1 mayıs işçi bayramında emeği tartışan bir tek sendika gördünüz mü dostlar? 1 Mayısı taksimde kutlamaktan başka bir derdiniz var mı sizin? İşçinin özlük haklarını, sosyal ve ekonomik menfaatlerini düşünüp buna göre projeler üretip bu sömürü düzenine tepki gösteren bir tek sendika var mı? Yüzlerce emekçinin kara ölümü yaşadığı dehlizleri dile getiren, 300 ila 1.300 lira arasında ücretle ölüme giden o yiğitler için bırakın Taksim’i Soma’nın en küçük sokağında küçücük bir eylem, direniş yaptınız mı? “1 Mayısı Taksimde kutlayacağız” diyen sizlerle, “kutlatmayacağız” diyen siyasi irade ile aranızda ne fark var söyleyin? Kim neyi kazandı? Asgari ücrete yaptıkları 40-50 liralık zamlarla yaklaşık 800 bin lira ile işçiyi açlığa sevk eden sömürü düzenine direnmek varken; 1 Mayısı Taksimde kutlama inadınızın işçinin hak ve menfaatlerini savunma, bu ülkenin milli değerlerine sahip çıkma gerçeğinden sizleri ne çok uzaklaştırıyor farkında mısınız? İşçilerin ölümüne sebep olan tedbirsizlikleri görmeyen sarı sendikalar… Taksim’de “çıkmalı mıyız, çıkmamalı mıyız” tartışmasını yapıp bu ülkenin bütün dinamiklerinin temeline dinamitler, molotof kokteylleri koyarken bir tek işçiyi, taşören firmaları, asgari ücreti gündeme getirdiniz mi? Emin olun halay çekmekten başka bir halta yaramıyorsunuz hepiniz… Hülasası; Böylesine büyük bir acının yaşandığı günde bu acıyı istismar edenlerin aslında hiç acı çekmediklerine inanıyorum… Taksim inadını tutanlar; Bu inada karşı duranlar… İşçiler ölüyor nerdesiniz? Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekârlığına esir? GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.” Hz.Ali
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

HALAY ÇEKMEKTEN BAŞKA NE HALTA YARARSINIZ SİZ?

Vefat haberlerinizi parmak kalınlığında ki televizyonlarımız, süslü koltuklarımızda izledik dün… Maaşınızın iki katı kadar telefonlarla yapılan paylaşımlar aktı gitti sosyal paylaşım sitelerinde ağıtlarımız… Sabahlara kadar…

Yaşadığım şehrin ışıkları seherle birlikte penceremden sızarken hamd ettim Rabbime… Dua ettim… Televizyon ekranın dışına taşan yürekleri dağlayıcı ağıtları dinlerken şükür ettim uykusuzluğuma… Meğer sen ne güzel nimetmişsin uykusuzluk…

Alacağı ölüm haberine uykusuz kalan Soma’lılar affedin bizi...

Sözü fazla uzatmak istemiyorum… Hemen alttaki paragraf kadar sitem ettikten sonra kısaca sendikalara değinerek yazımı sonlandırmak istiyorum zira içim yanıyor… Dilime vuruyor… Ve tırsıyorum keskinleşen dilimden…  

"Ölümü siyasete alet edip sokağa inen vandalın da... Vatandaş tekmeleyen müşavirin de... Önlem almayıp bu ölümlere sebep olan yetkililerin de... Bila fasıla bütün sarı sendikaların da... Bu yaşananları kadere bağlayıp İslam’a hakaret edenlerin de...". Topunuza bu sözlerim... İster beddua kabul edin, isterseniz küfür... Tek güzel söz çıkarsa size dilimden namerdim namert...”

Gelelim sarı sendikalara…

Varlık sebebi işçilerin hak ve menfaatlerini korumak ve bunları geliştirmek olan sendikaları hiç konuşan yok…

Hâlbuki işçinin gerçek sömürücülerü onlar… Suya sabuna dokunmadan astronomik maaşlar alıp;  çalışanın yevmiyesine yada değişik oranlarda ki aidatlara gözünü diken, sırça köşklerde emek edebiyatı yapan onlar…

Sarı sendikalar…

Bu ölümlerin gerçek sorumluları sizlersiniz… Emek emici kapitalistlerin sömürücülerin gerçek destekçileri sizlersiniz… Daha dün 1 mayıs işçi bayramında emeği tartışan bir tek sendika gördünüz mü dostlar?

1 Mayısı taksimde kutlamaktan başka bir derdiniz var mı sizin?

İşçinin özlük haklarını, sosyal ve ekonomik menfaatlerini düşünüp buna göre projeler üretip bu sömürü düzenine tepki gösteren bir tek sendika var mı?

Yüzlerce emekçinin kara ölümü yaşadığı dehlizleri dile getiren, 300 ila 1.300 lira arasında ücretle ölüme giden o yiğitler için bırakın Taksim’i Soma’nın en küçük sokağında küçücük bir eylem, direniş yaptınız mı?

“1 Mayısı Taksimde kutlayacağız” diyen sizlerle, “kutlatmayacağız” diyen siyasi irade ile aranızda ne fark var söyleyin? Kim neyi kazandı?

Asgari ücrete yaptıkları 40-50 liralık zamlarla yaklaşık 800 bin lira ile işçiyi açlığa sevk eden sömürü düzenine direnmek varken; 1 Mayısı Taksimde kutlama inadınızın işçinin hak ve menfaatlerini savunma, bu ülkenin milli değerlerine sahip çıkma gerçeğinden sizleri ne çok uzaklaştırıyor farkında mısınız?

İşçilerin ölümüne sebep olan tedbirsizlikleri görmeyen sarı sendikalar… Taksim’de “çıkmalı mıyız, çıkmamalı mıyız” tartışmasını yapıp bu ülkenin bütün dinamiklerinin temeline dinamitler, molotof kokteylleri koyarken bir tek işçiyi, taşören firmaları, asgari ücreti gündeme getirdiniz mi?

Emin olun halay çekmekten başka bir halta yaramıyorsunuz hepiniz…

Hülasası;

Böylesine büyük bir acının yaşandığı günde bu acıyı istismar edenlerin aslında hiç acı çekmediklerine inanıyorum…

Taksim inadını tutanlar; Bu inada karşı duranlar… İşçiler ölüyor nerdesiniz?

Ne kadarınız gerçek sizin?

Ne kadarınız kendi sahtekârlığına esir?

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.” Hz.Ali

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.