2023 yılına hedeflenen Antalya-Konya-Nevşehir-Kayseri demiryolu yani hızlı tren çalışmaları teknik anlamda devam ederken; siyasi mülahazalar ve küçük, güdük, bölgesel milliyetçi anlayışların sarmalı arasında… Bilindiği üzere hızlı tren hattının sıfır kilometresi Antalya’nın Döşemealtı ilçesi 2,6 km doğusundan başlayıp; Kayseri İncesu 564. Kilometrede nihayetleniyor… Hat; Kepez, Aksu, Serik, Manavgat, Akseki, İbradı’yı geçtikten sonra Seydişehir sınırları içerisine giriyor… Gökçehüyük köyünün600 m kuzeybatısından devam eden hat, merkezin 400 m güneydoğusunda kurulacak istasyon sonrası; Karabulak, Boyalı, Bostandere ve Karacaören sınırlarından yerleşim yerlerine değişik mesafelerden geçerek Konya sınırlarına girerek devam ediyor… İstasyon ise;  Hattın 191. Ve 193 kilometreleri yani indirici Trafo Merkezinin (Karabulak) karşısında bulunan boş alana yapılması planlanmış ve projelendirilmiş… Yani Cumhuriyetin 100. Kuruluş yıl dönümüne yetiştirilmesi hedeflenen devasa bir proje ama çalışmalar bu minvalde devam ederken edindiğim bilgilere göre güzergâhın değiştirilmesi hususunda hummalı çalışmalar var…  Seydişehir kamuoyu bu anlamda devletin ilgili kurumlarınca verilmiş teknik verilere dayalı kararlara saygı duyup gelişmelere gözünü, kulağına kapatmış mahmur iken, konu bazı kulislerde çok ciddi boyutlarda ele alınıyor… Rantabilitesi en ince ayrıntılarına kadar hesaplanarak belirlenen güzergâhın siyaseti ihtirasa ve bölgesel milliyetçiliğe teslim etmenin, devleti zarara uğratmaktan başka bir şey olmadığını düşünüyorum zira bu tür yaklaşımların kötü sonuçları, aynı bölgeyi ve sosyal hayatı içten içe dostça paylaşan tarafların geriye dönük tecrübelerinde gizlidir… Devletin trilyonlarca lirasının gömüldüğü ve arasında sadece 10 kilometre mesafe bulunan içi boş organize sanayi bölgeleri,bunun en çarpıcı örneklerindendir… Popülist politikaların acı tezahürüdür… Beyşehir’de bulunan Fakülte ve Meslek Yüksek Okulunun Selçuk Üniversitesi bünyesinde bırakılması ve Seydişehir’de bulunan Fakülte ve Meslek Yüksek Okulunun Necmettin Erbakan Üniversitesine bağlanacak olması da aynı bedbin mantalitenin hesaplanarak neticelendirilmiş ürünüdür…  82 yıl önce 1928 yılında Bayındırlık Bakanlığına yapılan bir teklifi üzerine yapılması düşünülen, başladığı ve bittiği yerler itibari bugünkü Yüksek Hızlı Tren Hattı güzergâhı ile hiç alakası olmayan bir hattın varlığından söz etmek… Bunu rakım ve göl turizmi ile perçinleştirip üstünlük gibi gösterip hak iddia etmekte aynı derecede popülist fiiliyattır… Hülasası; Geçtiğimiz sonbahar aylarında Karatay Belediye Meclisi toplantı salonunda yapılan Proje müşaviri firma, ilgili kurum ve kuruluşların katıldığı ÇED toplantısında; İlgili kurum ve kuruluşlarından gelen görüşlere göre proje revize edilerek son haline getirilmesine, Proje müşaviri firma tarafından bilgilendirme yapılmasına; Aynı tarih ve zamanda güzergâh üzerinde bulunan bütün illerde de aynı toplantıların yapılarak bir sonraki aşaması olan uygulama projelerinin hazırlanmasına geçilmesine rağmen güzergâhın değiştirmeye çalışılmasının ne kadar akılcı olacağını sağduyu sahibi kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyorum…