Yaklaşık 30 yıldır yerel seçimleri gazeteci kimliğimle takip ederim… En çok şahit olduğum şey siyasette ihanetlerdir… Hem genel hem de yerel seçimlerde aynı partililerin birbirlerini çeşitli manipülasyonlarla nasıl alt ettiklerini ve Seydişehir’in bundan gördüğü zararları ve hiçte umurlarında olmadığını bilirim…
Doğruyu yazmanın benliğimde açacağı bir yara asla yoktur ancak fıtratım ve duygusallığımdan ötürü müfterilerin yüreğe dokunan giydirmelerinden de muzdarip değilim diyemem… Hafızama kazıyorum onları…
Yani; Dokuzuncu köyden kovulalı çok oldu belki 39. Köyden yazıyorum… Daha nice köylere gideceğim… Ama dilimin döndüğü gücümün erdiği kadar da yazacağım inşallah…
Bu vesile ile 02.07.1995 yılında yayınlanan aradan geçen 18 yıla rağmen tazeliğini korumuş bir köşe yazısından alıntıları siyaset ve ihaneti aktarabilme adına sizlerle paylaşacağım…
***
“Kırmızı plakalı makam arabası, görkemli bakanlık koltuğu, kırmızı halılı karşılamalar, kapıda el oğuşturan dalkavuklar, tripleks lojman, ömür boyu aylık gelir...
Onlara göre siyaset sanattır, ihanetse inat...
Siyaset direnmektir, ihanet teslimiyet...
Siyaset yarıştır, ihanetse kaçış...
Oysa bazan ihanet de bir siyasettir.
Haddinden fazla tavizin, karşılıksız uzlaşmanın, omurgasızlaşmanın karşısında ihanet, cürettir; cesarettir.
Hatta çoğu zaman bu tür ihanetlerdir tarihin tekerini çeviren...
Geçenlerde Ali Kırca da yazdı: Böyle bakıldığında Türk siyasal hayatı bir ihanetler silsilesidir: Süleyman Demirel, Celal Bayar'a ihanet etmiştir... Turgut Özal, Süleyman Demirel'e... Mesut Yılmaz, Turgut Özal'a...
Bülent Ecevit, İsmet İnönü'ye, Erdal İnönü de Bülent Ecevit'e...
Siyasetin kapısını açan anahtardır ihanet...
O kadar ki bazen "herşeye rağmen siyaset", ihanetin ta kendisidir.
Haksızlığa göz yumarak iktidar, ihanettir... Ayrıcalıkların keyfini sürerken, eski dostları gözden çıkarmak, iktidar körlüğünde yitirdiklerini görmemek, koltuğu sımsıkı tutarken sözünü tutmamak, ev alırken, risk alamamak ihanettir.
Şöhreti ebedi sanmak felaket, makamı gözden çıkarabilmek fazilettir.
İhanet, bazen en iyi siyasettir.
"Hükümette kriz" yazılarından sıtkı sıyrılanlar bilmelidirler ki, bu ilkesizlikle bu Hükümet daha nice krizler atlatır.
Çünkü ne yazık ki çağımızda siyaset, bir ihanet halini almıştır.
Faziletin, verilen sözlere sadakat olduğunu bilenler ise gözlerini kırpmadan bu tür siyasete ihanet etmişlerdir.
Şimdi tarihin tekerleği dönecek ve kapıyı çarpıp çıkanlar, yarın kapı aralandığında daha büyümüş olarak gireceklerdir içeri...
İşte o zaman ihanet, siyasete dönüşecektir.
Çünkü bir şeyi hakedenler, gerektiğinde herşeyi gözden çıkarabilenlerdir...” Can Dündar…
Bu yazısının neredeyse tamamında Seydişehir siyasetine denk düşen izdüşümleri var…
Başkan Adaylığı kesinleşen Belediye Başkanı Sayın A bdulkadir Çat için belki böylesi bir şey söz konusu değil ancak AK Parti cenahında aday adaylığı konuşulan her birey ikinci Harun Camcı vakıası ile karşı karşıya kalabilir… … Herkes hazırlıklı olsun… Hatırlatmak istedim…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
Enaniyet adresli politikacıların en büyük silahı ihanettir ve ihanet onlar için mubahtır… Aynı; Oturmak, yemek, içmek gibi…(H.Balcı)