Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

KÖPRÜNÜN ÖTESİNDE ESMER BİR DRAM?

  Kendi derdine düşmüş başkalarından bihaber yaşayanlara “Alavından pilavını gördüğün yok…” deriz… Deriz ama kendimizde küçük dünyamıza sığdırdığımız dünyevi, muvakkat varlıkların sahte mutluluklarında oynar dururuz… Tıpkı küçüklüğümüzde oyuna ara verip köye ait davar, sığır, hergele sürüsünü korkutmadan bir an önce oyun alanımızı terk etmesini sessizce beklediğimiz ama o sürünün arkasında ki çobanı ve elinde çomağı ile sürüyü yönlendirmeye çalışan çoban çocuğunu göremediğimiz gibi… Farkındalığımızın; arkadaş gurubu, oyun, davar, sığır ve hergele sürüsünden ibaret olduğu gibi… O gün baktığımız ama göremediğimiz gerçek; Çoban çocuğunun köylünün keşik gereği verdiği bir bohça azık, bir matara su, hayvanlar ve mera alanıyla sınırlı dünyasıydı… Bugün ise; dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü zanneden aynı körlüğün farklı versiyonunlarıyız çoğumuz… Değişeni yok insanlığın… Bırakın diğer mahalledeki biçarenin varlığından haberdar olmayı alt, üst, yan komşunun sofrasındaki eksik ekmeğinden bihaberiz… Geçtiğimiz hafta duyum üzerine bir dostumla gözden ırak, beyaz tenli gönüllere hiç girememiş bir aileyi evinde aradık, hastanede bulduk… Nefes almakta güçlük çeken esmer tenli 8-9 yaşında külkütürüm bir can… Başında el ovuşturan çaresiz baba… Ve gözü yaşlı bir hemşire… Değirmenci mahallesinin izbe bir köşesinde banyosu, mutfağı, yatak odası, salonu ile birisi engelli beş kişilik bir ailenin hayatını sığdırdıkları tek odadan ibaret aç mı aç bir yaşam… Aptal beyinlerimizin “aptallar mahallesi” adını koyduğu, esmer dünyanın biçare çocukları ve ebeveyninin köprünün öte yakasında ki sırça köşklü dünyaya inat tebessüm eden yüzleri… Hâsılı; Sözüm size sevgili Tuncay Sonel kaymakamım… Biliyorum ki siz ve kurduğunuz komisyonlarınızla köyü kasabası ile ilçenin sosyal hayatının fizibilite çalışmalarını yapmaktasınız… Sona yaklaştınız… Gayeniz sistem oluşturup sizden sonrası için devamı olan bir yardımlaşma çarkına imza koymak… Sayın kaymakamım; Bu aile; İşsiz bir babanın yılın 2 ayında kazandığı ile hayatını tek odada idame ettirmeye çalışan engelli bir bebe ile cebelleşen, baktığımız ama göremediğimiz ülke gerçeklerinden… Öyle tahmin ediyorum ki ilçemizde benzeri anlamda tek odalı yaşam sürdüren aile sayısı iki elin parmaklarını geçmez… Ali Koçak ailesini yerinde görmeniz ve bu anlamda yeni bir proje başlatmanız şefkatinizle doğru orantılı bir sevap olarak yansıyacaktır… İlçe dinamiklerimizin sizi yalnız bırakmayacağı kanaati ile köprünün öte yakasındaki bu insanlık dramına işaret etmek istedim… Bu vesile ile bendenize ve sevgili dostuma da karınca olup su taşıyabilme sevincini yaşatırsınız umarım yaşatırsınız sayın kaymakamım… 
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

KÖPRÜNÜN ÖTESİNDE ESMER BİR DRAM?

 

Kendi derdine düşmüş başkalarından bihaber yaşayanlara “Alavından pilavını gördüğün yok…” deriz…

Deriz ama kendimizde küçük dünyamıza sığdırdığımız dünyevi, muvakkat varlıkların sahte mutluluklarında oynar dururuz…

Tıpkı küçüklüğümüzde oyuna ara verip köye ait davar, sığır, hergele sürüsünü korkutmadan bir an önce oyun alanımızı terk etmesini sessizce beklediğimiz ama o sürünün arkasında ki çobanı ve elinde çomağı ile sürüyü yönlendirmeye çalışan çoban çocuğunu göremediğimiz gibi…

Farkındalığımızın; arkadaş gurubu, oyun, davar, sığır ve hergele sürüsünden ibaret olduğu gibi…

O gün baktığımız ama göremediğimiz gerçek; Çoban çocuğunun köylünün keşik gereği verdiği bir bohça azık, bir matara su, hayvanlar ve mera alanıyla sınırlı dünyasıydı…

Bugün ise; dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü zanneden aynı körlüğün farklı versiyonunlarıyız çoğumuz…

Değişeni yok insanlığın…

Bırakın diğer mahalledeki biçarenin varlığından haberdar olmayı alt, üst, yan komşunun sofrasındaki eksik ekmeğinden bihaberiz…

Geçtiğimiz hafta duyum üzerine bir dostumla gözden ırak, beyaz tenli gönüllere hiç girememiş bir aileyi evinde aradık, hastanede bulduk…

Nefes almakta güçlük çeken esmer tenli 8-9 yaşında külkütürüm bir can… Başında el ovuşturan çaresiz baba… Ve gözü yaşlı bir hemşire…

Değirmenci mahallesinin izbe bir köşesinde banyosu, mutfağı, yatak odası, salonu ile birisi engelli beş kişilik bir ailenin hayatını sığdırdıkları tek odadan ibaret aç mı aç bir yaşam…

Aptal beyinlerimizin “aptallar mahallesi” adını koyduğu, esmer dünyanın biçare çocukları ve ebeveyninin köprünün öte yakasında ki sırça köşklü dünyaya inat tebessüm eden yüzleri…

Hâsılı; Sözüm size sevgili Tuncay Sonel kaymakamım…

Biliyorum ki siz ve kurduğunuz komisyonlarınızla köyü kasabası ile ilçenin sosyal hayatının fizibilite çalışmalarını yapmaktasınız… Sona yaklaştınız… Gayeniz sistem oluşturup sizden sonrası için devamı olan bir yardımlaşma çarkına imza koymak…

Sayın kaymakamım;

Bu aile; İşsiz bir babanın yılın 2 ayında kazandığı ile hayatını tek odada idame ettirmeye çalışan engelli bir bebe ile cebelleşen, baktığımız ama göremediğimiz ülke gerçeklerinden…

Öyle tahmin ediyorum ki ilçemizde benzeri anlamda tek odalı yaşam sürdüren aile sayısı iki elin parmaklarını geçmez… Ali Koçak ailesini yerinde görmeniz ve bu anlamda yeni bir proje başlatmanız şefkatinizle doğru orantılı bir sevap olarak yansıyacaktır…

İlçe dinamiklerimizin sizi yalnız bırakmayacağı kanaati ile köprünün öte yakasındaki bu insanlık dramına işaret etmek istedim…

Bu vesile ile bendenize ve sevgili dostuma da karınca olup su taşıyabilme sevincini yaşatırsınız umarım yaşatırsınız sayın kaymakamım… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.