Malum yerel seçim tarihi gittikçe yaklaşıyor… Haliyle siyasi hareketlilikte artıyor… Milliyetçi Hareket Partisi adayı Abdulkadir Çat ismi belki de Türkiye’nin en adaylığı kesinleşen ilk isimlerden… Cumhuriyet Halk Partisinde Muzaffer Özdemir isminin dışında bir isim zikredilmiyor… Adalet ve Kalkınma Partisinde aday adayları, aday olabilme mücadelesi verirken; Geçtiğimiz gün yapılan temayül yoklaması sonuçlarına da çok bel bağlamış değiller zira zaman kısa ama köprülerden daha çok sular akar… Geçtiğimiz yerel ve genel seçimlerde aday belirleme yöntemleri bu gerçeğin ispati… Başvururlar mı bilemiyorum ama resmi başvuru yapan dört adayın dışında ismi zikredilen birçok aday adayı varlığı dikkate alınmalı… Komşu ilçemiz Beyşehir’de Cuma günü aday adaylık başvurusu yapan sayısı 11’e ulaşmış, pazartesi günü bu sayının 15’e ulaşacağı söyleniyor… İlçemizde de aday sayısının bu hafta artması muhtemel… AK Parti aday adayları Hamit Leylek, Yusuf Kök, Mehmet Tutal ve Mehmet Ali Bostancı sürece etki edebilmek için çalışmalarını sürdürüyor… Geçtiğimiz akşam basın toplantısı düzenleyerek hedeflerini kamuoyuna sunan Mehmet Tutal’ın aday adaylığı sürecinde hazırladığı 23 maddelik vaatler broşürü dikkatimi çekti… Adaylığı kesinleşmemiş olamamasına rağmen hazırlanan bu çalışma aslında seçimlerde rakiplerin mücadele yöntemlerine de usul, amaç ve hedef itibari ile bir emeğin ürünü… Kendisini ve ekibini de bu açıdan tebrik ettim… İştigal alanım gereği takipçisi olduğum bütün yerel seçimlerde başkan adayları dışındaki bazı yan elemanlar seçimleri çığırından çıkarıp toplumsal barışı zedelemekte hep başarılı olmuşlardır… Yazıma ana fikir olmasını hedeflediğim şey tam da bu işte… Seçim süresince rekabetin hassasiyetler dikkate alınarak sürdürülmesine dair hep yazacağım… Öncelikli olarak kimsenin müfteri durumuna düşmemesi akıbet açısından hayır getirecektir zira tecrübem gösteriyor ki; kavgacı bir üslupla sabahlara kadar iftira dosyaları hazırlayıp seçimlerde fayda sağlamayı hedefleyen her anlayış seçimi önce vicdanlarda sonra sandıklarda kaybetmiştir… ‘Çamur at izi kalsın’ felsefesi belki gündeme damgasını vurabilir ama çamuru atanında ellerinin çamurlu olacağı, çamurlu kalacağı unutulmamalıdır… Eski tarihler gösteriyor ki; Yerel seçime etken ne kadar unsur varsa aktif siyasetçisinden, destekçilerine ve basınına kadar bel altı politikaları benimseyenler bugün siyaset arenasında yer alamamaktadırlar… Toplumsal dışlamadan nasiplerini almışlardır… Hâsılı; Adaylar sadece özgeçmişlerini sunarak seçim kazanmaktan öte; ilçemizin geleceğine dair projeleri yarıştırmalılar… Kraldan çok kralcılar ise; seçim atmosferinde toplumu fert fert, aday aday domino etmekten imtina etsinler… Krallarda; dominoculara fırsat vermesinler zira eski dominocular ve kralları Seydişehir kaldırımlarında görünmez adam oldular… En çok dikkat etmesi gereken de; son 12 yılı bütün dinamiklerimizi en önemli anlarda domino eden zatı muhteremdir… Bilinmeli ki seçmen siyasetçiden öndedir… Uçanı da, kaçanı da görür… Not verme de üstattır… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar.- Tolstoy