Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

MEZA MA MEZA?

Yerel seçim çalışmaları üzerine kurulu bir sohbet anıydı… Yazılarımı takip eden ve olumlu olumsuz tepkilerini esirgemeyen bir okurum “Abi 2009 yerel seçimleri öncesi ‘Meza Ma Meza’ başlıklı bir köşe yazını hatırlıyorum... Beş yıl önceki yazın bugünün gündemine ne kadar çok benziyor…” dedikten sonra geriye dönüp okudum… İsimler dışında neredeyse tıpa tıp aynı… Geriye dönüp bugün ilçe gündemine oturan aday belirleme çalışmalarına benzerliği ve hafızalarımızı tazeleme adına 13 Ocak 2009 tarihli köşe yazımın aynısını yayınlıyorum… ‘Evet! Mahkeme kadıya mülk değildi ve Belediye Başkanı İbrahim Halıcı 2004 yılında milletten aldığı temsil yetkisini, milletin mülkünü, millet adına milletin yeni temsilcisine 29 mart 2009 itibari ile teslim edecek… İbrahim Halıcı’nın görev teslimini, sahip olduğu mazbatayı yeni sahibine teslim etmek gibi maddi yönünden çok, inanç dünyası ile doğru orantılı davranıp hakikate teslimiyet anlayışı içerisinde olacağı inancını taşıyorum. Dedik ya Mahkeme kadıya mülk değildi ve bilinen bu hakikatin vakti geldi ve tecelli etti. Fakat bu hakikati maalesef görmezden gelenler var! Bilmeliler ki bu hakikat Halıcı ile sınırlı kalmayacak. Dünya var oldukça da Bila fasıla herkese işleyecek. Etraflarında biriken geçici kalabalıklara kendince anlamlar yükleyip, tevekkülü elden bırakan ve makamlarının dev aynasıyla, mest-i temaşa pozisyonundakiler bu gerçekle mutlaka karşılaşacaklar. Yürümekten aciz, yapmaktan çok yıkmaya çabalayan, karşı konulmaz hevesleri ile isyan edip elindeki ile yetinerek mutlu olmayı beceremeyen, şikâyette bulunan kendilerini Seydişehir’in beyaz Türkleri görenler bilsinler ki, bu hakikat onları da görecek. Mahkemenin kadıya mülk olmadığı hakikatini anlayacaklar ve bunu pişmanlık içerisinde başını vurduğu anda sıçrayan kandan fark edebilecekler. Ağustos 2008’de yayımlanan ilk seçim yazımda halk arasında konuşulan aday isimlerini dillendirmiş ve CHP’nin muhtemel adayı olarak eski sendikacı Mustafa Yılmaz, MHP’nin olmazsa olmaz adayı Seydişehir okutma ve Yaşatma Derneği Başkanı A.Kadir Çat, AK Partide ise İbrahim Halıcı en güçlü aday olarak göze çarpıyor demiştim... Köprünün altından çok sular geçirildi. AK partide Belediye Başkanı İbrahim Halıcı’nın yanı sıra Harun Camcı, Hüseyin Arıkan ve Kadir Gündoğdu isimleri aday adayı olarak reklam panolarındaki yerlerini aldı…  Gün oldu beri geldi, akan sular tersine döndürüldü ve Yrd. Doç. Hüseyin Arıkan AK Parti Belediye başkanı adayı oluverdi… Meza Ma Meza yani… (Olan oldu, giden gitti) Öğrendiğim kadarı ile AK Parti teşkilatı bu gelişmeye hissi bakmamış, adayları Yrd. Doç Hüseyin Arıkan’ı bağrına basmıştır. Kazanmak için canhıraş çalışacakları kesin. Particiliğin gereğidir. Doğru olanda zaten budur. Kimilerine göre şok, kimilerine göre bilinen sonuçta payitaht mazbatalı zat-ı muhteremin oynadığı role şimdilik değinmeyeceğim. Ki süreç içerisindeki her yeni gelişme, en kahraman Rıdvan edası ile müfsit isimlere aktarılıyor, ilçedeki psikolojik dedikodu savaşlarına adeta cephane gönderiliyordu. Gelişmelerin bütün ayrıntıları sokakların dilindeydi. Konuya uzak sıradan birilerine de sorsanız farklı bir tasarrufunu öğrenebilirdiniz... Zira dev ekran herkese açıktı, boksör bel altı çalışıyordu kaçırılan gerçek ise; hakemin görmediğini demokrasinin temel faktörü halkın gördüğüydü. Netice itibarı ile maçı almaktan çok bir sonraki raundu alma telaşı ve hırsı bu neticeyi doğurdu... Ve doksan dokuzun birden büyük olduğunu emle cümle öğrendik… 11 büyük 367 gibi… AK Partinin Belediye Başkan adayı Yrd. Doç.Hüseyin Arıkan’ı “el mi yaman bey mi?” Derdiyle raunt alma telaşesine düşen zat-ı muhteremin gölgesinde bir kişilik olmadığını biliyorum. Onu bütün varlığı ile bu bedbin tablodan ayırıyorum. Mütedeyyin, ayakları yere basan, düzgün, bir şahsiyettir. Zafer sarhoşu malum beyaz benizli Türklerin etki alanında kalmayacağına da eminim. Cesaretinden dolayı kutluyorum. Seydişehir’e geçtiğimiz dönem belediyecilik adına güzel hizmetler getirildiği kanaatindeyim. Özellikle Selçuk Caddesi, parklar, proje aşamasındaki arıtma tesisleri önemli kazanımlar. Hüseyin Arıkan, A.Kadir Çat ve Mustafa Yılmaz arasından Belediye başkanımız kim olursa olsun, Seydişehir’e hizmeti bir adım daha ileriye taşıyacağı umudunu da taşıyorum. Zira ilçemizin istihdam, beraberlik ve toplumsal barış gibi önemli adımlara ihtiyacı var. Adaylarımızın bu açıdan yetkin oldukları düşüncemi de rahatlıkla beyan edebilirim. Bize hayır gerek. Rabb’im hayırlısı ne ise, Hayırlı olan kim ise onu versin onu getirsin.’ GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Tarih, kralların, generallerin çiftliği değil, milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse gelecekte onu biçer.” Voltaire
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

MEZA MA MEZA?

Yerel seçim çalışmaları üzerine kurulu bir sohbet anıydı… Yazılarımı takip eden ve olumlu olumsuz tepkilerini esirgemeyen bir okurum “Abi 2009 yerel seçimleri öncesi ‘Meza Ma Meza’ başlıklı bir köşe yazını hatırlıyorum... Beş yıl önceki yazın bugünün gündemine ne kadar çok benziyor…” dedikten sonra geriye dönüp okudum…

İsimler dışında neredeyse tıpa tıp aynı… Geriye dönüp bugün ilçe gündemine oturan aday belirleme çalışmalarına benzerliği ve hafızalarımızı tazeleme adına 13 Ocak 2009 tarihli köşe yazımın aynısını yayınlıyorum…

‘Evet! Mahkeme kadıya mülk değildi ve Belediye Başkanı İbrahim Halıcı 2004 yılında milletten aldığı temsil yetkisini, milletin mülkünü, millet adına milletin yeni temsilcisine 29 mart 2009 itibari ile teslim edecek…

İbrahim Halıcı’nın görev teslimini, sahip olduğu mazbatayı yeni sahibine teslim etmek gibi maddi yönünden çok, inanç dünyası ile doğru orantılı davranıp hakikate teslimiyet anlayışı içerisinde olacağı inancını taşıyorum. Dedik ya Mahkeme kadıya mülk değildi ve bilinen bu hakikatin vakti geldi ve tecelli etti.

Fakat bu hakikati maalesef görmezden gelenler var! Bilmeliler ki bu hakikat Halıcı ile sınırlı kalmayacak. Dünya var oldukça da Bila fasıla herkese işleyecek. Etraflarında biriken geçici kalabalıklara kendince anlamlar yükleyip, tevekkülü elden bırakan ve makamlarının dev aynasıyla, mest-i temaşa pozisyonundakiler bu gerçekle mutlaka karşılaşacaklar.

Yürümekten aciz, yapmaktan çok yıkmaya çabalayan, karşı konulmaz hevesleri ile isyan edip elindeki ile yetinerek mutlu olmayı beceremeyen, şikâyette bulunan kendilerini Seydişehir’in beyaz Türkleri görenler bilsinler ki, bu hakikat onları da görecek. Mahkemenin kadıya mülk olmadığı hakikatini anlayacaklar ve bunu pişmanlık içerisinde başını vurduğu anda sıçrayan kandan fark edebilecekler.

Ağustos 2008’de yayımlanan ilk seçim yazımda halk arasında konuşulan aday isimlerini dillendirmiş ve CHP’nin muhtemel adayı olarak eski sendikacı Mustafa Yılmaz, MHP’nin olmazsa olmaz adayı Seydişehir okutma ve Yaşatma Derneği Başkanı A.Kadir Çat, AK Partide ise İbrahim Halıcı en güçlü aday olarak göze çarpıyor demiştim...

Köprünün altından çok sular geçirildi. AK partide Belediye Başkanı İbrahim Halıcı’nın yanı sıra Harun Camcı, Hüseyin Arıkan ve Kadir Gündoğdu isimleri aday adayı olarak reklam panolarındaki yerlerini aldı…  Gün oldu beri geldi, akan sular tersine döndürüldü ve Yrd. Doç. Hüseyin Arıkan AK Parti Belediye başkanı adayı oluverdi… Meza Ma Meza yani… (Olan oldu, giden gitti)

Öğrendiğim kadarı ile AK Parti teşkilatı bu gelişmeye hissi bakmamış, adayları Yrd. Doç Hüseyin Arıkan’ı bağrına basmıştır. Kazanmak için canhıraş çalışacakları kesin. Particiliğin gereğidir. Doğru olanda zaten budur.

Kimilerine göre şok, kimilerine göre bilinen sonuçta payitaht mazbatalı zat-ı muhteremin oynadığı role şimdilik değinmeyeceğim. Ki süreç içerisindeki her yeni gelişme, en kahraman Rıdvan edası ile müfsit isimlere aktarılıyor, ilçedeki psikolojik dedikodu savaşlarına adeta cephane gönderiliyordu. Gelişmelerin bütün ayrıntıları sokakların dilindeydi. Konuya uzak sıradan birilerine de sorsanız farklı bir tasarrufunu öğrenebilirdiniz...

Zira dev ekran herkese açıktı, boksör bel altı çalışıyordu kaçırılan gerçek ise; hakemin görmediğini demokrasinin temel faktörü halkın gördüğüydü. Netice itibarı ile maçı almaktan çok bir sonraki raundu alma telaşı ve hırsı bu neticeyi doğurdu...

Ve doksan dokuzun birden büyük olduğunu emle cümle öğrendik… 11 büyük 367 gibi…

AK Partinin Belediye Başkan adayı Yrd. Doç.Hüseyin Arıkan’ı “el mi yaman bey mi?” Derdiyle raunt alma telaşesine düşen zat-ı muhteremin gölgesinde bir kişilik olmadığını biliyorum. Onu bütün varlığı ile bu bedbin tablodan ayırıyorum. Mütedeyyin, ayakları yere basan, düzgün, bir şahsiyettir. Zafer sarhoşu malum beyaz benizli Türklerin etki alanında kalmayacağına da eminim. Cesaretinden dolayı kutluyorum.

Seydişehir’e geçtiğimiz dönem belediyecilik adına güzel hizmetler getirildiği kanaatindeyim. Özellikle Selçuk Caddesi, parklar, proje aşamasındaki arıtma tesisleri önemli kazanımlar.

Hüseyin Arıkan, A.Kadir Çat ve Mustafa Yılmaz arasından Belediye başkanımız kim olursa olsun, Seydişehir’e hizmeti bir adım daha ileriye taşıyacağı umudunu da taşıyorum. Zira ilçemizin istihdam, beraberlik ve toplumsal barış gibi önemli adımlara ihtiyacı var. Adaylarımızın bu açıdan yetkin oldukları düşüncemi de rahatlıkla beyan edebilirim.

Bize hayır gerek.

Rabb’im hayırlısı ne ise,

Hayırlı olan kim ise onu versin onu getirsin.’

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Tarih, kralların, generallerin çiftliği değil, milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse gelecekte onu biçer.” Voltaire

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.