Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

MEZARLIK DEDİKODUSU?

Bu yıl çok vefat anonsu ve sala duyduk… O mezarlıktan bu mezarlığa koştuk durduk… Cümlesine cennetinden mekân versin Rabbim… Kızılcalar mezarlığındaydı… Defin sırasında aynı kurumdan emekli olduğum ağabeylerimle muhabbet ederken birkaç kürek toprakla son görevini yapan can dostum; “Ya bu millet kafayı yemiş ya bizde bir terslik var…” diyerek yanıma geldi…  Öfkeli, şaşkın bir o kadar da tepkili… “Ya şu karşıda Ali’nin yanında duran adam varya; ısrarla diyor ki! -‘Senin arkadaşın varya Hakkı Balcı, Haydar Baş’ın partisinden belediye başkanı adayıymış…’ Yok, öyle bir şey! ‘Her gün beraberiz öyle olsa önce ben duyarım’ dememe rağmen basıyor yemini; -‘Valla öyleymiş billa öyleymiş…’ ‘Ben milletten korktum arkadaş… Kimseye selam vermeye gelmiyor… En iyisi evden çıkmamak…’ Bu muhabbeti espriye dönüştürüp dedikodu üzerine korkularımızı dillendirirken diğer dostum geldi gülerek mezarlık dedikodusuyla… Aynı adam aynı şeyleri ısrarla ona da söylemiş… Hem söylemiş hem de inanmış garibim… Haydar Baş’ın partisinden belediye başkanı adayıymışım… ‘Nahı inşallah başınıza Haydar Baş kadar düşsün…’ desem bana ziyan… Günün esprisi olsun dedik gülüştük ama acı ve buruk gülümsemelerdi… İnsanlar olmayan şeyleri nasıl konuşabiliyor ve nasıl yemin edebiliyordu? Kim bu uydurukçuların ekmeğine yağ sürenler? Tabiî ki; Kulaktan dolma bilgilerle reel siyasete yön vermeye çalışan aklı evveller… Dalkavuklar sarmalına ve dedikodu siyasetine cevaz veren gerçek temsilciler… Köhnemiş ve asla karşılığı olmayan bu çirkin politik anlayışın sahipleri, belli ki dillerine, gözlerine, kulaklarına modifiye yaptırıp seçim öncesi hazırlıklarını tamamlamışlar… 30 Mart çok çabuk gelecek ve milletimizin teveccühüne mazhar olan yiğit şehrü-l eminliğe soyunacak… Ve zaman öyle çabuk ve öylesine çıplak geçecek ki! Kim; galip gelebilme adına diğerinin hakkında; yalana ve iftiraya dayalı politikalar üretecekse sırıtacak, yandaşına kaybettirecek ve tarihe düşecektir… Hülasası; Bu şehir küçük… Ya bir camide ya bir cadde de, belki bir sokakta… Nihayeti mezarlıkların birisinde… Olmadı mezarın ötesinde yollarımız kesişecek... Huzurlu geçsin inşallah bir kaç ay… UZMANLAR ACİLE GİDİNCE… Geçtiğimiz gün üç uzman doktor pratisyen doktor yetersizliğinden dolayı acil serviste görev yapmaya başladı… Bu ilk bakışta doğru uygulama gibi görülebilir ancak poliklinik hizmetlerinden mahrum olan vatandaşlar muzdarip… Hastane yönetimi biçaredir, elinden bir şey gelmiyordur, yapabilecek bir şeyi yoktur… Aksaklıklara meydan vermemek için çözüm üretme derdindedir eyvallah… Bu önemli bir sorundur eyvallah ancak doktor eksikliğinin ve hastane hizmetlerinin aksayan yönlerinin müsebbibi asla hastalar ve Seydişehir halkı değildir… Sağlıkta geriye gidişimizi yapılmakta olan hastanenin bitmesine bağlayan kim yada kimlerse;  Olumsuzluğun faturasını halkın sağlığına çıkarmaya hakkı yoktur... Uzman doktorların ve acil yüküne cevap vermekte zorlanan doktorlar bu sebeplerden dolayı fırsatını buldukları an ilçemizden kaçmayı düşünüyorlar… Hâsılı; Hastane personeli dipten tepeye ellerinden geleni yapma gayretinde ancak doktor eksikliğine yapabilecekleri bir şey yok… Bunu yapacak adres siyasi iradenin yerel temsilcileridir… Sağlıkta yaşanan yoklukların müsebbibi de üç dönemdir mecliste bulunan kudretli milletvekilidir…
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

MEZARLIK DEDİKODUSU?

Bu yıl çok vefat anonsu ve sala duyduk… O mezarlıktan bu mezarlığa koştuk durduk… Cümlesine cennetinden mekân versin Rabbim…

Kızılcalar mezarlığındaydı… Defin sırasında aynı kurumdan emekli olduğum ağabeylerimle muhabbet ederken birkaç kürek toprakla son görevini yapan can dostum; “Ya bu millet kafayı yemiş ya bizde bir terslik var…” diyerek yanıma geldi…

 Öfkeli, şaşkın bir o kadar da tepkili…

“Ya şu karşıda Ali’nin yanında duran adam varya; ısrarla diyor ki!

-‘Senin arkadaşın varya Hakkı Balcı, Haydar Baş’ın partisinden belediye başkanı adayıymış…’

Yok, öyle bir şey! ‘Her gün beraberiz öyle olsa önce ben duyarım’ dememe rağmen basıyor yemini;

-‘Valla öyleymiş billa öyleymiş…’

‘Ben milletten korktum arkadaş… Kimseye selam vermeye gelmiyor… En iyisi evden çıkmamak…’

Bu muhabbeti espriye dönüştürüp dedikodu üzerine korkularımızı dillendirirken diğer dostum geldi gülerek mezarlık dedikodusuyla…

Aynı adam aynı şeyleri ısrarla ona da söylemiş… Hem söylemiş hem de inanmış garibim…

Haydar Baş’ın partisinden belediye başkanı adayıymışım…

‘Nahı inşallah başınıza Haydar Baş kadar düşsün…’ desem bana ziyan…

Günün esprisi olsun dedik gülüştük ama acı ve buruk gülümsemelerdi…

İnsanlar olmayan şeyleri nasıl konuşabiliyor ve nasıl yemin edebiliyordu? Kim bu uydurukçuların ekmeğine yağ sürenler?

Tabiî ki;

Kulaktan dolma bilgilerle reel siyasete yön vermeye çalışan aklı evveller… Dalkavuklar sarmalına ve dedikodu siyasetine cevaz veren gerçek temsilciler…

Köhnemiş ve asla karşılığı olmayan bu çirkin politik anlayışın sahipleri, belli ki dillerine, gözlerine, kulaklarına modifiye yaptırıp seçim öncesi hazırlıklarını tamamlamışlar…

30 Mart çok çabuk gelecek ve milletimizin teveccühüne mazhar olan yiğit şehrü-l eminliğe soyunacak…

Ve zaman öyle çabuk ve öylesine çıplak geçecek ki!

Kim; galip gelebilme adına diğerinin hakkında; yalana ve iftiraya dayalı politikalar üretecekse sırıtacak, yandaşına kaybettirecek ve tarihe düşecektir…

Hülasası;

Bu şehir küçük… Ya bir camide ya bir cadde de, belki bir sokakta…

Nihayeti mezarlıkların birisinde…

Olmadı mezarın ötesinde yollarımız kesişecek...

Huzurlu geçsin inşallah bir kaç ay…

UZMANLAR ACİLE GİDİNCE…

Geçtiğimiz gün üç uzman doktor pratisyen doktor yetersizliğinden dolayı acil serviste görev yapmaya başladı… Bu ilk bakışta doğru uygulama gibi görülebilir ancak poliklinik hizmetlerinden mahrum olan vatandaşlar muzdarip…

Hastane yönetimi biçaredir, elinden bir şey gelmiyordur, yapabilecek bir şeyi yoktur… Aksaklıklara meydan vermemek için çözüm üretme derdindedir eyvallah… Bu önemli bir sorundur eyvallah ancak doktor eksikliğinin ve hastane hizmetlerinin aksayan yönlerinin müsebbibi asla hastalar ve Seydişehir halkı değildir…

Sağlıkta geriye gidişimizi yapılmakta olan hastanenin bitmesine bağlayan kim yada kimlerse;  Olumsuzluğun faturasını halkın sağlığına çıkarmaya hakkı yoktur...

Uzman doktorların ve acil yüküne cevap vermekte zorlanan doktorlar bu sebeplerden dolayı fırsatını buldukları an ilçemizden kaçmayı düşünüyorlar…

Hâsılı;

Hastane personeli dipten tepeye ellerinden geleni yapma gayretinde ancak doktor eksikliğine yapabilecekleri bir şey yok…

Bunu yapacak adres siyasi iradenin yerel temsilcileridir… Sağlıkta yaşanan yoklukların müsebbibi de üç dönemdir mecliste bulunan kudretli milletvekilidir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.