19 Mayıs 2014 tarihli “Siyaset, Liyakat, Koltuk, Takla ve MEB Atamaları…” başlıklı makalemde aynı okulda 4 yılını doldurmuş Okul Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Müdür yardımcılarının idareciliklerinin kanun gereği13 Haziran itibari ile resmen ve fiilen düşeceğini belirtmiştim… Aynı makalede “Yaşı, hizmet süresi ne olursa olsun; bileğinin hakkı ile idarecilik vasfı kazanan, görevini layığı ile yapan, yapma gayreti içinde olan ne kadar ehil yönetici varsa; O kadar da; Hasbelkader idareci olmuş… Dünya değişmiş kendisini değiştirememiş… İki yüzyıl görmüş… İdarecilik anlayışı fosilleşmiş ama hala yönetici kalmış yeniliklere kapalı, teknoloji yoksunu sadece mevzuat uygulayıcısı yöneticiler de var…” diyerek değerlendirmelerde; adalet, liyakat, hak, hukuk, haksızlık gibi meselenin özüne direkt etki edecek kavramların asla göz ardı edilmemesi gereğine işaret etmiştim… Yazımın sonuna ‘DEVAM EDECEK’ ibaresini koymuştum devam ediyorum… Aradan 3 tam ay geçti ve ilçemizin 20 okul müdürü 100 puan üzerinden yapılan değerlendirmeye tabi tutuldu... 75 puanın altında kalan 3’ü lise müdürü toplam 14 müdür başarısız bulunurken, 75 puanlık barajı aşan 6 müdür başarılı bulundu… Müdürlere 40 puan görev yaptığı okul personeli tarafından verilirken 60 puan da hiçte adil olmayan, içinde hakkaniyeti barındırmayan bir yöntemle İlçe Milli Eğitim Müdürü ve 2 şube müdürünün inisiyatifine bırakılarak (veballeri üzerlerine) adeta üç kişinin vicdanlarına yada vicdansızlıklarına teslim edildi… Sosyal paylaşım sitesinde ki sayfasında “Adam olana notu adam olmayana otu veririm…” diyerek meslektaşlarını adam olmamakla itham edip ot yedirmeyi reva gören bir şube başkanın olması da vahametin perde arkalarından… Okul Müdürüne puan verecek öğretmenlerin okul müdürleri ile en az 6 ay çalışma zorunluluğu olmasına rağmen ve aynı zorunluluk İlçe Milli Eğitim müdürü ve Şube Müdürleri için de geçerli iken bu şartlara haiz olmayanların puanlamadaki rolleri okul müdürlerinin görevden alınış biçimlerinin reel göstergelerinden… Yaklaşık olarak 2 ay öncesinden göreve başlayan İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürünün; okul Müdürlerini değerlendirebilecek kadar tanıdıkları söylenemez… Öyleyse; çokta tanımadıkları okul müdürleri için verdikleri 60 puan hangi kıstaslara göre verildi? Liyakat, geçmişteki başarıları ve başarısızlıkları, okullarının aldığı dereceler dikkate alındı mı? Alınmadıysa başarılı ve başarısızlıklarında siyasi tercihleri ve üyesi oldukları sendikanın puanlamada haksızlık derecesinde tesiri oldu mu? Son 5 yıl içinde öğrenci bazında ve kurum bazında Türkiye derecesi yapmış liselerimiz… Seydişehir SBS (Seviye Belirleme Sınavı) yeni adıyla TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınavlarında son 7 yılda Konya merkez ilçelerde dâhil her yıl Konya İl 1.’Si, 2.’si ve İl 3.’sü İlköğretim okullarımız ortadayken; görevden alınan 14 öğretmen başarısızlıkları hangi haklı gerekçelerle ifade edilebilir? Özellikle Görevden alınan bir ilköğretim okulu Müdürü var ki kamuoyunda her çevreden tepki göstermeyen yok… Bu okulumuz Avrupa Birliği Bakanlığı bünyesinde yapılan proje çalışmalarında projesi kabul olmuş ilçedeki tek okul… Aynı İlköğretim okulumuz 2012 ve 2013 yıllarında TKY(Toplam Kalite Yönetimi) kurum bazında İlçe 1. Si ve Konya 2.si olmuş... SBS sonucunda ise: İlçe 1.’si çıkartmış ve kurum olarak 8 Fen Lisesi kazandırarak rekor kırmıştır… Bu kararları alan yöneticilerin, etkili olan sendikal gücün ve siyasi iradenin ‘müdürleri ‘az başarılı’ olduklarından dolayı aldık…” gibi bir mantıkları ve geçerli gerekçeleri var ise; önümüzdeki dönemlerde kıyaslanmaya, başarısızlık halinde eleştirilmeye, vebal almaya hazırlıklı olsunlar… Başarılı olunması halinde ise haklılıklarını… Başarısızlıkları halinde de haksızlıklarını bu sütunlardan aktarmakta benim görevim olsun…  Hülasası; Dinim İslam, kitabım Kuran diyerek bu makamlara hükmeden siyasi irade ve diğer karar vericiler; asla falan partiye, filan sendikaya yakın olanlara verin gibi bir meali olmayan “Allahü teâlâ size emanetleri ehline vermenizi emreder...” ayetini bilmiyorlar mı? Biliyorsunuz da ciddiye mi almıyorsunuz? Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.v) “Din samimiyettir…” diyor… Samimi misiniz? Diğer yandan; Bu görevleri dine, ahlaka, ilme, evrensel değerlere ve fıtrata aykırı olarak dağıtanlar kadar hangi usullerde dağıtıldığını bildiği halde talip olanlarda uzun uzun düşünmelidirler… Çürüme ve yozlaşma sadece yukarılardan baskılar ve dış etkenlerle gerçekleşmeyecek zor olgulardır… Çürüme ve yozlaşma dışarıdan olduğu kadar içeridendir de… Peki, alınan kararlarda haksızlıklar varsa geri dönüşü var mıdır? Evet vardır… (DEVAM EDECEK) GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Allahü teâlâ size emanetleri ehline vermenizi emreder...” (Nisa 53) ayetinin üzerine söz mü olur?