Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

POPÜLİZM KURBANI İKİ İLÇE; SEYDİŞEHİR-BEYŞEHİR -2-

10 KM MESAFELİ İKİ OSB… Beyşehir silah sanayi ve Seydişehirli alüminyum imalatçıları arasındaki imalata yönelik aksata ve bireysel ticari ilişkiler hiçbir zaman, iki ilçenin potansiyelini harekete geçirme ve bütünleşmesine yetecek ölçülerde olmamıştır… Yaklaşık 10 kilometre mesafeli ‘bizimde bir organize sanayimiz olsun…’ maksatlı, hedefsiz kurulan OSB’ler bu ayrışmanın en önemli göstergelerindendir… Popülist politikaların en bariz örneklerindendir… Yıllarca boş kalmıştır… Hâlbuki Beyşehir ve Seydişehir’in yöneticileri, önder niteliğindeki dinamikleri; iki ilçe arasında belirleyecekleri bir yerde birlikte kuracakları OSB alanında hem kendilerine yer bulur, hem de Konyalı ve Konya dışından yatırımcılara davetiye çıkarabilirlerdi… İKİ CAZİBE MERKEZİ BİRLİŞİK GÜÇ HALİNE GELEBİLİR Peki, ilçe merkezlerine mesafesi, sadece 30 km olan iki ilçenin ekonomik cazibelerini birleştirmek, potansiyeli bölgesel bir kalkınmaya dönüştürmek zor mu, geç kalınmış bir olgu mudur? Zorluk derecesi nedir bugünden yorum yapmak doğru olur mu bilemem ancak asla geç kalınmış bir olgu değildir… Beyşehir ve Seydişehir arasında kalan coğrafya İzmit körfezi, İstanbul arasındaki gibi devasa fabrikaların, istihdam alanlarının sıralandığı bir sanayi merkezi haline gelebilir, getirilebilir… Bunun gerçekleşmesinin birincil ayağı Seydişehirli ve Beyşehirli iş adamlarımızın, Sivil Toplum Kuruluşlarımızın, ilgili diğer dinamiklerimizin bir araya gelerek iki ilçe cazibelerini bir masa üzerine yatırması, bölgesel bir değere nasıl dönüştürülebiliri konuşmasından geçer… Konya organize sanayilerinde fabrika yeri satın almak isteyen sanayicilerimizin çoğu yüksek rakamlardan dolayı farklı OSB’lerden yer aramaktadır… Bu gerçek ülkenin diğer bölgelerinde de aynıdır… Antalya ve İstanbul’dan iş adamları daha hem ucuz arsa hem de ucuz işçilik cazibeli yer aramaktadırlar… Bu fırsatları iki ilçenin de doğru değerlendirilmesi, birlikte hareket ederek bölgesel kazanıma dönüştürmesi geleceğimize atılabilecek en önemli imzalardan olacaktır… Enerji tüketiminden dolayı bazı sektörlerde girdileri 4/3 oranında düşüren doğalgaz, doğalgaza kavuşmuş OSB’si, Eti Alüminyum Tesisleri, Küçük ve Orta ölçekli alüminyumcular ve diğer sanayi sektörleri Seydişehir kanadının temelini oluşturan cazibeler olarak göze çarparken… Huğlu ve Üzümlü mahallelerinde üretimleri ile dünya çapında markaların sahibi, istihdam kaynağı ve bölgede kişi başı geliri artıran yegâne sektörlerden olan silah sanayi, gelişmekte olan OSB’si, göl turizmi, balıkçılık gibi diğer alanlar da Beyşehir’de ilk akla gelen cazibeler… Yapımı devam eden; Genbos ovasından Antalya’ya uzanacak olan transit duble yol Beyşehir’in… Karadeniz, Kapadokya Akdeniz arasında son durak olarak ev sahipliği yapan Seydişehir; inanç turizmi, mağara turizmi, yaylaları ve diğer turistik cazibeleri ile çok önemli bir potansiyele sahip… İşte bütün bu cazibeler, diğer değerler; Ortak akıl, istişareler beraberinde; bölgesel kalkınmayı, potansiyellerimizin bölgesel ekonomik güç ve Pazar haline getirebilir… MARMARA BÖLGESİ GİBİ OLURUZ… Müşteri, Marmara bölgesine sıkışan imalatçıların ayağına giderken bölgemiz sanayicileri ürünlerini tanıtmak ve satabilmek için müşterinin ayağına gitmek zorundadır… İmalatçımızın Büyükşehirler, Batı ve Marmara bölgesinde ki imalatçılarla rekabet şansının artırılması için bölgenin sanayi bölgesi haline getirilmesi şarttır… Seydişehir ve Beyşehir bu potansiyele sahiptir… Dinamiklerimizin ortak aklı yakalanıp, istişareleri bir an önce başlatması elzemdir… Hiç kuşkusuz; ETİ Alüminyum tesisleri, bölge ve ülke ekonomisi açısından önemli bir yere sahiptir… Ancak, boksit madeninin bulunduğu 1967, birincil alüminyumun üretildiği 1971 yılından bu yana sadece istihdam kaynağı olarak görülmüş, siyasi iktidarların popülist politikalarının oyuncağı haline getirilmişti… Modernizasyon ve tevsii çalışmaları yılan hikâyesine dönüşmüş ve kapatılma ile yüz yüze kalmıştı. Bu sebeplerden dolayı; ülkenin18 bin ton alüminyum tükettiği 1970 yılının hemen ardından, 60 bin ton/yıl kapasite ile birincil alüminyum üreten tesislerin bulunduğu Seydişehir Alüminyumun merkezi haline gelememiş, getirilememiş ve bu fırsatı kaçırmıştı… Son 10 yıl içerisinde hafif sanayi bölgesinde kurulan ve her geçen gün büyüyen alüminyum imalatçıları kaçırılan fırsatı yakalamaya çalışıyorlar… HÜLASASI… Beyşehir ve Seydişehir farkında olmadığımız, birleştirilmeye muhtaç ayrık büyük bir potansiyeli barındırmaktadır… Beyşehir’in Üzümlü, Huğulu gibi silah sanayinde marka olmuş sinerjisi, Gölün cazibesi… ‘Kendi uçağını kendin yap’ kampanyası ile başlayan ve savunma sanayimizin en büyük tedarikçisi olmayı hedefleyen ETİ Alüminyum AŞ tesisleri, çevresinde kurulan özel teşebbüsler, extrüzyon pres, dökümhane tesisleri, doğalgaz cazibesi, ucuz yer temini ve bölgesel özelliklerinden dolayı ucuz işçilik, yatırımcıların yönünü Beyşehir-Seydişehir havzasına çekmemesi için hiçbir gerekçe yok… Diğer sektörel gelişmeleri de dikkate alırsak belli bir süre sonunda durağan hale gelecek potansiyel ve sinerji sürekli aktif hale getirilebilir… Konya’nın, çevre illerin organize sanayilerinde arsa temininin devasa rakamlara ulaşması, hızlı tren ve yük trenlerinin bölgemizden geçecek olması, karayolları ağı, limana sınır olmamız yatırımcının bölgemize demir atması için diğer var olan diğer cazibelerimiz… Yeter ki Beyşehir ve Seydişehirli iş adamlarımız bu gerçeği yakalayıp yıllardır süregelen mikro milliyetçi popülist politikaların götürdüklerini kazanma azmiyle bir araya gelsinler… “Bu iş, işadamlarına düşer…”  
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

POPÜLİZM KURBANI İKİ İLÇE; SEYDİŞEHİR-BEYŞEHİR -2-

10 KM MESAFELİ İKİ OSB…

Beyşehir silah sanayi ve Seydişehirli alüminyum imalatçıları arasındaki imalata yönelik aksata ve bireysel ticari ilişkiler hiçbir zaman, iki ilçenin potansiyelini harekete geçirme ve bütünleşmesine yetecek ölçülerde olmamıştır…

Yaklaşık 10 kilometre mesafeli ‘bizimde bir organize sanayimiz olsun…’ maksatlı, hedefsiz kurulan OSB’ler bu ayrışmanın en önemli göstergelerindendir… Popülist politikaların en bariz örneklerindendir… Yıllarca boş kalmıştır…

Hâlbuki Beyşehir ve Seydişehir’in yöneticileri, önder niteliğindeki dinamikleri; iki ilçe arasında belirleyecekleri bir yerde birlikte kuracakları OSB alanında hem kendilerine yer bulur, hem de Konyalı ve Konya dışından yatırımcılara davetiye çıkarabilirlerdi…

İKİ CAZİBE MERKEZİ BİRLİŞİK GÜÇ HALİNE GELEBİLİR

Peki, ilçe merkezlerine mesafesi, sadece 30 km olan iki ilçenin ekonomik cazibelerini birleştirmek, potansiyeli bölgesel bir kalkınmaya dönüştürmek zor mu, geç kalınmış bir olgu mudur?

Zorluk derecesi nedir bugünden yorum yapmak doğru olur mu bilemem ancak asla geç kalınmış bir olgu değildir

Beyşehir ve Seydişehir arasında kalan coğrafya İzmit körfezi, İstanbul arasındaki gibi devasa fabrikaların, istihdam alanlarının sıralandığı bir sanayi merkezi haline gelebilir, getirilebilir

Bunun gerçekleşmesinin birincil ayağı Seydişehirli ve Beyşehirli iş adamlarımızın, Sivil Toplum Kuruluşlarımızın, ilgili diğer dinamiklerimizin bir araya gelerek iki ilçe cazibelerini bir masa üzerine yatırması, bölgesel bir değere nasıl dönüştürülebiliri konuşmasından geçer…

Konya organize sanayilerinde fabrika yeri satın almak isteyen sanayicilerimizin çoğu yüksek rakamlardan dolayı farklı OSB’lerden yer aramaktadır… Bu gerçek ülkenin diğer bölgelerinde de aynıdır… Antalya ve İstanbul’dan iş adamları daha hem ucuz arsa hem de ucuz işçilik cazibeli yer aramaktadırlar… Bu fırsatları iki ilçenin de doğru değerlendirilmesi, birlikte hareket ederek bölgesel kazanıma dönüştürmesi geleceğimize atılabilecek en önemli imzalardan olacaktır…

Enerji tüketiminden dolayı bazı sektörlerde girdileri 4/3 oranında düşüren doğalgaz, doğalgaza kavuşmuş OSB’si, Eti Alüminyum Tesisleri, Küçük ve Orta ölçekli alüminyumcular ve diğer sanayi sektörleri Seydişehir kanadının temelini oluşturan cazibeler olarak göze çarparken…

Huğlu ve Üzümlü mahallelerinde üretimleri ile dünya çapında markaların sahibi, istihdam kaynağı ve bölgede kişi başı geliri artıran yegâne sektörlerden olan silah sanayi, gelişmekte olan OSB’si, göl turizmi, balıkçılık gibi diğer alanlar da Beyşehir’de ilk akla gelen cazibeler…

Yapımı devam eden; Genbos ovasından Antalya’ya uzanacak olan transit duble yol Beyşehir’in… Karadeniz, Kapadokya Akdeniz arasında son durak olarak ev sahipliği yapan Seydişehir; inanç turizmi, mağara turizmi, yaylaları ve diğer turistik cazibeleri ile çok önemli bir potansiyele sahip…

İşte bütün bu cazibeler, diğer değerler; Ortak akıl, istişareler beraberinde; bölgesel kalkınmayı, potansiyellerimizin bölgesel ekonomik güç ve Pazar haline getirebilir…

MARMARA BÖLGESİ GİBİ OLURUZ…

Müşteri, Marmara bölgesine sıkışan imalatçıların ayağına giderken bölgemiz sanayicileri ürünlerini tanıtmak ve satabilmek için müşterinin ayağına gitmek zorundadır… İmalatçımızın Büyükşehirler, Batı ve Marmara bölgesinde ki imalatçılarla rekabet şansının artırılması için bölgenin sanayi bölgesi haline getirilmesi şarttır… Seydişehir ve Beyşehir bu potansiyele sahiptir… Dinamiklerimizin ortak aklı yakalanıp, istişareleri bir an önce başlatması elzemdir…

Hiç kuşkusuz; ETİ Alüminyum tesisleri, bölge ve ülke ekonomisi açısından önemli bir yere sahiptir… Ancak, boksit madeninin bulunduğu 1967, birincil alüminyumun üretildiği 1971 yılından bu yana sadece istihdam kaynağı olarak görülmüş, siyasi iktidarların popülist politikalarının oyuncağı haline getirilmişti… Modernizasyon ve tevsii çalışmaları yılan hikâyesine dönüşmüş ve kapatılma ile yüz yüze kalmıştı.

Bu sebeplerden dolayı; ülkenin18 bin ton alüminyum tükettiği 1970 yılının hemen ardından, 60 bin ton/yıl kapasite ile birincil alüminyum üreten tesislerin bulunduğu Seydişehir Alüminyumun merkezi haline gelememiş, getirilememiş ve bu fırsatı kaçırmıştı…

Son 10 yıl içerisinde hafif sanayi bölgesinde kurulan ve her geçen gün büyüyen alüminyum imalatçıları kaçırılan fırsatı yakalamaya çalışıyorlar…

HÜLASASI…

Beyşehir ve Seydişehir farkında olmadığımız, birleştirilmeye muhtaç ayrık büyük bir potansiyeli barındırmaktadır…

Beyşehir’in Üzümlü, Huğulu gibi silah sanayinde marka olmuş sinerjisi, Gölün cazibesi…

‘Kendi uçağını kendin yap’ kampanyası ile başlayan ve savunma sanayimizin en büyük tedarikçisi olmayı hedefleyen ETİ Alüminyum AŞ tesisleri, çevresinde kurulan özel teşebbüsler, extrüzyon pres, dökümhane tesisleri, doğalgaz cazibesi, ucuz yer temini ve bölgesel özelliklerinden dolayı ucuz işçilik, yatırımcıların yönünü Beyşehir-Seydişehir havzasına çekmemesi için hiçbir gerekçe yok…

Diğer sektörel gelişmeleri de dikkate alırsak belli bir süre sonunda durağan hale gelecek potansiyel ve sinerji sürekli aktif hale getirilebilir…

Konya’nın, çevre illerin organize sanayilerinde arsa temininin devasa rakamlara ulaşması, hızlı tren ve yük trenlerinin bölgemizden geçecek olması, karayolları ağı, limana sınır olmamız yatırımcının bölgemize demir atması için diğer var olan diğer cazibelerimiz…

Yeter ki Beyşehir ve Seydişehirli iş adamlarımız bu gerçeği yakalayıp yıllardır süregelen mikro milliyetçi popülist politikaların götürdüklerini kazanma azmiyle bir araya gelsinler…

“Bu iş, işadamlarına düşer…”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.