Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

POTPORİ MİNİ ANALİZ...

Siyasi kurumlar başta olmak üzere; kurumsal nitelikteki oluşumların sivil ya da resmi, ekseri çoğunluğu; suret-i haktan görünüp çıkarları doğrultusunda içinde bulundukları yapının özünden çok biçimi ile ilgilenen sonuca odaklı sahtekârların hâkimiyetindedir... Bu kurumlar maalesef; toplumun bütün katmanlarında bulunan zemin yalayıcıları etrafına kalkan yapan, hatta dost, arkadaş grubunu ve ailesini bile faydacı amaçlarına göre dizayn edip konumlandıran kötü emelli hakim güçlerin elindedir...                                                    İşte bu haktan yana görünüp toplumu çıkarlarına göre şekillendiren sureti Siret-inden farklı, faydacı liyakatsizleri; hâkimi oldukları alandan koparıp haddi mukabili bir çukurun içine bırakmadan; umuma şümul toplumsal barışın, ekonomik ve sosyal adaletin, kurumsal yapılardan gerçekleşeceğini beklemek; halizeyinlik ve tam bir ahmaklık olur… Buna ve bana göre; bir şeylerin değişmesi ancak ve ancak herkesin bu toplumun sadece bir ferdi, bir kişisi olmadığının farkına varıp, kendisini donanımlı, paylaşımcı ve değerli bir bireyi olarak hissettiği zamanda mümkündür... Ama..!! Bozulan aile yapımız ve eğitim sistemine bağlı olarak gittikçe artan yozlaşma ve hep alma meyillisi nefsimiz buna ne kadar müsaade eder bilemiyorum... HAKLI ÇIKMA TUTKUSU Toplumun bütün katmanlarında bu duruma rastlayabiliyoruz... Her meselede haklı çıkma tutkusunun esareti ile ani refleksler göstererek kendimizi karşı fikrin gerçekliğine kapatabililiyoruz... Artık muhatabımıza kör ve sağırız... O'nu görmüyor ve duymuyoruz... Halbuki, çoğu mesele için yaptığımız teati de haksız çıkma ihtimalimiz her zaman muhtemeldir... Yanıldığımızı kabullenmek; cesaretimizin, erdemliliğimizin, muhatabımıza saygı ve empati ile yaklaşmak ise; olgunluğumuzun göstergesidir... Sabır ise; Meselenin bütününü kapsayan ve Ra'd Suresi, 24. ayet'te; "Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya Yurdunun) sonu ne güzel." Diyen Rabbimin hepimize öğüdü ve müjdesidir..." KİBİR (GASALAKLIK-Halk dili) Hayvanların kuvvetleri, insanlardan çok fazladır… İnsan fil kadar kuvvetli olamaz... Kaplan gibi koşamaz... Kuş gibi uçamaz… Dolayısı ile hayvanlar, bir bakıma insandan üstündür diyebiliriz... Öyleyse; hayvanlarda da bulunan üstünlüklerle kibirlenmek niye? Öte yandan; malı ile beraber kahrolup giden Karun’u niçin unuturuz bilmem... YOK MU BUNUN ÇARESİ? Dünya da Kredi Kartı veren üç şirket varmış...Maestro, Visa, Master Card... Üçü de; 300'ler meclisinin kontrolünde... İnançları gereği bir avuç Yahudi 7 milyar insanı işte bu kredi kartları ile kendilerine köle yapmayı başarmışlar... O kadar güçlüler ki, bir mason töreninin fotoğraflarla açığa çıkması üzerine mason localarını lağvedebilecek kadar... Kirli prensiplerine o kadar bağlılarki, sözde tanrıları lusiferden gelen asil kan bozulmasın diye çoğu kız kardeşleri ile evlenebilecek kadar... O kadar çok kredi kartımız var ki, kendi ellerimizle köleliliğimizi tescil ettirecek kadar... 'Benim az.... Bir tane... Her ihtimale karşı bulunduruyorum...,' demem beni kurtarıyor mu bilmiyorum... HAYAT Senden geçmiş hayatı Ve seni arıyorsan arama dost... Nafile... Gör artık..! Yokuş aşağıdır hayat... Hem de dörtnala... Dönüşü yok... Bak, ne güç senden yana, ne zaman... Yalan mı? Bütün kayıpların; buruşmuş bir beden ve tekleyen yorgun kalbinde saklı bir kitap artık... Her safhası ve bütün sayfaları birbirine girift, harcı bol betondan bir kitap... Açamazsın o sayfaları... Ağır taşı ne yel kaldırır ne sel... Zorlama... Gör artık... Beyhude umutlar çok hızlıdır... Işıktan bile... Işığa yetişebilir misin? Hayır, Öyleyse bil artık... Didinme... Direnme... Yakalayamazsın ışığı... 'Yakaladım' dediğin şey; Çölde serap, uykuda rüyadır artık... Unutma...! Meza ma meza dost... Önüne bak... Dönme geriye... Dedim ya...! Dönüşü yok... Sok kafana ve anla artık, Yokuş aşağıdır hayat... HÜZÜN... Sözlerinde 'hep hüzün var' diyor dostlar... Haklılar fakat 'Dünya fena halde yalan' diyen ben olayım; sonra da misket havasında kelam mı edeyim?  Hem ne kötülüğünü gördük ki hüznün?  Koparmak mümkün mü insanın özündeyse hüzün...  Sonbaharı ayırıp; ilkbahar, yaz ve kış diyebilir misiniz mevsimlere?  Bahar da çiçek, yazın güneş, kışın kar olsan; göremeyen, çiçekten de korkar, güneşten de, kardan da...  Korkmayın... Yeter ki; Rabbim keder vermesin insana...  Yağmuru kucaklar gibi sarılın hüzne...  Merhametin kardeşi, teyze oğludur hüzün... Bakın, geceyi yardı geldi yanıma... GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Her insan;  Mezarcıdır biraz… Ölmeden kazar,  Sevginin, saygının,  Vefanın, vicdanının mezarını…  Kimi; hasedinden, Kimi; fesadından Kimi de; çok sevdiğinden... Kimi; birini gömer,  kimi; tümünü…”
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

POTPORİ MİNİ ANALİZ...

Siyasi kurumlar başta olmak üzere; kurumsal nitelikteki oluşumların sivil ya da resmi, ekseri çoğunluğu; suret-i haktan görünüp çıkarları doğrultusunda içinde bulundukları yapının özünden çok biçimi ile ilgilenen sonuca odaklı sahtekârların hâkimiyetindedir...

Bu kurumlar maalesef; toplumun bütün katmanlarında bulunan zemin yalayıcıları etrafına kalkan yapan, hatta dost, arkadaş grubunu ve ailesini bile faydacı amaçlarına göre dizayn edip konumlandıran kötü emelli hakim güçlerin elindedir...                                                   

İşte bu haktan yana görünüp toplumu çıkarlarına göre şekillendiren sureti Siret-inden farklı, faydacı liyakatsizleri; hâkimi oldukları alandan koparıp haddi mukabili bir çukurun içine bırakmadan; umuma şümul toplumsal barışın, ekonomik ve sosyal adaletin, kurumsal yapılardan gerçekleşeceğini beklemek; halizeyinlik ve tam bir ahmaklık olur…

Buna ve bana göre; bir şeylerin değişmesi ancak ve ancak herkesin bu toplumun sadece bir ferdi, bir kişisi olmadığının farkına varıp, kendisini donanımlı, paylaşımcı ve değerli bir bireyi olarak hissettiği zamanda mümkündür...

Ama..!!

Bozulan aile yapımız ve eğitim sistemine bağlı olarak gittikçe artan yozlaşma ve hep alma meyillisi nefsimiz buna ne kadar müsaade eder bilemiyorum...

HAKLI ÇIKMA TUTKUSU

Toplumun bütün katmanlarında bu duruma rastlayabiliyoruz... Her meselede haklı çıkma tutkusunun esareti ile ani refleksler göstererek kendimizi karşı fikrin gerçekliğine kapatabililiyoruz... Artık muhatabımıza kör ve sağırız... O'nu görmüyor ve duymuyoruz...

Halbuki, çoğu mesele için yaptığımız teati de haksız çıkma ihtimalimiz her zaman muhtemeldir... Yanıldığımızı kabullenmek; cesaretimizin, erdemliliğimizin, muhatabımıza saygı ve empati ile yaklaşmak ise; olgunluğumuzun göstergesidir...

Sabır ise;

Meselenin bütününü kapsayan ve Ra'd Suresi, 24. ayet'te; "Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya Yurdunun) sonu ne güzel." Diyen Rabbimin hepimize öğüdü ve müjdesidir..."

KİBİR (GASALAKLIK-Halk dili)

Hayvanların kuvvetleri, insanlardan çok fazladır… İnsan fil kadar kuvvetli olamaz... Kaplan gibi koşamaz... Kuş gibi uçamaz… Dolayısı ile hayvanlar, bir bakıma insandan üstündür diyebiliriz... Öyleyse; hayvanlarda da bulunan üstünlüklerle kibirlenmek niye? Öte yandan; malı ile beraber kahrolup giden Karun’u niçin unuturuz bilmem...

YOK MU BUNUN ÇARESİ?
Dünya da Kredi Kartı veren üç şirket varmış...Maestro, Visa, Master Card...
Üçü de; 300'ler meclisinin kontrolünde...

İnançları gereği bir avuç Yahudi 7 milyar insanı işte bu kredi kartları ile kendilerine köle yapmayı başarmışlar...

O kadar güçlüler ki, bir mason töreninin fotoğraflarla açığa çıkması üzerine mason localarını lağvedebilecek kadar...

Kirli prensiplerine o kadar bağlılarki, sözde tanrıları lusiferden gelen asil kan bozulmasın diye çoğu kız kardeşleri ile evlenebilecek kadar...

O kadar çok kredi kartımız var ki, kendi ellerimizle köleliliğimizi tescil ettirecek kadar...

'Benim az.... Bir tane... Her ihtimale karşı bulunduruyorum...,' demem beni kurtarıyor mu bilmiyorum...

HAYAT

Senden geçmiş hayatı

Ve seni arıyorsan arama dost... Nafile...

Gör artık..! Yokuş aşağıdır hayat... Hem de dörtnala... Dönüşü yok...

Bak, ne güç senden yana, ne zaman... Yalan mı?

Bütün kayıpların; buruşmuş bir beden ve tekleyen yorgun kalbinde saklı bir kitap artık... Her safhası ve bütün sayfaları birbirine girift, harcı bol betondan bir kitap... Açamazsın o sayfaları...

Ağır taşı ne yel kaldırır ne sel... Zorlama... Gör artık...

Beyhude umutlar çok hızlıdır... Işıktan bile... Işığa yetişebilir misin? Hayır, Öyleyse bil artık... Didinme... Direnme... Yakalayamazsın ışığı... 'Yakaladım' dediğin şey; Çölde serap, uykuda rüyadır artık...

Unutma...!

Meza ma meza dost... Önüne bak... Dönme geriye... Dedim ya...! Dönüşü yok... Sok kafana ve anla artık, Yokuş aşağıdır hayat...

HÜZÜN...
Sözlerinde 'hep hüzün var' diyor dostlar... Haklılar fakat 'Dünya fena halde yalan' diyen ben olayım; sonra da misket havasında kelam mı edeyim? 
Hem ne kötülüğünü gördük ki hüznün? 
Koparmak mümkün mü insanın özündeyse hüzün... 
Sonbaharı ayırıp; ilkbahar, yaz ve kış diyebilir misiniz mevsimlere? 
Bahar da çiçek, yazın güneş, kışın kar olsan; göremeyen, çiçekten de korkar, güneşten de, kardan da... 
Korkmayın...
Yeter ki; Rabbim keder vermesin insana... 
Yağmuru kucaklar gibi sarılın hüzne... 
Merhametin kardeşi, teyze oğludur hüzün...
Bakın, geceyi yardı geldi yanıma...

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Her insan; 
Mezarcıdır biraz…
Ölmeden kazar, 
Sevginin, saygının, 
Vefanın, vicdanının mezarını… 
Kimi; hasedinden,
Kimi; fesadından
Kimi de; çok sevdiğinden...
Kimi; birini gömer, 
kimi; tümünü…”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.