Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

SALA...

Neylersin ölüm herkesin başında… Uyudun uyanamadın olacak… Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak… Taht misali o musalla taşında... Kim bilir hangi hayallerin tezahürüydü ölüme dem vuran bu sözcükler? Şiirinin başında/Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. / Dante gibi ortasındayız ömrün…/ diyerek, kendisine 70 yıl ömür biçen şair; musalla taşına 46 yaşında geleceğini bilse; ‘Kaldı 11 yaş’ isimli bir şiir mi yazardı acaba… Ne yazarsa yazsın Cahit Sıtkı Tarancı ‘Külli nefsin zâikatü'l-mevt’, yani ‘Her nefis ölümü tadacaktır…’ Eninde ya da sonunda ama bakın ölümlere; ölümden tek kurtuluş yine ölümde…  Dostlarım öfkeli şu an, ‘yine hüzün yine ölüm, harf harf kasavet’ diyecekler biliyorum… İyi ama sabahın seherinde çiftetelli duydum da kaşık havası mı çalmadım? Tam konsantre olup çoklu ezan sesleri ümidi ile Seydişehir kokusuna açtığım penceremden kulağımı delip, ciğerime kadar ilişen sala sesinin, kalp duvarlarıma sıvanan hüznünü sıyırmak mümkün mü? Bu tarumar hal, miskete göbek mi atsaydı? Son günlerde karanlığı yırtarak gelen, sabahın köründe; neredeyse her gün duyduğum sala sesi sana göre; yaşlı bir posadan bir an önce kurtulma sesi değil de ne? Başka izahı var mı bunun, anlamak mümkün değil… Evini terk etmiş bedenin yaşlı olması mı aceleciliğini meşru kılan? Gün ağarmayacak mı o gün? Bıktın mı ebeveynden? Kahvaltıya mı geç kaldın, işine mi? Köyümde oldukça uyumlu bir mahallede yaşamanın bahtiyarıydım hep… Yardımlaşma, hoşgörü, büyüklere saygı, sevgi, hepsi vardı… Dün mahalle sakinlerimden yaşlı bir kişinin uyumsuzluğu sebebi ile ‘Bu adam bizim mahallede olmasa da olur’ derken, şimdilerde böyle düşünmenin utancını yaşıyorum… Mahalleye her girişimde aklıma düşer yaşlı, özlediğim adam… Keşke hiç böyle düşünmeseydim… Bir neslin yok oluşu ile yavanlaşan sokakların ne tadı ne tuzu, ne ruhu, ne de duası kaldı… Onları uğurlarken baştan savma, sabahın körü ile seremoniler düzenlemeyelim… Hülasası; Bu bir vasiyet değilse, salayı herkesin uyandığı saatlerde verdirelim lütfen… Severek, özleyerek bir babanın, bir annenin evladına gösterdiği ihtimamla acelesiz, sımsıcak uğurlayalım… Tecrübeyle sabit; dualarını çok arayacaksınız… Bu vesile ile genç yaşta kalp krizi geçirerek vefat eden sevgili kardeşim Mehmet Türker ve Dostum Ali Saylam ve Murat Canlı’nın babaları güzel insan Mehmet Canlı’ya Rab’bim cenneti ile muamele etsin… Yakınlarına metanet versin… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ 'İyi ki RAB'bimiz; tek sığınağımız... Ne “usandım” diyor, ne de “yine mi sen?” Hep şefkat, hep merhamet... Ya O'nun yarattığı biz..! [hb]  
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

SALA...

Neylersin ölüm herkesin başında…

Uyudun uyanamadın olacak…

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak…

Taht misali o musalla taşında...

Kim bilir hangi hayallerin tezahürüydü ölüme dem vuran bu sözcükler?

Şiirinin başında/Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. / Dante gibi ortasındayız ömrün…/ diyerek, kendisine 70 yıl ömür biçen şair; musalla taşına 46 yaşında geleceğini bilse; ‘Kaldı 11 yaş’ isimli bir şiir mi yazardı acaba…

Ne yazarsa yazsın Cahit Sıtkı Tarancı ‘Külli nefsin zâikatü'l-mevt’, yani ‘Her nefis ölümü tadacaktır…’ Eninde ya da sonunda ama bakın ölümlere; ölümden tek kurtuluş yine ölümde…

 Dostlarım öfkeli şu an, ‘yine hüzün yine ölüm, harf harf kasavet’ diyecekler biliyorum…

İyi ama sabahın seherinde çiftetelli duydum da kaşık havası mı çalmadım?

Tam konsantre olup çoklu ezan sesleri ümidi ile Seydişehir kokusuna açtığım penceremden kulağımı delip, ciğerime kadar ilişen sala sesinin, kalp duvarlarıma sıvanan hüznünü sıyırmak mümkün mü?

Bu tarumar hal, miskete göbek mi atsaydı?

Son günlerde karanlığı yırtarak gelen, sabahın köründe; neredeyse her gün duyduğum sala sesi sana göre; yaşlı bir posadan bir an önce kurtulma sesi değil de ne?

Başka izahı var mı bunun, anlamak mümkün değil…

Evini terk etmiş bedenin yaşlı olması mı aceleciliğini meşru kılan? Gün ağarmayacak mı o gün? Bıktın mı ebeveynden? Kahvaltıya mı geç kaldın, işine mi?

Köyümde oldukça uyumlu bir mahallede yaşamanın bahtiyarıydım hep… Yardımlaşma, hoşgörü, büyüklere saygı, sevgi, hepsi vardı…

Dün mahalle sakinlerimden yaşlı bir kişinin uyumsuzluğu sebebi ile ‘Bu adam bizim mahallede olmasa da olur’ derken, şimdilerde böyle düşünmenin utancını yaşıyorum… Mahalleye her girişimde aklıma düşer yaşlı, özlediğim adam

Keşke hiç böyle düşünmeseydim…

Bir neslin yok oluşu ile yavanlaşan sokakların ne tadı ne tuzu, ne ruhu, ne de duası kaldı… Onları uğurlarken baştan savma, sabahın körü ile seremoniler düzenlemeyelim…

Hülasası;

Bu bir vasiyet değilse, salayı herkesin uyandığı saatlerde verdirelim lütfen…

Severek, özleyerek bir babanın, bir annenin evladına gösterdiği ihtimamla acelesiz, sımsıcak uğurlayalım…

Tecrübeyle sabit; dualarını çok arayacaksınız…

Bu vesile ile genç yaşta kalp krizi geçirerek vefat eden sevgili kardeşim Mehmet Türker ve Dostum Ali Saylam ve Murat Canlı’nın babaları güzel insan Mehmet Canlı’ya Rab’bim cenneti ile muamele etsin… Yakınlarına metanet versin…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

'İyi ki RAB'bimiz; tek sığınağımız...

Ne “usandım” diyor, ne de “yine mi sen?”

Hep şefkat, hep merhamet...

Ya O'nun yarattığı biz..! [hb]

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.