Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

SEBEBİ SÜKUT?

Münasebet sebebi Ramazan ayı olunca muvakkat da olsa lal olmayı tercih edip üzerimde hiçte iyi durmayacak ‘susmak’ fiiline teslim ettim kendimi… Keskin dilimi törpüleyip “Küt Dil…” ismiyle sıfatlandırarak şartlandırma refleksinin etkisi ile geçsin istedim oruç ayını… Muvakkat mıdır yoksa sürekli mi? bilmiyorum ama doğrusu başardım da…  Özümde korumaya çalıştığım içi boşatılan değerler üzerine inşa edilen, yaşam tarzıma muhalif gerçeklere ket olacak satırlarımı, vebal ağırlığı ile susturup tecrit kardeşliği yaptım son günlerde… İyiymiş aslında çekilmek… Tecritle kardeş olmak… İyiymiş aslında kulağa dolan, yüreğe darbe onlarca fesattan uzak olmak... İyiymiş aslında ihtirasını yenmekten aciz birkaç makamdan, onların ilahlaştırılmış akıllarının dalkavuklarından uzak kalmak… Kaçırmışız aslında geride kalan ömrün içinde toprakla temaşayı… Ve keşke kalemsiz, kelamsız kalıp son gidişin son durağı toprağın ilahi vericiliğine teslim etseydik dünyamızı… Aslında biliyorum kendimi; ne lal olur bu dil, ne razıdır bu gönül tecride… Susmaz… Belki de; depar öncesi sükûtudur… Kim bilir? Kırılmak, küsmek, sıfır temas ve sabır… Gün ola Ramazan geçe… Hayır olsun, hayırlısı olsun deyip bütün beşeri münasebetlerin neticesi gönlüme nakarat olan ‘kayboldum kaybolan yıllar içinde’ isimli şarkının namelerinde vücut bulan güftelere takılmak lazım sanırım… Hülasası… Ağladım mı güldüm mü? Yaşadım mı öldüm mü? Bir kısa gün gibi bir ömür geçti de anlayamadım… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ " Hiçbir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir..." Albert Camus
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

SEBEBİ SÜKUT?

Münasebet sebebi Ramazan ayı olunca muvakkat da olsa lal olmayı tercih edip üzerimde hiçte iyi durmayacak ‘susmak’ fiiline teslim ettim kendimi…

Keskin dilimi törpüleyip “Küt Dil…” ismiyle sıfatlandırarak şartlandırma refleksinin etkisi ile geçsin istedim oruç ayını…

Muvakkat mıdır yoksa sürekli mi? bilmiyorum ama doğrusu başardım da… 

Özümde korumaya çalıştığım içi boşatılan değerler üzerine inşa edilen, yaşam tarzıma muhalif gerçeklere ket olacak satırlarımı, vebal ağırlığı ile susturup tecrit kardeşliği yaptım son günlerde…

İyiymiş aslında çekilmek… Tecritle kardeş olmak…

İyiymiş aslında kulağa dolan, yüreğe darbe onlarca fesattan uzak olmak...

İyiymiş aslında ihtirasını yenmekten aciz birkaç makamdan, onların ilahlaştırılmış akıllarının dalkavuklarından uzak kalmak…

Kaçırmışız aslında geride kalan ömrün içinde toprakla temaşayı…

Ve keşke kalemsiz, kelamsız kalıp son gidişin son durağı toprağın ilahi vericiliğine teslim etseydik dünyamızı…

Aslında biliyorum kendimi; ne lal olur bu dil, ne razıdır bu gönül tecride…

Susmaz…

Belki de; depar öncesi sükûtudur… Kim bilir?

Kırılmak, küsmek, sıfır temas ve sabır…

Gün ola Ramazan geçe

Hayır olsun, hayırlısı olsun deyip bütün beşeri münasebetlerin neticesi gönlüme nakarat olan ‘kayboldum kaybolan yıllar içinde’ isimli şarkının namelerinde vücut bulan güftelere takılmak lazım sanırım…

Hülasası…

Ağladım mı güldüm mü?

Yaşadım mı öldüm mü?

Bir kısa gün gibi bir ömür geçti de anlayamadım…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

" Hiçbir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir..." Albert Camus

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.