Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

SEYDİŞEHİR?DEN BİR UYUŞTURUCU GERÇEĞİ?

  Çocukların bally, liseli gençlerin; ot çektiği şikâyetini hep duydum... Çapım ölçüsünde yetkililer, öğretmen, öğrenci, pazarcı, tekel bayi, esnaf, ebeveyn ve birçok gençle konuştum… Gördüğüm manzara hiçte farkında olmadığımız uyuşturucu gerçekliğiyle dolu… İsmi bende mahfuz bir gençle, akşam yemeğini paylaştığım anlar, bu gerçeğin ispatı ve kanımın donduğu anlardı… Uyuşturucu gerçeğini, o gencin yaşadıklarını sosyal sorumluluk gereği, bütün çıplaklığı ile kendi dilinden paylaşmak istedim sizlerle… Yaşını doldurmadan babasını kaybetmiş… Liseli… 18 yaşında… Yedinci sınıfta değişen arkadaş ortamı ile kendisini uyuşturucu batağının içerisinde bulmuş... Alkol, esrar, kokain ve eroin; içmediği tatmadığı uyuşturucu kalmamış… Şimdiler de ise; kendi iradesi bu illetlerden bütünüyle kurtulan pırıl pırıl bir delikanlı… Dedi ki! “Babamı hiç görmedim. Onun yokluğu dışında önemli bir sıkıntım olmadı. Annem bizi hiçbir şeye muhtaç etmedi. Buna rağmen ilkokul 3. Sınıfın ikinci döneminde arkadaşlarıma özenerek sigara içmeye başladım. Zaman içerisinde arkadaş ortamlarım değişmeye başladı. 7’nci sınıfa geldiğimde her şeyi tatmak istiyordum. 5’li, 10’lu paketler halinde fişek diye tabir ettiğimiz uyuşturucuları önce ayda bir, sonra her hafta, her gün ve günde birkaç kez içmeye başladım. Uyuşturucuyu arkadaşlarımızla biriktirdiğimiz paralarla Seydişehir’den ve daha çok Konya’dan büyük amcalardan satın alıyorduk.  Uyuşturucusuz duramıyordum. Ailemi hiç belli etmedim. Hiç üzmedim ama yavaş yavaş moraran gözaltlarımın, zayıfladığımın farkındaydılar. Uyuşturucu bulamadığım zamanlar kriz geçiriyor, elim ayağım titriyor, gözlerim kayıyor, kendime zarar veriyordum. Bütün bunları annemin görüp üzülmemesi için kriz süresince eve gitmiyordum. Artık Seydişehir’den sıkılmaya başlamıştım. Antalya’ya gittim. Uyuşturucu çevresi ile orda da karşılaştım. Çevrem daha da genişledi. Alışkanlıklarım büyüdü artık eroin ve kokain içmeye başladım. Kazandığım bütün parayı uyuşturucuya veriyordum. Batağın tam ortasında bir kız arkadaşım oldu. Ona uyuşturucu bağımlısı olduğumu söyleyince benden uzaklaştı. Annem ve diğer yakınlarımın haberi olmasa bile kendimden utanıyordum. Yaşadığım olumsuzluklar beni yalnızlığa itiyordu. Her aynaya baktığımda kendimi ölüyormuş gibi hissetmeye başladım. Hayattan hiç zevk almıyordum. Rezil bir hayat yaşıyordum. Bir gece tek başıma dolaşırken anneme yoğunlaştığım bir an, ani bir karar vererek ilk otobüsle Seydişehir’e döndüm. Seydişehir’de uyuşturucu kullanmayanlara baktıkça onların mutluluklarını okudum. Kendimi kötü, işe yaramayan, her an ölecekmiş gibi hissetmeye başladım. Eski arkadaşlarımdan uzaklaştım. Ailemi ve sevdiğim kızı kazanmak için her şeyden vazgeçmeye karar verdim. İzbe köşelerde kimselere göstermeden uyuşturucu krizleri geçirdim. Özellikle annem üzülmesin diye çok gayret ettim. İş buldum, borçlarımızın kapanmasına yardımcı oldum. Okuluma devam etmeye başladım. Yalnızlıktan kurtulmuş yaşamaktan zevk almaya başlamıştım. Arkadaşlarım beni aralarına almaya başlamışlardı. Nefes alışverişlerim değişmeye, ciğerlerimden gelen o iğrenç koku ile uyuşturucudan daha da nefret etmeye başladım. Uyuşturucusuz bir hayat vardı ve yeni farkına varıyordum. Şimdi sadece sigara içiyorum ama ondanda kurtulacağım. Seydişehir’de küçük yaşta uyuşturucu kullanan çok kişi var. Onlara diyorum ki! Hiçbir arkadaşım başkalarına özenip, yaşadıkları olumsuzlukları uyuşturucu ile telafi etmeye çalışmasınlar. Aile, yakın ve büyüklerinden uzaklaşmasınlar. O çevrede sorunlar hadi içelim unuturuz” diyerek çözülmeye çalışılıyor. Varsa sorunlarını arkadaşları ile değil aileleri ile çözmeye çalışsınlar.” Boynu bükük başlayan, sohbet sonuna kadar başını yerden kaldırmayan ve zaman zaman hakim olamadığım gözyaşlarıma vesile bu masum genç belki de farkında olmadığımız ama yanı başımızda yaşanan, yaşayan gerçeklerden. İlçe Kaymakamı Sayın Tuncay Sonel’in “Babanız olsaydı size ne almasını isterdiniz…”  sorusuna “Babamı geri veremezsiniz. Ona sarılmak ve onun beni sıkıca kucaklamasını isterdim. Teşekkür ederim. Hiçbir şey istemiyorum.” Cevabını veren bu yiğidin yaşadığı dramı yaşayan kim bilir kaç genç var yanı başımızda… Kimimiz makamını, kimimiz eşini, evini, arabasını, parasını, malını, mülkünü ilahlaştırmışız. Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü zanneden bencilliklerimiz içerisinde meğer ne kadar da uzaklaşmışız kimsesizlerden. Seydişehir Jandarma Komutanlığı ve İlçe emniyet müdürlüğünün yaptığı başarılı operasyonlar ve takiple belini kırdığı uyuşturucu gerçeği, meğer hiçte küçümsenecek ölçülerde değilmiş… Bu vesile ile Jandarma Komutanı Mehmet Oyanık, Emniyet Müdürümüz Yahya Günay nezdinde bütün emniyet birimlerine teşekkür ediyorum…
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

SEYDİŞEHİR?DEN BİR UYUŞTURUCU GERÇEĞİ?

 

Çocukların bally, liseli gençlerin; ot çektiği şikâyetini hep duydum... Çapım ölçüsünde yetkililer, öğretmen, öğrenci, pazarcı, tekel bayi, esnaf, ebeveyn ve birçok gençle konuştum… Gördüğüm manzara hiçte farkında olmadığımız uyuşturucu gerçekliğiyle dolu…

İsmi bende mahfuz bir gençle, akşam yemeğini paylaştığım anlar, bu gerçeğin ispatı ve kanımın donduğu anlardı…

Uyuşturucu gerçeğini, o gencin yaşadıklarını sosyal sorumluluk gereği, bütün çıplaklığı ile kendi dilinden paylaşmak istedim sizlerle…

Yaşını doldurmadan babasını kaybetmiş… Liseli… 18 yaşında… Yedinci sınıfta değişen arkadaş ortamı ile kendisini uyuşturucu batağının içerisinde bulmuş... Alkol, esrar, kokain ve eroin; içmediği tatmadığı uyuşturucu kalmamış… Şimdiler de ise; kendi iradesi bu illetlerden bütünüyle kurtulan pırıl pırıl bir delikanlı…

Dedi ki!

“Babamı hiç görmedim. Onun yokluğu dışında önemli bir sıkıntım olmadı. Annem bizi hiçbir şeye muhtaç etmedi. Buna rağmen ilkokul 3. Sınıfın ikinci döneminde arkadaşlarıma özenerek sigara içmeye başladım. Zaman içerisinde arkadaş ortamlarım değişmeye başladı. 7’nci sınıfa geldiğimde her şeyi tatmak istiyordum. 5’li, 10’lu paketler halinde fişek diye tabir ettiğimiz uyuşturucuları önce ayda bir, sonra her hafta, her gün ve günde birkaç kez içmeye başladım.

Uyuşturucuyu arkadaşlarımızla biriktirdiğimiz paralarla Seydişehir’den ve daha çok Konya’dan büyük amcalardan satın alıyorduk.  Uyuşturucusuz duramıyordum. Ailemi hiç belli etmedim. Hiç üzmedim ama yavaş yavaş moraran gözaltlarımın, zayıfladığımın farkındaydılar. Uyuşturucu bulamadığım zamanlar kriz geçiriyor, elim ayağım titriyor, gözlerim kayıyor, kendime zarar veriyordum. Bütün bunları annemin görüp üzülmemesi için kriz süresince eve gitmiyordum.

Artık Seydişehir’den sıkılmaya başlamıştım. Antalya’ya gittim. Uyuşturucu çevresi ile orda da karşılaştım. Çevrem daha da genişledi. Alışkanlıklarım büyüdü artık eroin ve kokain içmeye başladım. Kazandığım bütün parayı uyuşturucuya veriyordum. Batağın tam ortasında bir kız arkadaşım oldu. Ona uyuşturucu bağımlısı olduğumu söyleyince benden uzaklaştı. Annem ve diğer yakınlarımın haberi olmasa bile kendimden utanıyordum. Yaşadığım olumsuzluklar beni yalnızlığa itiyordu. Her aynaya baktığımda kendimi ölüyormuş gibi hissetmeye başladım. Hayattan hiç zevk almıyordum. Rezil bir hayat yaşıyordum.

Bir gece tek başıma dolaşırken anneme yoğunlaştığım bir an, ani bir karar vererek ilk otobüsle Seydişehir’e döndüm. Seydişehir’de uyuşturucu kullanmayanlara baktıkça onların mutluluklarını okudum. Kendimi kötü, işe yaramayan, her an ölecekmiş gibi hissetmeye başladım. Eski arkadaşlarımdan uzaklaştım. Ailemi ve sevdiğim kızı kazanmak için her şeyden vazgeçmeye karar verdim. İzbe köşelerde kimselere göstermeden uyuşturucu krizleri geçirdim. Özellikle annem üzülmesin diye çok gayret ettim. İş buldum, borçlarımızın kapanmasına yardımcı oldum. Okuluma devam etmeye başladım.

Yalnızlıktan kurtulmuş yaşamaktan zevk almaya başlamıştım. Arkadaşlarım beni aralarına almaya başlamışlardı. Nefes alışverişlerim değişmeye, ciğerlerimden gelen o iğrenç koku ile uyuşturucudan daha da nefret etmeye başladım. Uyuşturucusuz bir hayat vardı ve yeni farkına varıyordum. Şimdi sadece sigara içiyorum ama ondanda kurtulacağım.

Seydişehir’de küçük yaşta uyuşturucu kullanan çok kişi var. Onlara diyorum ki!

Hiçbir arkadaşım başkalarına özenip, yaşadıkları olumsuzlukları uyuşturucu ile telafi etmeye çalışmasınlar. Aile, yakın ve büyüklerinden uzaklaşmasınlar. O çevrede sorunlar hadi içelim unuturuz” diyerek çözülmeye çalışılıyor. Varsa sorunlarını arkadaşları ile değil aileleri ile çözmeye çalışsınlar.”

Boynu bükük başlayan, sohbet sonuna kadar başını yerden kaldırmayan ve zaman zaman hakim olamadığım gözyaşlarıma vesile bu masum genç belki de farkında olmadığımız ama yanı başımızda yaşanan, yaşayan gerçeklerden.

İlçe Kaymakamı Sayın Tuncay Sonel’in “Babanız olsaydı size ne almasını isterdiniz…”  sorusuna “Babamı geri veremezsiniz. Ona sarılmak ve onun beni sıkıca kucaklamasını isterdim. Teşekkür ederim. Hiçbir şey istemiyorum.” Cevabını veren bu yiğidin yaşadığı dramı yaşayan kim bilir kaç genç var yanı başımızda…

Kimimiz makamını, kimimiz eşini, evini, arabasını, parasını, malını, mülkünü ilahlaştırmışız. Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü zanneden bencilliklerimiz içerisinde meğer ne kadar da uzaklaşmışız kimsesizlerden.

Seydişehir Jandarma Komutanlığı ve İlçe emniyet müdürlüğünün yaptığı başarılı operasyonlar ve takiple belini kırdığı uyuşturucu gerçeği, meğer hiçte küçümsenecek ölçülerde değilmiş…

Bu vesile ile Jandarma Komutanı Mehmet OyanıkEmniyet Müdürümüz Yahya Günay nezdinde bütün emniyet birimlerine teşekkür ediyorum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.