Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

SİYASET, LİYAKAT, KOLTUK, TAKLA VE MEB ATAMALARI?

Bilindiği üzere Milli Eğitim Temel kanunu değişti… Buna Göre; 4 yılı dolduran tüm okul idarecilerinin (Müdür, Müdür Başyardımcısı, Müdür yardımcısı) görevini yürütenlerin idarecilikleri, uzatılan görevlendirmeler de dâhil, tabiri caiz ise; 13 Haziran itibariyle resmen ve fiilen düşecek... MEB Yeni teşkilat yasası böyle diyor ancak yetiştirilmeye çalışılan yönetmeliğe konulacak geçici bir madde ile mevcut idarecilerin bazılarının 13 Hazirandan sonrada görevlerine devam etmeleri sağlanacak… Ahkâm kesip konuya dair önerilerde bulunmak niyetinde değilim ancak yerel yazıyorum dolayısı ile yerel düşünmek zorundayım… Öyleyse; bu yasa Konya’nın, öğretimde başarılı ilçesi Seydişehir’e daha da başarılı olmanın yollarını mı açar yoksa beraberinde uygulamalara bağlı başarısızlıkları mı getirir? Kendimi bu işin dışında tutup 82 okulumuzu ilgilendiren bu önemli konuya kayıtsız kalmamda söz konusu olamaz… Yasayı okudum… Doğrusu ilk intibaım; bu yasanın verimli olacağı yönünde… Aslında; 12 yıllık süreçte eğitimde ki istikrarsızlık camia mensuplarınca bilinen bir gerçek… Bu istikrarsızlık doğal olarak da beraberinde eğitimde sıfır başarıya sebep oldu… Sistem; sürekli değişen yasa, yönetmelik ve bunlara bağlı uygulamalarla deneme tahtasına dönüştürüldü… Böyle olunca da; yeni yapılan derslikler, bedava kitap ve tablet dağıtımı dışında öğretimde sıfırın üzerine ancak çıkılabildi… Fakat yeni yasanın hak, adalet liyakat kavramları dikkate alınarak uygulanması halinde istikrarsız eğitim sistemimizin verimlilik açısından 12 yıl sonra da olsa ivme kazandıracağı kanaatindeyim... Hiçbir öğretmen, idareci arkadaşımı yada ağabeyimi incitmek değil maksadım fakat yasaya olumlu bakmamın sebebini de beyan etme ihtiyacı hissediyorum… Yaşı, hizmet süresi ne olursa olsun; bileğinin hakkı ile idarecilik vasfı kazanan, görevini layığı ile yapan, yapma gayreti içinde olan ne kadar ehil yönetici varsa; O kadar da; Hasbelkader idareci olmuş… Dünya değişmiş kendisini değiştirememiş… İki yüzyıl görmüş… İdarecilik anlayışı fosilleşmiş ama hala yönetici kalmış yeniliklere kapalı, teknoloji yoksunu sadece mevzuat uygulayıcısı yöneticiler de var… Gerçek o ki! Yöneticilikten alınsa öğretmenliği de, memurluğu da deruhte edemeyecek sudan çıkmış balık gibi kalacak idareciler var… Maksadımın incitmek olmadığını söyledim ama alınan da alınsın… Yasa da bu gerçeğe göre hazırlanmış… Öyle söylendiği gibi bütün idareciler mevcut görevlerinden alınacak değil zira üzerinde çalışılan yönetmelik ile performansı iyi olmayan olumsuzluk arz eden idareciler görevlerinden alınacak iyi olanların ise devamı sağlanacak… Doğrusu; neredeyse yarım yüzyıldır bu görevde bulunanların artık nöbetlerini liyakat sahibi gençlere teslim etmesi ve ‘biz yorulduk sizler hizmete devam edin.’ demesi gerektiğini şahsen ben düşünüyorum… Gelelim bu yasanın 13 Haziran itibari ile beraberinde getirebileceği muhtemel adaletsizliklere… Kriterleri henüz belli olmayan bu atamalar İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin teklifi üzerine Valiliklerce yapılacak gibi dursa da keyfiyet, erk, siyasi irade, sendika gibi etkin güçlerin atamaların dışında kalacağını düşünmekte saf dillilik olur… Bu aslında hep böyle olmuştur yadırgamıyorum ancak liyakat sahibi olamayanlar dikte edilir ve tek kıstas bahsettiğim güçler olursa işte durum o zaman vahim… Bazı yöneticilerin siyasi ve sendikal tercihlerini değiştirdiklerini hissedilir derecede ifşa ettikleri, hem eğitim camiasından duyabiliyor hem de kendimiz gözlemliyoruz… Eğer bu yasa çıktığından beri taklalarını artık parende atanlar taklalarına göre atanacaklarsa vay bu yasanın haline… İktidar değişirse vay eğitimin haline… Vay taklacıların ahvaline… Türkiye gerçekleri ortada… Bu yasa ve hazırlanan yöneltmelik ile iki dudak arasında görevlendirmelerin yapılma olasılığı var… Seni atadım, seni görevden aldım şeklinde statüsüz tamamıyla siyasetin emrine girmiş yöneticilerle okul yönetilemez… Benim derdim teknik konulara müdahale edip ahkâm kesmek değil asla… Eğitimci değilim ancak adalet, liyakat, hak, hukuk, haksızlık gibi meselenin özüne direkt etki edecek kavramların asla göz ardı edilmemesi kanaatimi belirtmeliyim… Birincisiydi bu yazım… Eğitim camianın yasaya tepkileri ve bana ulaşan yanlarıyla değerlendirmeye devam edeceğim… Rabbim biliyor… Derdim vallahi üzüm yemek… Billahi bağcı dövmek değil… Gayrisi viz gelir tırıs gider… Düşünen ne düşünecekse düşünsün… Hülasası; Yazım DEVAM EDECEK… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Hak edilerek kazanılan az bir şey, haksız olarak çok şeyden daha iyidir…” (H.Ş.)
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

SİYASET, LİYAKAT, KOLTUK, TAKLA VE MEB ATAMALARI?

Bilindiği üzere Milli Eğitim Temel kanunu değişti…

Buna Göre; 4 yılı dolduran tüm okul idarecilerinin (Müdür, Müdür Başyardımcısı, Müdür yardımcısı) görevini yürütenlerin idarecilikleri, uzatılan görevlendirmeler de dâhil, tabiri caiz ise; 13 Haziran itibariyle resmen ve fiilen düşecek...

MEB Yeni teşkilat yasası böyle diyor ancak yetiştirilmeye çalışılan yönetmeliğe konulacak geçici bir madde ile mevcut idarecilerin bazılarının 13 Hazirandan sonrada görevlerine devam etmeleri sağlanacak…

Ahkâm kesip konuya dair önerilerde bulunmak niyetinde değilim ancak yerel yazıyorum dolayısı ile yerel düşünmek zorundayım…

Öyleyse; bu yasa Konya’nın, öğretimde başarılı ilçesi Seydişehir’e daha da başarılı olmanın yollarını mı açar yoksa beraberinde uygulamalara bağlı başarısızlıkları mı getirir?

Kendimi bu işin dışında tutup 82 okulumuzu ilgilendiren bu önemli konuya kayıtsız kalmamda söz konusu olamaz…

Yasayı okudum… Doğrusu ilk intibaım; bu yasanın verimli olacağı yönünde…

Aslında; 12 yıllık süreçte eğitimde ki istikrarsızlık camia mensuplarınca bilinen bir gerçek… Bu istikrarsızlık doğal olarak da beraberinde eğitimde sıfır başarıya sebep oldu… Sistem; sürekli değişen yasa, yönetmelik ve bunlara bağlı uygulamalarla deneme tahtasına dönüştürüldü… Böyle olunca da; yeni yapılan derslikler, bedava kitap ve tablet dağıtımı dışında öğretimde sıfırın üzerine ancak çıkılabildi…

Fakat yeni yasanın hak, adalet liyakat kavramları dikkate alınarak uygulanması halinde istikrarsız eğitim sistemimizin verimlilik açısından 12 yıl sonra da olsa ivme kazandıracağı kanaatindeyim...

Hiçbir öğretmen, idareci arkadaşımı yada ağabeyimi incitmek değil maksadım fakat yasaya olumlu bakmamın sebebini de beyan etme ihtiyacı hissediyorum…

Yaşı, hizmet süresi ne olursa olsun; bileğinin hakkı ile idarecilik vasfı kazanan, görevini layığı ile yapan, yapma gayreti içinde olan ne kadar ehil yönetici varsa; O kadar da;

Hasbelkader idareci olmuş… Dünya değişmiş kendisini değiştirememiş… İki yüzyıl görmüş… İdarecilik anlayışı fosilleşmiş ama hala yönetici kalmış yeniliklere kapalı, teknoloji yoksunu sadece mevzuat uygulayıcısı yöneticiler de var…

Gerçek o ki! Yöneticilikten alınsa öğretmenliği de, memurluğu da deruhte edemeyecek sudan çıkmış balık gibi kalacak idareciler var… Maksadımın incitmek olmadığını söyledim ama alınan da alınsın…

Yasa da bu gerçeğe göre hazırlanmış… Öyle söylendiği gibi bütün idareciler mevcut görevlerinden alınacak değil zira üzerinde çalışılan yönetmelik ile performansı iyi olmayan olumsuzluk arz eden idareciler görevlerinden alınacak iyi olanların ise devamı sağlanacak…

Doğrusu; neredeyse yarım yüzyıldır bu görevde bulunanların artık nöbetlerini liyakat sahibi gençlere teslim etmesi ve ‘biz yorulduk sizler hizmete devam edin.’ demesi gerektiğini şahsen ben düşünüyorum…

Gelelim bu yasanın 13 Haziran itibari ile beraberinde getirebileceği muhtemel adaletsizliklere…

Kriterleri henüz belli olmayan bu atamalar İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin teklifi üzerine Valiliklerce yapılacak gibi dursa da keyfiyet, erk, siyasi irade, sendika gibi etkin güçlerin atamaların dışında kalacağını düşünmekte saf dillilik olur…

Bu aslında hep böyle olmuştur yadırgamıyorum ancak liyakat sahibi olamayanlar dikte edilir ve tek kıstas bahsettiğim güçler olursa işte durum o zaman vahim…

Bazı yöneticilerin siyasi ve sendikal tercihlerini değiştirdiklerini hissedilir derecede ifşa ettikleri, hem eğitim camiasından duyabiliyor hem de kendimiz gözlemliyoruz…

Eğer bu yasa çıktığından beri taklalarını artık parende atanlar taklalarına göre atanacaklarsa vay bu yasanın haline… İktidar değişirse vay eğitimin haline… Vay taklacıların ahvaline…

Türkiye gerçekleri ortada… Bu yasa ve hazırlanan yöneltmelik ile iki dudak arasında görevlendirmelerin yapılma olasılığı var… Seni atadım, seni görevden aldım şeklinde statüsüz tamamıyla siyasetin emrine girmiş yöneticilerle okul yönetilemez…

Benim derdim teknik konulara müdahale edip ahkâm kesmek değil asla… Eğitimci değilim ancak adalet, liyakat, hak, hukuk, haksızlık gibi meselenin özüne direkt etki edecek kavramların asla göz ardı edilmemesi kanaatimi belirtmeliyim…

Birincisiydi bu yazım… Eğitim camianın yasaya tepkileri ve bana ulaşan yanlarıyla değerlendirmeye devam edeceğim…

Rabbim biliyor… Derdim vallahi üzüm yemek… Billahi bağcı dövmek değil…

Gayrisi viz gelir tırıs gider…

Düşünen ne düşünecekse düşünsün…

Hülasası;

Yazım DEVAM EDECEK…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Hak edilerek kazanılan az bir şey, haksız olarak çok şeyden daha iyidir…” (H.Ş.)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.