AK Parti Seydişehir 5. Olağan İlçe kongresi yapıldı ve tek Liste ile girilen Kongrede Mustafa Konuner yeni ilçe başkanı oldu… Yeni başkan Mustafa Konurer’i yakinen tanıyorum… Tevazusu herkesçe bilinir… Tartışmalara sebep olacak bir karakter olmayıp bu anlamda genel kabul görebilecek bir kişiliktir… Kendisine yeni yönetimi ile birlikte başarılar diliyorum… Hayırlı uğurlu olsun… Gerçek şu ki! Hiçbir parti genel merkezi taban iradesine saygı gösterip parti içi demokrasiyi işletmez… Öyleymiş gibi gösterilir ancak arka planda ayarlar çekilir ve ‘taban iradesi’ bertaraf edilip ‘atama’ iradesi neticeyi belirler… Aksini iddia eden ise ya çok saftır yada kendisini kandırır… Cumhuriyet tarihi süresince değişmeyen bu vahim gerçeği elbette değiştirebilme şansımız yok... Dolayısı ile ilçe teşkilatının mevcut durum bağlamında bile olsa şehrimizin siyasi kudretinin atisi için neler yapması gerektiğini konuşmamız tartışmamız ve hepimizin etki unsuru olması gereklidir… Öncelikli ve doğru olan yaklaşım tarzı; kişi tabanlı hesapların hemen algılanıp onları kendi hesapları içerisine hapsederek, ülkemiz, bölgemiz ve yaşadığımız şehrimizin menfaatleri üzerine hesaplar üzerinde çalışmalıyız… Herkesin malumu, 14 Haziran 2015 milletvekilliği genel seçimlerine yedi ay gibi kısa bir zaman kaldı… Seçimlerin Nisan yada Mayıs ayına çekilme ihtimalini göz önünde bulundurursak zaman daha da daralıyor… Böyle olunca da AK Parti ilçe teşkilatının bu süreç içerisinde ortaya koyacağı irade de önem kazanıyor… Efendim; yeni dönemde; Milletvekilimiz olsa mı daha iyi, olmasa mı? Şehrimizden bir milletvekilimizin olması; birçok kapıyı açan anahtar gibi görünse de geçmişte olduğu gibi aşılamayan benlik duygusu tekrar hâkim olur ve milletvekilliği önümüzdeki yıllarda da ‘ket’ unsuru olmaya devam eder mi? Şehrimizden bir milletvekilimiz olmasa; daha birlik olabilir miyiz? Acaba Meselelerimizi ilgili mercilere daha güçlü ve birlik içerisinde aktarıp daha iyi sonuçlar elde edebilir miyiz? 1994 yılında vekilimiz yoktu ve 20 bin kişi birlik olup bir haksızlığın önüne geçmiştik… İrade halkındı… Seydişehirlinindi… Daha birliktik… Daha barışçıldık… Bu iki görüşün arasında göz ardı edilmemesi ve hakim kılınması gereken ‘olmazsa olmaz’ görüş, bana göre; Seydişehir’in mutlaka bir vekilinin olması ve seçilebilecek bir sıralama için herkesin desteğinin sağlanılması yönündedir… Kaybolan birliktelik ruhunu yeniden kazandıracak, cebinde ve aklında arka planlı başkaca hesapları olmayan bir isim üzerinde durulmalı ve samimi olunmalıdır… Bu bağlamda verilecek kararda, sivil toplum kuruluşlarımızın görüş ve desteği alınmalı ve mümkünse tek isim üzerinde durulup sivil inisiyatiflerin içinde bulunduğu bir platform ile milletvekili adayı olacak isim daha güçlü konuma getirilmelidir… Ülkemiz ve bölgemiz açısından çok şanslı bir dönem içerisindeyiz… Konyalı başbakanımız ve Seydişehirli bürokratlarımızın varlığı herkesçe biliniyor… Öyleyse; herkes hesabını buna göre yapıp doğru iradeyi koyma cesaretini göstermelidir… Hülasası; İlçemizin çözüm bekleyen meseleleri, projeleri ve önümüzdeki dört yıllık yasama döneminde, sığ gelmiş sığ gidecek kötü tecrübenin esiri olmaktan kurtarılmalıdır…   AK Parti İlçe başkanı ve yönetimi seçim sürecinde taban iradesine dayalı anlayışı hâkim kılan tavır sergileyerek listenin üst sıralarında bir isim için azami gayreti göstermelidir… Seydişehir; yeni ihtiraslara, kaprislere, benliklere, bencilliklere, biat kültürüne, kavgalara, kinlere, küslüklere, beceriksizliklere, ötekileştirmelere, güçsüzlüğe, ben olmazsam olmazlara, kötü tecrübeye, Ali Cengiz oyunlarına, arka planlara, cep hesaplarına, yazık olacak yıllara teslim edilmemelidir… Buna kimsenin hakkı yok… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir… Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı…” (Elie Wiesel)