Kış mevsimi pek çetin geçti… İlçe merkezinde toplam kar kalınlığı 2,5 metreye ulaşırken, tene değen soğuk değil, zemherinin ta kendisiydi sanki… Donduk… Ve 20 Şubatta Cemre düştü havaya… 27 Şubatta suya, nasipse; 6 Martta toprağa… Sonrası; hem soğuklara hem de kar yığınlarına veda… Yolumuz belimiz açılıyor ama ilçemizin kronik hale gelmiş trafik keşmekeşliği, kar yükünden daha tehlikeli ve zararlı maalesef… Baharın ucu ile artık herkes hususi araçlarını çıkartıp karmaşanın bir parçası haline gelecek… Bu tehlike kış mevsimi normallerinin üzerine çıkarken başta Kaim-i Makam, Şehrül Emin, kural koyucu trafik komisyonu ve diğer ilgililer bu önemli konuya dair mutlaka kararlar alacaklar… Otopark öncelikli olmak üzere, trafiğin normal seyrine dair yeni düzenlemeler yapıp tedbirler alacaklar… Bu onların sorumluluğu… Her şey zaten kanunlarla sabittir… Trafik kurallarından tutun uygulamalarına kadar… Yani ilçemizde ve ülkemizde ki trafik keşmekeşliğin birincil sebebi ne uygulamacılar ne kurallardır… Artan araç sayısı, eğitimsizlik ve en önemlisi saygısızlık bu sorunun bence temel kaynağıdır…  Aracı ile şehir içi trafikte seyreden hepimizin ortak kaygısıdır aslında Şehir içi trafiği… Neler dökülür dilimizden, kural koyucu ve uygulayıcılardan başlayıp trafiği aksatan bayan sürücülere, yanlış parkeden ötekilere veryansın eder hiç kendi saygısızlıklarımızın, kural tanımazlığımızın farkına varmayız… Suçlu hep polis, hep jandarma… 10 araçtan neredeyse 5’i sinyal vermeden dönüş yapar, yol kenarlarına parkta pervasızız zimmetli arazimiz sanki, korna sesi, sağlayan, çift araç parkı, işyerimizin önü sanki babamızın tarlası, klakson bağırtıları, yol ortasında muhabbet daha neler neler… Hele kavşaklar… Ne gariptir ki kavşağa giren araçlar yol üstünlüğüne sahipken; ilçemizdeki uygulama tam tersi… Kavşaktaki araçlar ana yol üzerinde seyreden araçlara yol verip aksamalara ve ölümlü kazalara sebep olabiliyor… Yakın zamanda Otogar kavşağında yaşanan son kaza böylesi ters bir trafik anlayışının eseri… Neticesi 6 ağır yaralı… Her araç başına bir polis mümkün değil madem, her araç sürücüsü; kendi polisi, kendi kuralı, uygulayıcısı, saygılı ve saygın bir sürücü olabilir… Kahire caddelerinde deve, eşek, öküz, seyyar satıcı, sağından, solundan vurulmamış hasarsız bir araç görmemiş ve ‘güzel ülkem’ demiştim ancak itiraf edeyim hiçte medeni değiliz bu anlamda… Tek fark yollarımızda deve olmayışı ve hasarsız modelli araçlarımız… Sprint atan gençler, eksoz uğultusu ve korna bağırtıları, yüksek seste müzik, şehir içinde sürat, park ihlali vesaire, vesaire, vesaire… Bahar ayı ile birlikte trafikte artacak araç sayısı ve yoğunluğu bütün bu olumsuzlukları ikiye katlayarak muhtemel ölümlü kazalara davetiye çıkartıyor… Hiç kendimizi yenilemeyip, zabıtaya, polise ve diğer uygulayıcılara faturayı kesip her ölümlü kazanın bir parçası olduğumuzu unutmamalıyız… Direksiyon başında efeliklerimiz ise meşhur… Hay mübarek suç sende aslında ne celalleniyorsun… Hülasası; Bütün bunlar çok kolay aslında… Eğitim, saygı, denetim eksenli bireysel ve kurumsal değişim… Saygı, saygı, saygı, saygı... GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ ‘Herkes evinin önünü süpürürse sokaklar temiz olur…’ Konfüçyus