Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

THE İMAMM?

“İmam Dediğin Böyle Olmalı…” Başlığı altında ahkâm kesen bir makale yazılabilir mi? Pek ala yazılabilir ancak; Türk filmlerinde din adamlarını yıllarca sahtekâr, menfaatçi, yobaz, hilebaz, şehvet düşkünü, muskacı ve üfürükçü gibi gösterenlerin, hedefinin din düşmanlığı olduğunu, imamlık yapmış bir babanın evladı olarak çok iyi bilirim… Hülya Koçyiğit’in Başrolünü oynadığı ‘Vurun Kahpeye’ filmin de öğretmenin yalvarmalarına aldırmadan ‘öldürün’ diye bağıran sadist imam tiplemesi siyah- beyaz televizyonla büyümüş kuşağın insanı olarak hala hafızamda… Dini alenen eleştiremeyenlerin, bunu yapabilmek için şablon olarak imamları kullandıklarına inanırım… Dolayısı ile haddimi aşıp, genelleyici bir üslup kullanarak bu değirmene asla su taşımam fakat bu gerçekler haddini aşan bir imamın hadsizliğini yazmamada asla engel olamaz; Efendim, Okuyucularımdan yüzlerce tebrik aldığım “CENAZE-İMAM, VAAZ-ANONS…” başlıklı yazımda kurban bayramında cenaze namazını kıldırmak için imam bulamayan değirmenci sakinlerinin feryadına tercüman olmuştum… Kendisine ait Facebook sayfasında işini ‘diyanet'te The IMam’ olarak tanımlayan sendikacı bir imam belli ki çok sinirlenmiş… Sol omzu hafif aşağıda, yanındaki imam arkadaşı tebessümle selamımı alırken,  ‘The IMam’ Kurtlar vadisi endamında rajon keserek geçiyordu yanımdan… Bakışlar sert ‘kodummu oturturum modunda…’ Yanındaki arkadaşı tebessümle eleştirisini beyan ederken ‘The IMam’ yazımda bütün imamları hedef aldığımdan beyanla; sendikal makam hırsı, güya korumacı, tehditkâr, bağıran, terbiye sınırlarını zorlayan, sokak ağzı üslubunu uyarılarıma rağmen bırakmıyordu… ‘“imam cenaze yıkamak zorunda değil. Yıkamıyorum kardeşim. Hadi yıkatsınlar da görelim. Nereye şikâyet edeceklerse etsinler…” diye rest çekerken bu resti kime çektiğini anlayamadım zira Değirmenci sakinleri cenazelerini kendileri yıkamış aradıkları ise; cenaze namazını kıldıracak yani son görevi yapacak imamdı… Kaldı ki! Yazımda da imam cenazeyi yıkamamış diye bir iddia asla yok… Defalarca “Konu bu değil ancak; cenaze yıkamak imamın asli görevi değildir fakat imam sadece hatipliği ile değil hal dili ve örnek davranışları ile İslamı tebliğ eder ve buda bir tebliğdir…” dememe rağmen konuyu aslından saptırıp “yıkamıyorum kardeşim” nakaratını tekrarladı durdu… Öğrendim ki hocam sendikacıymış… Üslubu havsalama sığdıramıyordum… Ve düşündüm ki bu tavır namaz aralarında taraftarlara anlatılacak kahramanlık hikâyesinin senaryo hazırlığıydı… Sendikacılık işveren ile çalışan arasında uyumu sağlayarak iş verimini artırmayı amaçlayan bir kurumdur… Bu kurumun diğer ve en önemli ayağı da halktır… Keşke yöntem rajon kesmek değil de; cenaze namazına imam bulamayan Değirmenci mahallesi sakinine baş sağlığı için gidilip gönül alma şeklinde olaydı… Hülasası; Sendikacı hocanın bu tavrı meselenin özünden tamamen uzaktır… Bu üslup ve tavır dışında kalan bütün imam Hatip ve müezzin arkadaşlarımı tenzih ederek kurduğum cümlelerin kalbimdeki çıkışına Rabbim şahittir… GÜNÜN SÖZÜ, YAZININ ÖZÜ “Olayı tatlıya bağlayalım: Hepimiz öleceğiz…” (İbrahim Tenekeci)
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

THE İMAMM?

“İmam Dediğin Böyle Olmalı…” Başlığı altında ahkâm kesen bir makale yazılabilir mi?

Pek ala yazılabilir ancak; Türk filmlerinde din adamlarını yıllarca sahtekâr, menfaatçi, yobaz, hilebaz, şehvet düşkünü, muskacı ve üfürükçü gibi gösterenlerin, hedefinin din düşmanlığı olduğunu, imamlık yapmış bir babanın evladı olarak çok iyi bilirim…

Hülya Koçyiğit’in Başrolünü oynadığı ‘Vurun Kahpeye’ filmin de öğretmenin yalvarmalarına aldırmadan ‘öldürün’ diye bağıran sadist imam tiplemesi siyah- beyaz televizyonla büyümüş kuşağın insanı olarak hala hafızamda…

Dini alenen eleştiremeyenlerin, bunu yapabilmek için şablon olarak imamları kullandıklarına inanırım… Dolayısı ile haddimi aşıp, genelleyici bir üslup kullanarak bu değirmene asla su taşımam fakat bu gerçekler haddini aşan bir imamın hadsizliğini yazmamada asla engel olamaz;

Efendim, Okuyucularımdan yüzlerce tebrik aldığım “CENAZE-İMAM, VAAZ-ANONS…” başlıklı yazımda kurban bayramında cenaze namazını kıldırmak için imam bulamayan değirmenci sakinlerinin feryadına tercüman olmuştum…

Kendisine ait Facebook sayfasında işini ‘diyanet'te The IMam’ olarak tanımlayan sendikacı bir imam belli ki çok sinirlenmiş… Sol omzu hafif aşağıda, yanındaki imam arkadaşı tebessümle selamımı alırken,  ‘The IMam’ Kurtlar vadisi endamında rajon keserek geçiyordu yanımdan… Bakışlar sert ‘kodummu oturturum modunda…’

Yanındaki arkadaşı tebessümle eleştirisini beyan ederken ‘The IMam’ yazımda bütün imamları hedef aldığımdan beyanla; sendikal makam hırsı, güya korumacı, tehditkâr, bağıran, terbiye sınırlarını zorlayan, sokak ağzı üslubunu uyarılarıma rağmen bırakmıyordu…

“imam cenaze yıkamak zorunda değil. Yıkamıyorum kardeşim. Hadi yıkatsınlar da görelim. Nereye şikâyet edeceklerse etsinler…” diye rest çekerken bu resti kime çektiğini anlayamadım zira Değirmenci sakinleri cenazelerini kendileri yıkamış aradıkları ise; cenaze namazını kıldıracak yani son görevi yapacak imamdı… Kaldı ki! Yazımda da imam cenazeyi yıkamamış diye bir iddia asla yok…

Defalarca “Konu bu değil ancak; cenaze yıkamak imamın asli görevi değildir fakat imam sadece hatipliği ile değil hal dili ve örnek davranışları ile İslamı tebliğ eder ve buda bir tebliğdir…” dememe rağmen konuyu aslından saptırıp “yıkamıyorum kardeşim” nakaratını tekrarladı durdu…

Öğrendim ki hocam sendikacıymış… Üslubu havsalama sığdıramıyordum… Ve düşündüm ki bu tavır namaz aralarında taraftarlara anlatılacak kahramanlık hikâyesinin senaryo hazırlığıydı…

Sendikacılık işveren ile çalışan arasında uyumu sağlayarak iş verimini artırmayı amaçlayan bir kurumdur… Bu kurumun diğer ve en önemli ayağı da halktır…

Keşke yöntem rajon kesmek değil de; cenaze namazına imam bulamayan Değirmenci mahallesi sakinine baş sağlığı için gidilip gönül alma şeklinde olaydı…

Hülasası;

Sendikacı hocanın bu tavrı meselenin özünden tamamen uzaktır… Bu üslup ve tavır dışında kalan bütün imam Hatip ve müezzin arkadaşlarımı tenzih ederek kurduğum cümlelerin kalbimdeki çıkışına Rabbim şahittir…

GÜNÜN SÖZÜ, YAZININ ÖZÜ

“Olayı tatlıya bağlayalım: Hepimiz öleceğiz…” (İbrahim Tenekeci)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.