Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

TİCARET ODASI SEÇİMİ VE MAVİ RENK?

Geçtiğimiz gün önemli bir seçim vardı… Seydişehir Ticaret Odası seçimleri… Doğrusu dört yılda bir yapılan oda seçimlerini ilk kez bu kadar sessiz, renksiz, sönük ve rakipsiz gördüm… Salonda; sandık yetkilileri, meslek guruplarının aday meclis üyeleri, kutlama çiçekleri ve oy kullanmaya gelen tek tük üyenin dışında kimsecikler yoktu… Göze çarpan en yoğun kalabalığı, Belediye düğün salonundaki bomboş ve masmavi davetli koltukları oluşturuyordu… Etkilenmeli miydim bilmiyorum ama çok etkilendim… Aklıma ilk gelen şey; hep baktığımız ama görmediğimiz, bireylerin değişen yaşamsal gerçekleri ve artık her katmanda rastlanan toplumsal duyarsızlıktı… İlçemizin geleceğine dair karar mekanizmalarının en önemli sivil organlarından olan oda seçimleri boş vermişliğimizin tezahürü gibiydi… “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” Yada “pişmiş aşım ağrımaz başım” gibi ucube deyimlerin yaşam içerisinde ki acımasız asimilasyonu meğer ne kadar da etkili olmuş… Hâlbuki! Duyarlı gibiyiz… Her konudan haberdar, her meseleye hâkim gibi… Hâlbuki! Görünen her şey, her olay eni boyu tartışılıyor gibi… Kamu, belediye, siyaset, ticaret, Ahmet, Mehmet, din, iman, fizik, kimya,namus, mamus, terör, Avrupa birliği vesaire… Hâlbuki! Aşırı duyarlılıklarımızdan kaynaklı böylesine önemli konuları tartışırken oluşan ve neredeyse şehrin yarısını aşan küslüklerimiz var bizim… Meselelerimizle hemdert, böylesine sorumluluk yüklü memleket çocuklarımız var bizim… Hâlbuki! Ticaret odasına üye 600’ü aşan esnafımız, şirketimiz var bizim… Bir önceki seçimde oda binasını doldurup taşan, meslek guruplarımızın pek duyarlı temsilcileri vardı bizim… Öyleyse doldurulmalıydı bu salon…  Doldurulmadıysa sadece bakılan ama görülmeyen bir sıkıntı var demektir… Fakat yüzlerce üyeden 50’ye varmayan katılımın vereceği negatif sinerjinin ilçeye olumsuz yansıyacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın… Aslında insanlar hep aynı… Değişmedi… Görünen gerçek; ortak çıkarları, hayatı sorgulamayı unutanların artık çoğunlukta olduğu… Sorgulayanlarınsa suçlanır hale geldiği… Üzüldüm boş salona ve duyarsızlığa ancak unutmamalıydım ki! Artık gözlerimizin önünde cereyan eden hadiselere, ne kardeşlik, ne akrabalık, ne komşuluk, ne de dindaşlık hatırına el uzatmıyoruz… Sanki vicdanlarımıza narkoz verilmiş, duygularımıza neşter çekilmiş de birbirimizi fark edemez olmuşuz… Hal böyleyken salonun dolmasını beklemek niye! Bu vesile ile Salondaki bomboş yüzlerce mavi koltuktan bari bir mana çıkarabilmek adına mavi rengin psikolojik anlamlarını inceledim… Kaynaklar mavi renk için yalnızlığa, üzüntüye, depresyona işaret edip, en iştah kapatıcı renk olarak gösterse de; Çoğu kaynakta; Mavi rengin insanı düşünceler içine dalmasına sebep olacağının yanı sıra sinir sistemlerini rahatlattığından da bahseder… Sanırım bu makalenin yumuşak başlayıp mavi rengin psikolojik etkisi ile sonuçlanmasında en büyük etki de mavi koltukların sinir sistemlerime olumlu etkisindendi… Hem ilçemize hem de “güven tazeleyen” başkan Cemal Küçük’e hayırlı olsun demekten başka… Ne diyebilirim ki!
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

TİCARET ODASI SEÇİMİ VE MAVİ RENK?

Geçtiğimiz gün önemli bir seçim vardı… Seydişehir Ticaret Odası seçimleri…

Doğrusu dört yılda bir yapılan oda seçimlerini ilk kez bu kadar sessiz, renksiz, sönük ve rakipsiz gördüm…

Salonda; sandık yetkilileri, meslek guruplarının aday meclis üyeleri, kutlama çiçekleri ve oy kullanmaya gelen tek tük üyenin dışında kimsecikler yoktu…

Göze çarpan en yoğun kalabalığı, Belediye düğün salonundaki bomboş ve masmavi davetli koltukları oluşturuyordu…

Etkilenmeli miydim bilmiyorum ama çok etkilendim…

Aklıma ilk gelen şey; hep baktığımız ama görmediğimiz, bireylerin değişen yaşamsal gerçekleri ve artık her katmanda rastlanan toplumsal duyarsızlıktı…

İlçemizin geleceğine dair karar mekanizmalarının en önemli sivil organlarından olan oda seçimleri boş vermişliğimizin tezahürü gibiydi…

“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” Yada “pişmiş aşım ağrımaz başım” gibi ucube deyimlerin yaşam içerisinde ki acımasız asimilasyonu meğer ne kadar da etkili olmuş…

Hâlbuki! Duyarlı gibiyiz… Her konudan haberdar, her meseleye hâkim gibi…

Hâlbuki! Görünen her şey, her olay eni boyu tartışılıyor gibi… Kamu, belediye, siyaset, ticaret, Ahmet, Mehmet, din, iman, fizik, kimya,namus, mamus, terör, Avrupa birliği vesaire…

Hâlbuki! Aşırı duyarlılıklarımızdan kaynaklı böylesine önemli konuları tartışırken oluşan ve neredeyse şehrin yarısını aşan küslüklerimiz var bizim… Meselelerimizle hemdert, böylesine sorumluluk yüklü memleket çocuklarımız var bizim…

Hâlbuki! Ticaret odasına üye 600’ü aşan esnafımız, şirketimiz var bizim… Bir önceki seçimde oda binasını doldurup taşan, meslek guruplarımızın pek duyarlı temsilcileri vardı bizim…

Öyleyse doldurulmalıydı bu salon…  Doldurulmadıysa sadece bakılan ama görülmeyen bir sıkıntı var demektir… Fakat yüzlerce üyeden 50’ye varmayan katılımın vereceği negatif sinerjinin ilçeye olumsuz yansıyacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın…

Aslında insanlar hep aynı… Değişmedi… Görünen gerçek; ortak çıkarları, hayatı sorgulamayı unutanların artık çoğunlukta olduğu… Sorgulayanlarınsa suçlanır hale geldiği…

Üzüldüm boş salona ve duyarsızlığa ancak unutmamalıydım ki!

Artık gözlerimizin önünde cereyan eden hadiselere, ne kardeşlik, ne akrabalık, ne komşuluk, ne de dindaşlık hatırına el uzatmıyoruz… Sanki vicdanlarımıza narkoz verilmiş, duygularımıza neşter çekilmiş de birbirimizi fark edemez olmuşuz… Hal böyleyken salonun dolmasını beklemek niye!

Bu vesile ile Salondaki bomboş yüzlerce mavi koltuktan bari bir mana çıkarabilmek adına mavi rengin psikolojik anlamlarını inceledim…

Kaynaklar mavi renk için yalnızlığa, üzüntüye, depresyona işaret edip, en iştah kapatıcı renk olarak gösterse de;

Çoğu kaynakta; Mavi rengin insanı düşünceler içine dalmasına sebep olacağının yanı sıra sinir sistemlerini rahatlattığından da bahseder…

Sanırım bu makalenin yumuşak başlayıp mavi rengin psikolojik etkisi ile sonuçlanmasında en büyük etki de mavi koltukların sinir sistemlerime olumlu etkisindendi…

Hem ilçemize hem de “güven tazeleyen” başkan Cemal Küçük’e hayırlı olsun demekten başka…

Ne diyebilirim ki!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.