Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

TOPLUMSAL FELAKET?

Bazen hiçbir işim olmadığı halde hastanenin acil servisini mesken tutarım… Acil koridorun hengâmesine tanık olup, akşamın ilerleyen saatlerinde evimden dışarıda yaşananlara şahit olma adına eşimle, yada bir arkadaşımla bir köşesinde otururum… Birkaç kez de polis ve jandarma koridorlarında bihaber olduğumuz hayatların, olayların varlığına şahit olmak için bulundum… Rabbim sorumluluk duygusu, merhamet, adalet, vicdan gibi hasletleri eksik etmemiş ne aklımdan, ne dilimden nede yüreğimden… Hamdolsun, şükürler olsun… Nefret ettiğim “Banane” kelimesini ne nefsim, nede çıkarlarım için asla ve asla dilime almamanın uğrattığı zararları bile bile bundan böylede kullanmama gayretinde olacağım inşallah… Yazılarımda yerel konuların dışına çıkmama, haddimi bilme prensibime bu yazımda ara vermek istedim zira dünya meşakkatinin esiri olmuş benliklerimiz gözlerimizi, gönüllerimizi öylesine kör etmiş ki… Dışımızdaki hayatların, dramların, mecburiyetlerin, yalanın, güvensizliğin, şerefsizliğin, çakallığın, ar uğruna lal olmaların belki de dibimizdeki insanlarda yarattığı travmalardan habersiziz… Dışımızda ki hayatları dinledikçe, duydukça hücrelerimin tümünün iflasına, aklımın firarına sebep olacak sanki… Kötü ve iyi kavramları bireysel ve toplumsal ilişkilerde adeta girift olmuş, anlamları eşitlenmiş sanki… Kimin eli kimin cebinde belli değil… Kim haklı kim haksız belli değil… Sesi yüksek olan haklı, pusan suçlu… Alacaklının borçlu, borçlunun alacaklı, şerefsizin şerefli edasında iz attığı kaldırımlardayız hepimiz… Bencillikleri; beden ve yüreklerine zamk olmuş, edepsizlikleri kanıksanmış tükürülesi insan müsvettelerinin sayısı gittikçe artarken “Hakkı, bu sözleri kime sarfediyor, kimden bahsediyor?” basitliğine düşmesin kimse lütfen… Etrafımıza baktığımız an bihaber olduğumuz onlarca yaşam var ki… İçinde; biçare bir ihtiyaçlıdan tutun, alçaklığı tavan yapmış hayat ve aktörleri görmek çok mümkün… Bakmasını iyi bilip görmeyi akıl edemeyen yürek körlüklerimizle, ahir zamana tırıs tırısa koşuyoruz sanki hepimiz… İzlemediğim dizilerin göz ucu ile yansıyan konularının gerçek hayatta olup olmadığını iç dünyamda sorgularken gerçek hayatta duyduklarım, gördüklerim dizilerde yaşanan edep yoksunu aile içi sapıklıklar on katı yaşanıyor ama herkes üç maymunu oynuyor vesselam… Sokaklar aynı, evler aynı, işyeri aynı, toplum aynı… Kimse kimseyi sevmiyor… Hatta nefret ediyor… Herkes ama herkes birbiri hakkında dedikodu yapıyor… Herkes ama herkes, duymuyor, görmüyor, konuşmuyor… Hülasası; Kimi eşini, kimi bencilliğini, kimi parasını, kimi mevkisini, nefsini, arabasını, evini, tarlasını sahip olduğu dünyalıklarını ilah edinmiş etrafında yaşananlardan habersiz, kendi elleri ile oluşturdukları ilahları ile oyalanıp duruyorlar… Göstermelik, üstün görünme, imtiyazlı olma, bananecilik almış insanın, insanlığın başını gidiyor… Rabbim hayır getire… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ Kimi dostlar köşe yazılarıma atfen;  “Dilin çok sivri…” diyorlar… " Benim dilim çok sivri değil.. Bazılarının karakteri çok eğri…"  [hb]          
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

TOPLUMSAL FELAKET?

Bazen hiçbir işim olmadığı halde hastanenin acil servisini mesken tutarım…

Acil koridorun hengâmesine tanık olup, akşamın ilerleyen saatlerinde evimden dışarıda yaşananlara şahit olma adına eşimle, yada bir arkadaşımla bir köşesinde otururum…

Birkaç kez de polis ve jandarma koridorlarında bihaber olduğumuz hayatların, olayların varlığına şahit olmak için bulundum…

Rabbim sorumluluk duygusu, merhamet, adalet, vicdan gibi hasletleri eksik etmemiş ne aklımdan, ne dilimden nede yüreğimden… Hamdolsun, şükürler olsun…

Nefret ettiğim “Banane” kelimesini ne nefsim, nede çıkarlarım için asla ve asla dilime almamanın uğrattığı zararları bile bile bundan böylede kullanmama gayretinde olacağım inşallah…

Yazılarımda yerel konuların dışına çıkmama, haddimi bilme prensibime bu yazımda ara vermek istedim zira dünya meşakkatinin esiri olmuş benliklerimiz gözlerimizi, gönüllerimizi öylesine kör etmiş ki…

Dışımızdaki hayatların, dramların, mecburiyetlerin, yalanın, güvensizliğin, şerefsizliğin, çakallığın, ar uğruna lal olmaların belki de dibimizdeki insanlarda yarattığı travmalardan habersiziz…

Dışımızda ki hayatları dinledikçe, duydukça hücrelerimin tümünün iflasına, aklımın firarına sebep olacak sanki…

Kötü ve iyi kavramları bireysel ve toplumsal ilişkilerde adeta girift olmuş, anlamları eşitlenmiş sanki…

Kimin eli kimin cebinde belli değil… Kim haklı kim haksız belli değil… Sesi yüksek olan haklı, pusan suçlu…

Alacaklının borçlu, borçlunun alacaklı, şerefsizin şerefli edasında iz attığı kaldırımlardayız hepimiz…

Bencillikleri; beden ve yüreklerine zamk olmuş, edepsizlikleri kanıksanmış tükürülesi insan müsvettelerinin sayısı gittikçe artarken “Hakkı, bu sözleri kime sarfediyor, kimden bahsediyor?” basitliğine düşmesin kimse lütfen…

Etrafımıza baktığımız an bihaber olduğumuz onlarca yaşam var ki…

İçinde; biçare bir ihtiyaçlıdan tutun, alçaklığı tavan yapmış hayat ve aktörleri görmek çok mümkün…

Bakmasını iyi bilip görmeyi akıl edemeyen yürek körlüklerimizle, ahir zamana tırıs tırısa koşuyoruz sanki hepimiz…

İzlemediğim dizilerin göz ucu ile yansıyan konularının gerçek hayatta olup olmadığını iç dünyamda sorgularken gerçek hayatta duyduklarım, gördüklerim dizilerde yaşanan edep yoksunu aile içi sapıklıklar on katı yaşanıyor ama herkes üç maymunu oynuyor vesselam…

Sokaklar aynı, evler aynı, işyeri aynı, toplum aynı…

Kimse kimseyi sevmiyor… Hatta nefret ediyor… Herkes ama herkes birbiri hakkında dedikodu yapıyor…

Herkes ama herkes, duymuyor, görmüyor, konuşmuyor…

Hülasası;

Kimi eşini, kimi bencilliğini, kimi parasını, kimi mevkisini, nefsini, arabasını, evini, tarlasını sahip olduğu dünyalıklarını ilah edinmiş etrafında yaşananlardan habersiz, kendi elleri ile oluşturdukları ilahları ile oyalanıp duruyorlar…

Göstermelik, üstün görünme, imtiyazlı olma, bananecilik almış insanın, insanlığın başını gidiyor…

Rabbim hayır getire…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

Kimi dostlar köşe yazılarıma atfen;

 “Dilin çok sivri…” diyorlar…
" Benim dilim çok sivri değil.. Bazılarının karakteri çok eğri…"

 [hb]

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.