İlçemiz caddeleri trafik yükünü kaldırmakta zorlanmaya başladı… İlçe genelinde 25 bine ulaşan motorlu araç sayısına Manavgat ve Alanya civarından gelen yaz mevsimi misafirlerimizin araçları da eklenince caddelerimiz soluk alamaz hale geldi… Özellikle Uludağ caddesinde günün her saati tıkanmalara ve aralıksız park edilmiş araçların keşmekeşliğinin faturasını esnaf ve seyir halindeki sürücüler ödüyorlar… Sıklıkla yaşanan yaralamalı ve hasar kayıplı trafik kazaları ise her an beklenir durumda… Cadde kenarlarına çift araçla park edilme sebeplerinden diğeri ise 2 yıl içerisinde mantar gibi çoğalan bankalar… Her bankanın önü ve yakın alanı onlarca arabanın park alanı olarak kullanılıyor.. Otopark alanlarının bulunmaması, sürücülerimizin neredeyse abdest mahalline bile araçlarıyla gitmeyi tercih etmeleri, araçları ana caddeye park etme hastalığı gibi caddeleri daraltan sürücülerin seyir halinde iken bu durumdan şikâyet etmeleri ise işin komedi yanı… Sayıları 15-20’yi geçmeyen serseri görüntülü sürücülerin sürat ve sonuna kadar açık müzik sesi ile etrafa verdikleri kirlilik ise ayrı bir sorun… Bütün bu keşmekeşliğin çözümü üzerine yetkililer mutlaka çözüm üretme gayreti içerisindedirler zira şehir içersindeki trafik kazarlı geçtiğimiz yıllara oranla daha da arttı… Yanı sıra ölümlü kazalarda vuku bulmaya başladı… Bu önemli sorunun bazı caddelerimizde ücretli otopark sisteminin başlatılmasıyla çözümleneceği kanaatindeyim… Komşumuz Beyşehir, Ilgın ve çoğu ilçede başlatılan ve ana caddelere nefes aldıran bu sistemin Seydişehir’de uygulanması sorunu önemli ölçüde çözecektir… Bu uygulama beraberinde çeşitli tartışmaları da beraberinde getirecektir ancak artık kaçınılmaz hale gelmiştir… Caddeler araba yığını haline gelmiştir… Yerel yetkililerin bu konuda karar vermelerinin güçlüğünü, bunun gibi nice sorunun ucuz siyasete mahkûm kaldığını biliyorum ama bu uygulama artık kaçınılmaz hale gelmiştir… Caddelerde başlatılacak ücretli otopark sistemi trafiğe nefes alma imkânı ile birlikte sürücülerin bu sebeple araçlarını evlerinin önünden çıkarmamalarını, bu yolla tasarrufa yönelmelerine de vesile olacaktır… Hiç olmazsa tartışalım… Hülasası; Malum konu sadece ve sadece böyle bir yöntemin tartışılıp uygulanması ile çözüme kavuşur kanaatindeyim zira şehir içerisinde umumi otopark yapacak ne alanımız var nede paramız… Not: 08.09.2011 tarihli köşe yazımın güncellemesidir… KAŞINAN MÜDÜR… Tavsiyemdir… Sen!! Yatırım fonu, bütçe açığı, mudi, tarım, ipotek, para, transfer, çarpraz kur, dalgalı döviz kuru, enflasyon, leasing, çiftçi, çek, bono, borsa, faiz, tahvil, döviz, emisyon, parite, hayvancılık, temlik, teminat gibi terimlerin dışına çıkma… Para yönetimi çok bildiğim bir alan değil dolayısı ile aklıma gelen terimleri yazdım ama iyi yaptığıma inandığım bir şey var… Köşemin hakkını veririm… Müdürlüğünün alanı dışındaki vadeli vadesiz hesaplara müdahil olma… “Tırnağın varsa başını kaşı…” GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ Kaşınan müdür kısmına atfen; “Göğe direk, denize kapak olmaz…” Anonim