Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

VEKİLLİ VEKİLSİZ DÖNEM

13 yılın ardından yaklaşık altı aydan bu yana mecliste ilçemizden milletvekili yok… Bu cümlenin çoğunluk itibari ile “vardı da ne oldu?” gibi bir soru ile cevaplandırılacağından eminim ancak tek tük te olsa “hiç yoktan iyiydi…” diyenler de yok değil… Bu konuda geçmiş 13 yıllık dönemde, dönemlerin milletvekili Harun Tüfekçi’nin imtiyazlı hizmetler şöyle bir kenara dursun rutin devlet hizmetlerindeki olumlu ama daha çok rolleri üzerine çok yazdım… Söz ve tarih verilmiş, Toki marifeti ile inşa edilen ek Devlet hastanesinin diğer ilçelerde yıllar önce bitirilmiş olmasına rağmen bizde hala bitirilmemiş olması gibi sayabileceğimiz sözü verilmiş hizmetlerden sadece bir tanesi… Konya-Seydişehir duble yolunun bir türlü bitirilememesi, ‘sen yaptın ben yaptım’ kavgasına heder edilen okul kavgaları, bizzat Harun Tüfekçi tarafından müjdesi verilen Sağlık Bilimleri Fakültesi ve kuruluşu 1996 yılında tamamlanmış Sağlık hizmetleri Meslek Yüksek okulunun muamma olarak kalması ilave edilebilecek gecikme ve bitirilememiş hizmetler olarak sıralanabilir… Ayrıca geçmişte yaşanan Kai-mi makam, Şehr-ül emin küslüklerinde payitaht temsilcimizin dahli ve etkileri üzerine çok yazdım… Diğer dargınlıkların, bireysel girişimcilerin önüne ket vurulan hizmetleri ve kayıpları üzerine çok kelamlar ettim… Dolayısı ile milletvekilimizin varlığı ve yokluğu hususunda görüş beyan etmekten kaçınacağım ve… Vekilimiz yokta ne oldu? İlçemize getirilmesi muhtemel hizmetler durdu mu? Aksayan yanları var mıdır? Yada daha mı iyi oldu? Başkentten hizmet sağlayan siyasetçiler ve diğer erbap daha rahat hareket edip yaptırımcı, yatırımcı makamlara daha rahat, korkusuz, engelsiz ulaşabiliyor mu? Gibi soruların cevaplarını, 13 yıllık vekilli ve geçtiğimiz altı aylık vekilsiz dönemin tahlilini, hakkımı saklı tutarak farkındalık oluşturmak amacı ile kurduğum bu cümlelerin ardından okuyucularıma ve Seydişehirlilere bırakacağım… DİĞER BİR KONU… Seydişehir caddeleri aylardır şantiye gibi hummalı çalışmalar var… Netice itibari ile hizmet olarak bize dönecek çalışmalar… Yollar kaldırımlar yenileniyor daha yaşanılabilir hale getirilmeye çalışılıyor… Yüksek okul okumamış ortaokulu hasbel kader bitirmiş, kaldırım mühendisimiz, yol, elektrik, asvalt mühendisimiz çok, dolayısı ile bu çalışmaların sokaktaki eleştirilerini bu bilge şahsiyetlere bırakıyorum… Geçtiğimiz dönemde Atatürk caddesinin yapımı sırasında master yapmış çamurcu, diplomasız mühendisler her dönemde faaller maşallah… Her şeyi biliyorlar… Benim sözüm şimdilik bu çalışmalara dair değil… Efendim; onca yol, kaldırım yeniden düzenleniyor… Bir tek idareci, bir tek sorumlu ve bir tek esnaf; engelli, tekerlekli sandalye mahkûmu bir vatandaşın işyerlerine rahat girip giremeyeceğini düşündü mü? Alışveriş zevki yada alacağı ürünü reyonunda, rafında görerek dokunarak, hissederek satın alma zevkini ve bundan dolayı para kazanacağınızı nasıl unutulur doğrusu garip… Buna keyfiyetiniz, gururunuz izin vermez ama lütfen bir dakikalığına gözlerinizi kapayın ve sandalye mahkumu bir engelli olduğunuzu hayal edip kendi işyerinize girmeye çalışın… Giremediniz demi… Ruhunuza darlık geldi… Bir engeli babası olarak bu konuda engelli kızımın uyarısı üzerine dikkatlere sunduğum bu konuyu acaba engelli babası olmasaydım aklıma getirebilir, düşünebilir miydim bilmiyorum ama durum bu… Netice itibari ile işyeri sahiplerimizin bu hususu dikkate almalarını, fiziki şartları doğrultusunda işyeri girişlerinde engellilere yönelik düzenleme yapmaları hassaten rica ederim… Engellilerin bu konuda ki yasal haklarından söz edip gönülsüz tasarruflara sebep olmak istemem ancak engellilerin bu zevkten ve ihtiyaçtan mahrumiyeti  hem hak hemde haksızlık… Hülasası; Engelsiz devlet hizmetlerinden dem vurup engellilere yönelik bencilce bir talepte bulunma gayreti içerisinde oldum… Daha yaşanılabilir bir şehirde yaşamaktan başka bir amaç taşımadığım ve sorumluluk hissettiğim konuları bu anlamda beyan emekten başka bir gayemiz yok elhamdülillah… Sürç-i lisanımız varsa affola… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Ne yaparsan elin ile oda gider senin ile…”              
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

VEKİLLİ VEKİLSİZ DÖNEM

13 yılın ardından yaklaşık altı aydan bu yana mecliste ilçemizden milletvekili yok…

Bu cümlenin çoğunluk itibari ile “vardı da ne oldu?” gibi bir soru ile cevaplandırılacağından eminim ancak tek tük te olsa “hiç yoktan iyiydi…” diyenler de yok değil…

Bu konuda geçmiş 13 yıllık dönemde, dönemlerin milletvekili Harun Tüfekçi’nin imtiyazlı hizmetler şöyle bir kenara dursun rutin devlet hizmetlerindeki olumlu ama daha çok rolleri üzerine çok yazdım…

Söz ve tarih verilmiş, Toki marifeti ile inşa edilen ek Devlet hastanesinin diğer ilçelerde yıllar önce bitirilmiş olmasına rağmen bizde hala bitirilmemiş olması gibi sayabileceğimiz sözü verilmiş hizmetlerden sadece bir tanesi…

Konya-Seydişehir duble yolunun bir türlü bitirilememesi, ‘sen yaptın ben yaptım’ kavgasına heder edilen okul kavgaları, bizzat Harun Tüfekçi tarafından müjdesi verilen Sağlık Bilimleri Fakültesi ve kuruluşu 1996 yılında tamamlanmış Sağlık hizmetleri Meslek Yüksek okulunun muamma olarak kalması ilave edilebilecek gecikme ve bitirilememiş hizmetler olarak sıralanabilir…

Ayrıca geçmişte yaşanan Kai-mi makam, Şehr-ül emin küslüklerinde payitaht temsilcimizin dahli ve etkileri üzerine çok yazdım…

Diğer dargınlıkların, bireysel girişimcilerin önüne ket vurulan hizmetleri ve kayıpları üzerine çok kelamlar ettim…

Dolayısı ile milletvekilimizin varlığı ve yokluğu hususunda görüş beyan etmekten kaçınacağım ve…

Vekilimiz yokta ne oldu? İlçemize getirilmesi muhtemel hizmetler durdu mu? Aksayan yanları var mıdır? Yada daha mı iyi oldu?

Başkentten hizmet sağlayan siyasetçiler ve diğer erbap daha rahat hareket edip yaptırımcı, yatırımcı makamlara daha rahat, korkusuz, engelsiz ulaşabiliyor mu?

Gibi soruların cevaplarını, 13 yıllık vekilli ve geçtiğimiz altı aylık vekilsiz dönemin tahlilini, hakkımı saklı tutarak farkındalık oluşturmak amacı ile kurduğum bu cümlelerin ardından okuyucularıma ve Seydişehirlilere bırakacağım…

DİĞER BİR KONU…

Seydişehir caddeleri aylardır şantiye gibi hummalı çalışmalar var… Netice itibari ile hizmet olarak bize dönecek çalışmalar… Yollar kaldırımlar yenileniyor daha yaşanılabilir hale getirilmeye çalışılıyor…

Yüksek okul okumamış ortaokulu hasbel kader bitirmiş, kaldırım mühendisimiz, yol, elektrik, asvalt mühendisimiz çok, dolayısı ile bu çalışmaların sokaktaki eleştirilerini bu bilge şahsiyetlere bırakıyorum…

Geçtiğimiz dönemde Atatürk caddesinin yapımı sırasında master yapmış çamurcu, diplomasız mühendisler her dönemde faaller maşallah… Her şeyi biliyorlar…

Benim sözüm şimdilik bu çalışmalara dair değil…

Efendim; onca yol, kaldırım yeniden düzenleniyor… Bir tek idareci, bir tek sorumlu ve bir tek esnaf; engelli, tekerlekli sandalye mahkûmu bir vatandaşın işyerlerine rahat girip giremeyeceğini düşündü mü?

Alışveriş zevki yada alacağı ürünü reyonunda, rafında görerek dokunarak, hissederek satın alma zevkini ve bundan dolayı para kazanacağınızı nasıl unutulur doğrusu garip…

Buna keyfiyetiniz, gururunuz izin vermez ama lütfen bir dakikalığına gözlerinizi kapayın ve sandalye mahkumu bir engelli olduğunuzu hayal edip kendi işyerinize girmeye çalışın… Giremediniz demi… Ruhunuza darlık geldi…

Bir engeli babası olarak bu konuda engelli kızımın uyarısı üzerine dikkatlere sunduğum bu konuyu acaba engelli babası olmasaydım aklıma getirebilir, düşünebilir miydim bilmiyorum ama durum bu…

Netice itibari ile işyeri sahiplerimizin bu hususu dikkate almalarını, fiziki şartları doğrultusunda işyeri girişlerinde engellilere yönelik düzenleme yapmaları hassaten rica ederim…

Engellilerin bu konuda ki yasal haklarından söz edip gönülsüz tasarruflara sebep olmak istemem ancak engellilerin bu zevkten ve ihtiyaçtan mahrumiyeti  hem hak hemde haksızlık…

Hülasası;

Engelsiz devlet hizmetlerinden dem vurup engellilere yönelik bencilce bir talepte bulunma gayreti içerisinde oldum…

Daha yaşanılabilir bir şehirde yaşamaktan başka bir amaç taşımadığım ve sorumluluk hissettiğim konuları bu anlamda beyan emekten başka bir gayemiz yok elhamdülillah…

Sürç-i lisanımız varsa affola…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Ne yaparsan elin ile oda gider senin ile…”

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.