Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

VUR ABALIYA?

Seydişehir Devlet Hastaneleri ile ilgili köşe yazılarımı bilen bilir… 30 yıldır ilçemizin hastane, hasta ve sağlık sorunlarına dair onlarca yazı yazdım… Bunun birincil sebebi evladıma şifa ararken bizzat yaşadığım zorlukları, çaresizlikleri yetkililere duyurmak sorunların çözümünde bir nebze olsun katkıda bulunmak… Kamu görevimi bağcı dövmekten ziyade üzüm yeme yönünde harcamak için… Çoğu zaman acil servis hasta koltuklarında saatlerce oturup işleyiş üzerine gerçekçi yazılar yazabilmek için gözlem yaptım… Gördüğüm bütün aksaklıkları da kendi üslubumca kamuoyuna aktarıp tekrarının önüne geçme gayreti gösterdim… ‘ACİL ÇAY SERVİSİ’, HASTANEDE DOKTOR ‘YA YOK, YA TEK…’ yakın tarihli eleştirisel köşe yazılarım… Hastanelerde kendi yaşadığım hiçbir sorunu bireyselleştirip kaleme dökmedim… Hep başkalarının karşılaştığı sorunlar ve sistemin getirdiği olumsuzluklar üzerine yazdım… Demem o ki!! Sağlıkla ilgili olumsuzluklar üzerine cümle kurmak eleştiri yapmaktan asla imtina etmedim… Ancak geçtiğimiz günlerde basında gözüme ilişen Seydişehir Devlet Hastanesi ile ilgili bir haber dikkatimi çekti ve araştırdım… Haberde doktorlar ve sağlık çalışanlarının kaba davranışlarını genelleştirerek topyekûn karalama anlayışının hastane çalışanlarının üzerinde negatif etkisi olacağı ve fayda sağlamayacağı kanaatindeyim… Bahsi geçen doktor ile hiç karşılaşmadım, hastası da olmadım ancak edindiğim bilgiye göre  günde 90-100 arasında poliklinik yapıyor ve baktığı on binlerce hasta içinde hakkında şikâyetçi olan hasta sayısı sadece 2-3… Hasta, doktor, hemşire ve diğer hastane çalışanları arasında tartışmaların olması her zaman muhtemel ancak pervasız ve haksız eleştirilerin olumlu bir katkısı olmayacağı kanaatindeyim… Evet! Hiç kimsenin kimseyi azarlamaya, bulunduğu konum itibarı ile ötelemeye ve elinde bulundurduğu yetkiyi duygularına göre kullanmaya hakkı yoktur fakat sistemin ve sistemin birincil öğesi ve yaptırım gücü olan ilçe yöneticilerinin hiç mi suçu yok? Bir türlü bitirilemeyen hastane ve eksik uzman doktorların bulunması diğer ilçe ve ilden gelen doktorlarla adeta dökme su ile değirmen döndürülmeye çalışılmasında siyasi erkin hiç mi kabahati yok? Hülasası Hastane ve sağlık üzerine defalarca eleştirisel yazılar yazmış birisi olarak doktorların mesleki becerileri ve kişilikleri üzerine tek kelam etme cüretinde bulunmadım… Dolayısı ile mesleki başarısı ortada olan doktorları ve diğer çalışanları ani bir refleksle rencide edip kamuoyu önünde küçük düşürmeye hiç birimizin hakkı yok… Bu tutum ve davranışlarımızdan yola çıkarak konuştuğum uzman doktorların tamamına yakınının ilçemizden gitmeyi hedeflediklerini biliyorum… Sağlık sektöründeki bütün olumlu gelişmelere rağmen para endeksli uygulamalar ortada iken, özel sektördeki sağlık kuruluşlarına kaçan yada devlete ait başka hastanelere giden uzman doktor açığını kapatması gereken dinamiklere her gün baskı yapılması gerekirken; münferit bir olay üzerinden on binlerce hastayı muayene etmiş, çoğu gece 5-6 kez hastalarına bakmaya gelen günde ortalama 90-100 hasta muayene eden bir doktoru kamuoyu önünde rencide etmeye asla hakkımız yoktur… İlçemizden kaçan her doktorun kaçış sebebinde sistemin olduğu kadar ilçemizin illeti haline gelmiş ve bir türlü bitmeyen dedikoducu karakterimizin de paydası olduğunu unutmayalım lütfen… ‘Vur abalıya’ mantığı ile doktor döven ruh halimizi, poliklinik önünde sıramıza riayet etmeyen haksızlığımızı hak sayıp çalışan doktorları rahatsız etmeye haksızlık etmeye ne kadar hakkımız var ki! GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ ‘Haksızlığa uğramak, haksızlık etmekten evladır…’ Eflatun  
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

VUR ABALIYA?

Seydişehir Devlet Hastaneleri ile ilgili köşe yazılarımı bilen bilir… 30 yıldır ilçemizin hastane, hasta ve sağlık sorunlarına dair onlarca yazı yazdım…

Bunun birincil sebebi evladıma şifa ararken bizzat yaşadığım zorlukları, çaresizlikleri yetkililere duyurmak sorunların çözümünde bir nebze olsun katkıda bulunmak… Kamu görevimi bağcı dövmekten ziyade üzüm yeme yönünde harcamak için…

Çoğu zaman acil servis hasta koltuklarında saatlerce oturup işleyiş üzerine gerçekçi yazılar yazabilmek için gözlem yaptım… Gördüğüm bütün aksaklıkları da kendi üslubumca kamuoyuna aktarıp tekrarının önüne geçme gayreti gösterdim…

‘ACİL ÇAY SERVİSİ’, HASTANEDE DOKTOR ‘YA YOK, YA TEK…’ yakın tarihli eleştirisel köşe yazılarım…

Hastanelerde kendi yaşadığım hiçbir sorunu bireyselleştirip kaleme dökmedim… Hep başkalarının karşılaştığı sorunlar ve sistemin getirdiği olumsuzluklar üzerine yazdım…

Demem o ki!!

Sağlıkla ilgili olumsuzluklar üzerine cümle kurmak eleştiri yapmaktan asla imtina etmedim…

Ancak geçtiğimiz günlerde basında gözüme ilişen Seydişehir Devlet Hastanesi ile ilgili bir haber dikkatimi çekti ve araştırdım…

Haberde doktorlar ve sağlık çalışanlarının kaba davranışlarını genelleştirerek topyekûn karalama anlayışının hastane çalışanlarının üzerinde negatif etkisi olacağı ve fayda sağlamayacağı kanaatindeyim…

Bahsi geçen doktor ile hiç karşılaşmadım, hastası da olmadım ancak edindiğim bilgiye göre  günde 90-100 arasında poliklinik yapıyor ve baktığı on binlerce hasta içinde hakkında şikâyetçi olan hasta sayısı sadece 2-3…

Hasta, doktor, hemşire ve diğer hastane çalışanları arasında tartışmaların olması her zaman muhtemel ancak pervasız ve haksız eleştirilerin olumlu bir katkısı olmayacağı kanaatindeyim…

Evet! Hiç kimsenin kimseyi azarlamaya, bulunduğu konum itibarı ile ötelemeye ve elinde bulundurduğu yetkiyi duygularına göre kullanmaya hakkı yoktur fakat sistemin ve sistemin birincil öğesi ve yaptırım gücü olan ilçe yöneticilerinin hiç mi suçu yok?

Bir türlü bitirilemeyen hastane ve eksik uzman doktorların bulunması diğer ilçe ve ilden gelen doktorlarla adeta dökme su ile değirmen döndürülmeye çalışılmasında siyasi erkin hiç mi kabahati yok?

Hülasası

Hastane ve sağlık üzerine defalarca eleştirisel yazılar yazmış birisi olarak doktorların mesleki becerileri ve kişilikleri üzerine tek kelam etme cüretinde bulunmadım…

Dolayısı ile mesleki başarısı ortada olan doktorları ve diğer çalışanları ani bir refleksle rencide edip kamuoyu önünde küçük düşürmeye hiç birimizin hakkı yok…

Bu tutum ve davranışlarımızdan yola çıkarak konuştuğum uzman doktorların tamamına yakınının ilçemizden gitmeyi hedeflediklerini biliyorum…

Sağlık sektöründeki bütün olumlu gelişmelere rağmen para endeksli uygulamalar ortada iken, özel sektördeki sağlık kuruluşlarına kaçan yada devlete ait başka hastanelere giden uzman doktor açığını kapatması gereken dinamiklere her gün baskı yapılması gerekirken; münferit bir olay üzerinden on binlerce hastayı muayene etmiş, çoğu gece 5-6 kez hastalarına bakmaya gelen günde ortalama 90-100 hasta muayene eden bir doktoru kamuoyu önünde rencide etmeye asla hakkımız yoktur…

İlçemizden kaçan her doktorun kaçış sebebinde sistemin olduğu kadar ilçemizin illeti haline gelmiş ve bir türlü bitmeyen dedikoducu karakterimizin de paydası olduğunu unutmayalım lütfen…

‘Vur abalıya’ mantığı ile doktor döven ruh halimizi, poliklinik önünde sıramıza riayet etmeyen haksızlığımızı hak sayıp çalışan doktorları rahatsız etmeye haksızlık etmeye ne kadar hakkımız var ki!

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

‘Haksızlığa uğramak, haksızlık etmekten evladır…’ Eflatun

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.