Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

?YANLIŞ NEREDE KİMDE BİLEMEDİM!!!?

Hemşerimiz yazar Yrd. Doç. Şerafettin Yıldız beyin mektubunun tamamını özümseyerek okudum… Müsaadelerini alarak sizlere sunmak istedim zira ahvalimizin tasvirini çok yaptım buradan… Konu ne olursa olsun dert aynı dert… Değişmez bu gerçek… Haklısın hocam dibinden tepesine kadar… “Merhaba Hakkı Bey, Seydişehirliler manevi değerlerine neden bu kadar duyarsızlar! 24 Mayıs 2013 Cuma günü Ankara-Keçiören'de Çankırı Postası ve Çankırı Gençlik Derneği tarafından “Seydişehir’den Çankırı’ya Uzanan Altın Halkalar” adlı bir anma programı düzenlendi. Programın amacı, Çankırı merkez, Çerkeş, Yapraklı ve Ilgaz ilçeleri ile Seydişehir arasında Hacı Abdullah Efendi vasıtasıyla eskiden beri var olan, fakat günümüzde Seydişehirlilerin bilmediği gönül bağını yeniden canlandırmaktı. Program içerik olarak çok seviyeli, siyaset üstü olup âlimlerin hayat hikâyeleri ve hatim duasıyla sona erdi. Ankara-Keçiören'deki anma töreninde Çankırı milletvekili Hüseyin Filiz, Çankırı'nın STK'ları, değerli bilim adamları ve gönül dostları hazır bulunurken, ne yazık ki Seydişehir’imizi temsil eden kimse yoktu, hatta Keçiören'in Seydişehirli belediye başkanı bile. Bu duyarsızlığımıza çok üzüldüm. Bizim gösteremediğimiz saygıyı gösteren, hocalarını anarak bir vefa örneği sergileyen değerli Çankırılıları karşısında utandım. Çankırılılar kafileler halinde Seydişehir’e Hacı Abdullah Efendi’yi ziyarete geliyorlar, fakat karşılarında muhatap bulamıyorlar. Yanlış nerede kimde bilemedim!!!! Sorun Hacı Abdullah Efendi’de desem; Hacı Abdullah Efendi, Osmanlı Devletinin son devir âlimlerinden olup Seydişehir’i bölgenin ilim ve kültür merkezi haline getiren, binlerce öğrenci yetiştiren fakih, müfessir, muhaddis, mutasavvıf, müderris bir zat. Yetiştirdiği talebelerinin hepsi icazetli alimlerden oluşmakta, ayrıca kendisi II. Abdulhamid Han’a danışmanlık yapmış, Sadrazam Damat Ferit Paşaya Sadrazam olacağını önceden haber veren bir kişi. Türkiye’nin her tarafındaki halife ve öğrencileri sayesinde rahmetle anılan siyaset ve cemaatler üstü mübarek ve bilge bir kişi. Döneminde itibar edilen çok önemli bir kanaat önderi. Dolayısıyla sorun Hacı Abdullah Efendi’de olamaz. Sonunda şu kanaate vardım, sorun benim herhangi bir cemaate veya siyasi bir partiye taassup derecesinde mensup olmamam. Ben her şeyden önce bir akademisyenim ve Seydişehirliyim. Benim Seydişehir için taşıdığım kaygıyı, bizden olmayan biri bizim kadar duymaz. Bu yüzden benim, “bizden değilsen yoksun” gözüyle bakılmasına neden olmakta olduğuna tanık oldum. Hacı Abdullah Efendi gibi önemli bir İslam âliminin benim yüzünden görmezden gelinmesine, basitleştirilmesine gönlüm razı değil. Bundan dolayı Hacı Abdullah Efendiye daha fazla zarar gelmemesi için bir kenara çekilmeyi tercih ediyorum. Hakkı bey, size sorarım: “Seydişehir ve Seydişehir’in değerleri tanıtmak kimin görevi?!” Hakkı bey, sizin Seydişehir ve Seydişehirlilik konusundaki duyarlılığınızı bildiğim için size yazdım. Rahatsız ettim; hakkınızı helal edin, selamlar.” ONLAR KENDİLERİNİ İYİ BİLİR… (…) Süreç boyu işçiler arasında konuşulan diğer bir gerçek ise; sözleşme sürecinde grev yönünde alınan kararda ön planda rol alan işçi arkadaşların sözleşme sonunda işverence cezalandırılacağı bir yolunu bularak işten çıkarılacakları şeklindeydi… Bu hem çok güçlü hem de yaygın bir iddia… Öyle ki! Esnaf bile bu iddianın gerçekleşeceğine inanmış… ‘çok kişinin kellesi’ alınacakmış muhabbetinde… Doğrusu bu iddianın Cengiz kardeşlerce muteber karşılanmayacağı kanaatindeyim… Eskiden kalma birkaç müdür bu yönde telkinlerde bulunsa bile etik olmayan ve demokratik anlamda da yeri olmayan bu usulün Cengiz kardeşlerin ve sağduyu sahibi birçok yöneticinin vicdan muhasebesine yenik düşeceğine inanıyorum. (…) Sordular bende cevaplıyorum… “MADEM SÖZLEŞME BİTTİ…” başlıklı yazımda alüminyum işçilerine dair yukarıdaki paragrafta bahsi geçen eskiden kalma birkaç müdür den kastım sayıları 10’u geçen müdürlerin tamamına ithafen olmayıp onlar kendilerini çok iyi bilirler… İsimlerini inşallah zikredeceğim… Hem de kendilerine Seydişehirlilerin hakkını helal etmediğini hatırlatarak… Pek yakında…
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

?YANLIŞ NEREDE KİMDE BİLEMEDİM!!!?

Hemşerimiz yazar Yrd. Doç. Şerafettin Yıldız beyin mektubunun tamamını özümseyerek okudum… Müsaadelerini alarak sizlere sunmak istedim zira ahvalimizin tasvirini çok yaptım buradan… Konu ne olursa olsun dert aynı dert… Değişmez bu gerçek… Haklısın hocam dibinden tepesine kadar…

“Merhaba Hakkı Bey,

Seydişehirliler manevi değerlerine neden bu kadar duyarsızlar!

24 Mayıs 2013 Cuma günü Ankara-Keçiören'de Çankırı Postası ve Çankırı Gençlik Derneği tarafından “Seydişehir’den Çankırı’ya Uzanan Altın Halkalar” adlı bir anma programı düzenlendi. Programın amacı, Çankırı merkez, Çerkeş, Yapraklı ve Ilgaz ilçeleri ile Seydişehir arasında Hacı Abdullah Efendi vasıtasıyla eskiden beri var olan, fakat günümüzde Seydişehirlilerin bilmediği gönül bağını yeniden canlandırmaktı. Program içerik olarak çok seviyeli, siyaset üstü olup âlimlerin hayat hikâyeleri ve hatim duasıyla sona erdi.

Ankara-Keçiören'deki anma töreninde Çankırı milletvekili Hüseyin Filiz, Çankırı'nın STK'ları, değerli bilim adamları ve gönül dostları hazır bulunurken, ne yazık ki Seydişehir’imizi temsil eden kimse yoktu, hatta Keçiören'in Seydişehirli belediye başkanı bile. Bu duyarsızlığımıza çok üzüldüm. Bizim gösteremediğimiz saygıyı gösteren, hocalarını anarak bir vefa örneği sergileyen değerli Çankırılıları karşısında utandım. Çankırılılar kafileler halinde Seydişehir’e Hacı Abdullah Efendi’yi ziyarete geliyorlar, fakat karşılarında muhatap bulamıyorlar.

Yanlış nerede kimde bilemedim!!!!

Sorun Hacı Abdullah Efendi’de desem; Hacı Abdullah Efendi, Osmanlı Devletinin son devir âlimlerinden olup Seydişehir’i bölgenin ilim ve kültür merkezi haline getiren, binlerce öğrenci yetiştiren fakih, müfessir, muhaddis, mutasavvıf, müderris bir zat. Yetiştirdiği talebelerinin hepsi icazetli alimlerden oluşmakta, ayrıca kendisi II. Abdulhamid Han’a danışmanlık yapmış, Sadrazam Damat Ferit Paşaya Sadrazam olacağını önceden haber veren bir kişi. Türkiye’nin her tarafındaki halife ve öğrencileri sayesinde rahmetle anılan siyaset ve cemaatler üstü mübarek ve bilge bir kişi. Döneminde itibar edilen çok önemli bir kanaat önderi. Dolayısıyla sorun Hacı Abdullah Efendi’de olamaz.

Sonunda şu kanaate vardım, sorun benim herhangi bir cemaate veya siyasi bir partiye taassup derecesinde mensup olmamam. Ben her şeyden önce bir akademisyenim ve Seydişehirliyim. Benim Seydişehir için taşıdığım kaygıyı, bizden olmayan biri bizim kadar duymaz.

Bu yüzden benim, “bizden değilsen yoksun” gözüyle bakılmasına neden olmakta olduğuna tanık oldum. Hacı Abdullah Efendi gibi önemli bir İslam âliminin benim yüzünden görmezden gelinmesine, basitleştirilmesine gönlüm razı değil. Bundan dolayı Hacı Abdullah Efendiye daha fazla zarar gelmemesi için bir kenara çekilmeyi tercih ediyorum.

Hakkı bey, size sorarım: “Seydişehir ve Seydişehir’in değerleri tanıtmak kimin görevi?!”

Hakkı bey, sizin Seydişehir ve Seydişehirlilik konusundaki duyarlılığınızı bildiğim için size yazdım. Rahatsız ettim; hakkınızı helal edin, selamlar.”

ONLAR KENDİLERİNİ İYİ BİLİR…

(…) Süreç boyu işçiler arasında konuşulan diğer bir gerçek ise; sözleşme sürecinde grev yönünde alınan kararda ön planda rol alan işçi arkadaşların sözleşme sonunda işverence cezalandırılacağı bir yolunu bularak işten çıkarılacakları şeklindeydi… Bu hem çok güçlü hem de yaygın bir iddia… Öyle ki! Esnaf bile bu iddianın gerçekleşeceğine inanmış… ‘çok kişinin kellesi’ alınacakmış muhabbetinde…

Doğrusu bu iddianın Cengiz kardeşlerce muteber karşılanmayacağı kanaatindeyim… Eskiden kalma birkaç müdür bu yönde telkinlerde bulunsa bile etik olmayan ve demokratik anlamda da yeri olmayan bu usulün Cengiz kardeşlerin ve sağduyu sahibi birçok yöneticinin vicdan muhasebesine yenik düşeceğine inanıyorum. (…)

Sordular bende cevaplıyorum…

“MADEM SÖZLEŞME BİTTİ…” başlıklı yazımda alüminyum işçilerine dair yukarıdaki paragrafta bahsi geçen eskiden kalma birkaç müdür den kastım sayıları 10’u geçen müdürlerin tamamına ithafen olmayıp onlar kendilerini çok iyi bilirler… İsimlerini inşallah zikredeceğim… Hem de kendilerine Seydişehirlilerin hakkını helal etmediğini hatırlatarak… Pek yakında…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.